Bir korku imparatorluğu yaygarasıdır koparıldı gidiyor.
Oluşturulmak istenen
algı bu ülkede hiçbir şeye güven kalmadığı ve iktidarın kendine yakın olanlardan başkasına
yaşam hakkı tanımadığı düşüncesinin insanların kafasında yer etmesi.
Bu algıyı
toplumda oluşturmak isteyenlerin hiçbir şey umurlarında değil.
Öyle ki bu ülkenin yüz binlerce gencini; gözlerini kırpmadan, vicdanları sızlamadan kurguladıkları oyuna alet etmekten bile geri durmuyorlar.
Türkiye’de
yüksek yargı ve yüksek
bürokrasi artık ellerinin altından kayan bu kesimler, tamamen vatandaşın algısı üzerine oynuyor.
Çünkü bu ülkede
demokrasinin uygulanış yöntemi değişti.
Bu ülkede demokrasi
vesayet altından kurtulup, milli iradenin garantisi altına girdi.
Bugüne kadar milletin
sandıkta verdiği kararı beğenmeyenler, ellerinde bulundurdukları yüksek güçlerle milletin tercihinin hep üzerine çöktüler.
Bir devir kapanırken şimdi 12
Eylülcülerin de yargılanacak olması çok önemli.
Ergenekon yapılanmasının hayata geçirmeye çalıştığı
darbe planlarının hepsinin bir bir ortaya çıkması ve bu planları yapanların yargı önünde
hesap veriyor olmaları kadar önemli olan başka bir şey de; bu ülkede başarılı olmuş darbelerden de artık hesap sorulacak olmasıdır.
Millet iradesine müdahale etmenin rüyasını gören; başarılı olsa da, olamasa da bir gün illa ki bunun hesabını vereceğini aklından çıkarmayacak.
Peki milli iradeye müdahale bitecek mi ?
Hayır.
Tıpkı YGS’de yaşadığımız şifre komplosu gibi olaylarla, milli iradeye müdahale devam edecek.
Bir süredir uygulanan yöntem “milli iradeye kaynağından müdahale” yöntemi.
Bunun adı; milletin üzerinde siyasi komplolarla
psikolojik etki oluşturma ve toplumu bir paranoya sarmalına alma operasyonu.
YGS’deki yöntemin bir benzeri, daha önce
KPSS’de de uygulandı.
Özellikle toplumun çok büyük kesimini ilgilendiren sınavlarda, bu yöntem
sistematik bir şekilde sahneye konuluyor.
12 Eylül’de yapılan anayasa değişikliği referandumu öncesi, Türkiye KPSS skandalını konuştu.
Soruların el altından bazı kesimlere
servis edildiği, bazı dershanelerin öğrencilerine soru dağıttığı iddiaları günlerce kamuoyunda tartışıldı.
Olayın gerçek boyutları ortaya çıkmasına rağmen, toplum üzerinde oluşturulan psikolojik etki gerçeğin önüne geçti.
İşte şimdi de aynısı yapılıyor.
Tıpkı 12 Eylül referandumu öncesi olduğu gibi; bu kez de
12 Haziran genel
seçimleri öncesi toplumda yeni bir korku fırtınası estirilmeye çalışılıyor.
Toplumu; Ak Parti’nin tek başına bırakıldığı anayasa değişikliği sürecinde “
evet” dememeye ikna etmeye çalışanlar, şimdi yine Ak Parti karşısında blok oluşturulmaya doğru gidilen genel seçimde, ona oy vermemeye yönlendirmeye çalışıyor.
Kurgulanan oyunun nihai hedefi 12 Haziran genel seçimleri.
Dolayısıyla kurgulanan bu oyunun asıl vurucu ayağı henüz gerçekleşmedi.
Şimdi size tarih tarih bu oyunun sahneye konulan ve konulacak ayaklarını anlatalım;
27 Mart’ta YGS yapıldı.
Bir hafta sonra 2 Nisan’da
şifre iddiası gündeme düştü ve olayın ne olup ne olmadığı bile tam olarak anlaşılmadan ortalık harman yerine döndü.
Gözleri hiçbir şeyi görmeyen bazı köşe yazarları ve televizyoncular,
gazete sütunlarına ve ekranlara darağacı kurup infaza başladı.
Şartlanmış bu insanları hiçbir açıklama kesmedi. Çünkü onlar kendilerini tatminsizliğe göre programlamışlardı.
Şimdi Nisan’ın 20’si gibi
YGS sonuçları açıklanacak.
Ve bundan sonra ne olacak biliyor musunuz ?
Ak Parti’ye karşı toplumu yönlendirme görevi üstlenen bir
köşe yazarı; bazı dershanelerde sınava 12 saat kala öğrencilerin evlerinden çağırılarak sayı dizimi bilimi olan “mod-medyan” anlatıldığını ve sınavda bu bilgilerin öğrencilere yarayacağının söylendiğini yazdı.
Bu yazı; YGS’de ilk bine girenlerin gittikleri dershaneler ve okulların tartışılmaya başlanacağının habercisi.
Emin olun yaklaşık 15-20 gün Türkiye sınavda dereceye girenleri tartışacak.
Ve bu süreçte; bazı dershanelerde, öğretmenlerin öğrencilere sorularda şifrelerin olabileceğini söylediği yönündeki haberlerle kafa bulandırılmaya devam edilecek.
Böylelikle
Mayıs ayının ortalarına gelinmiş, 12 Haziran seçimlerine yaklaşık bir ay kalmış olacak.
12 Haziran’daki genel seçimden bir hafta sonra, 18 Haziran’da ikinci sınav olan LYS var.
Emin olun; Türkiye tam seçim arefesinde bu kez de LYS’yi tartışmaya başlayacak.
YGS’deki
şifre iddiaları pişirilip seçime günler kala toplumun önüne konulacak. LYS’de de aynı tür endişeler ve korkulardan bahsedilecek.
Sınava girecek yüz binlerce
genç ve milyonlarca
aile ferdi üzerinde bir güvensizlik algısı oluşturulmaya çalışılacak.
Türkiye’nin; 18 Haziran’daki LYS’den bir hafta önce 12 Haziran’da, sandık başına bu psikoloji içerisinde gitmesi sağlanmaya çalışılacak.
İşte fotoğraf bu.
Dolayısıyla siyasi komplonun babası 12 Haziran seçiminden önce Türkiye’yi bekliyor.
Darbecilerin yargılandığı Türkiye’de; milli iradeye, sandığa giderken müdahale etmek üzere bir sistem işlemeye başladı.
Dikkatli olmakta fayda var.
[email protected]