Kadir Topbaş kimin üvey kardeşi?


Dün, Kenya’nın başkenti Nairobi’de, modern ve farklı mimarisiyle etkileyici Tribe Otel’inde, hem Afrika yağmuruna, hem de Afrika güneşine uyandım...Koştura koştura Birleşmiş Milletler Yerel Yönetimler Danışma Komitesi’nin (UNACLA) toplanacağı görkemli binaya gittik... Daha önce de vurguladığım gibi, UNACLA, seçilmiş belediye başkanları ve yerel yönetim temsilcilerinden oluşan üst düzey bir grup, dünya şehirlerine pozitif ve yenilikçi bir gelecek vizyonu sunmakta, BM-HABITAT İcra Direktörüne kuruluş kararlarının uygulanması konusunda danışmanlık yapmakta... *** Dünya Yerel Yönetimler Birliği (UCLG) Başkanı da olan Kadir Topbaş, hem bu toplantının ana konuşmacısı, hem de BM-HABİTAT Başkanı Joan Clos’un önerisiyle UNACLA’nın başkanlığına adaydı... Bu açıdan seçilmesi sürpriz olmayacaktı... Ve seçildi... Böylece yerel idareler bağlamında küresel kimliği İstanbul’la birlikte iyice güçlendi... *** Topbaş’ın konuşmasındaki kimi vurgular, beni geçmişe götürüverdi... Artık iyice küresel bir kimlik kazanan İstanbul Belediye Başkanı şunları söylüyordu: “Bugüne dek, UNACLA’nın gündemi desantralizasyon konusunda uluslararası bir diyalogun teşvik edilmesi olmuştu. Yerel yönetim teşkilatları, daha sonra ‘Desantralizasyon Uluslararası Ana Esasları’ belgesine dönüşen ‘Dünya Yerel Yönetimler Şartı’nın geliştirilmesine destek oldular. Bu süreçte UNACLA, ‘Ana Esaslar’ belgesi için yerel yönetimlerin aktif olduğu bir siyasal forum görevi gördü. Şimdi de bu esasların UCLG üyeleri arasında yaygınlaştırılması ve ulusal hükümetlerce uygulanması için konuyu yakından takip etmektedir. Değerli Dostlarım, Günümüzde demokrasi konusunda önemli adımlar atılıyor; desantralizasyonun bir ihtiyaç olduğunun farkına varılıyor. Bununla birlikte daha yapacak çok işimiz var. Öncelikle ulusal hükümetlere kararlılığımızı sürekli göstermek zorundayız.” *** Topbaş’ın “desantralizasyon” vurgusu aldı beni 1877 yılında doğup, 1948 yılında ölen Osmanlı İmparatorluğu’nun II. Meşrutiyet döneminde etkin olmuş ünlü bir siyasetçi ve düşünürü Prens Sabahattin’e savurdu... Çünkü Prens Sabahattin, “yerinden yönetimin gerekliliğini iddia ederken, sebep olarak da; bir vilayetteki idare usulünün diğer bir vilayette aynen uygulanmasının mümkün olamayacağını ileri sürer... Merkeziyetçi anlayışı, özgürlüğün kısıtlandığı, çoğunluğun azınlık tarafından baskı altında tutulup yönetildiği bir yapı olarak görür. Prens Sabahattin’in Teşebbüs-i Şahsi ve Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti’nin 1906 tarihli programına göre; yerinden yönetim sağlanacak, il genel meclis üyelerini halk seçecek ve merkezi yönetim de halkın seçtiği temsilcilerden oluşacaktı.” *** Topbaş konuşurken Prens Sabahattin’in üvey kardeşi gibiydi... Üvey diyorum, çünkü öz kardeşi olsa Prens Sabahattin’in öncülük ettiği ve hala Türkiye’ye çok bol gelen “âdemi merkeziyetçilik” sekiz yıllık AK Parti iktidarı döneminde hayat bulurdu... Anayasa’nın “mahalli idareler” başlıklı 127. maddesindeki şu paragraf bizdeki durumu netleştiriyor: “Merkezî idare, mahallî idareler üzerinde, mahallî hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahallî ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idarî vesayet yetkisine sahiptir.” Paragrafı dikkatlice okuyunca belediyelerin merkezi idarenin “vesayeti” altında olduğu görülmekte... Desantralizyasona da gerçek belediyelere de çok uzun bir yol var... *** Kadir Topbaş “Dünya Yerel Yönetimler Birliği” başkanı idi... Şimdi “Birleşmiş Milletler Yerel Yönetimler Danışma Komitesi”nin de başkanı oldu... Umarım, bu büyük başarısı onu “üvey” kardeşlikten kurtarır... Öncülük edeceği “âdemi merkeziyetçilik” akımı Türkiye’de de dört dörtlük bir şekilde hayata geçer ve Topbaş, Prens Sabahattin’in öz be öz kardeşi olur...
<< Önceki Haber Kadir Topbaş kimin üvey kardeşi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER