ÖZ'E Mİ DOKUNULDU?


Ergenekon türü davaları şark devletleri sonuçlandırmaya ehil de-ğil-dir. Çünkü bu tür davalar hem hükümetlerin hem de yargı mensuplarının istemediği dava türleridir. Derin devlete hiçbir meşru hükümet dokunmaya cesaret edemez. İşte bazen birilerinin çabaları ile bu tür davalar açılsa da, gördüğümüz gibi önüne çelik duvarlar örülmeye çalışılır. Genellikle bu çelik duvarlar örülür ve geçit vermez. Bu davalara eninde sonunda uygun hâkim ve savcılar bulunur. Bu davaları akamete uğratmak için en iyi yol uzatmak ve sulandırmaktır. Uzadıkça sondan uzaklaşılır. Sulandırıldıkça da acaba diye soru işaretleri kamuoyunu şüpheye gark eder. Davanın haklılığını tartışılır hale getirir. Aslında uzatma ve sulandırılma tuzağına düşmemek, her hâkim ve savcının harcı değildir. Hâkim ve savcıların liyakatlerinin ve eğitimlerinin yeterli olmamaları en büyük handikaptır. Hâkimler ve savcılar, karar verirken hukuka, kanunlara ve vicdanlarına bağlı kalıp, hiçbir yerden direktif almazlarsa, - atanmaları ve meslekte ilerlemeleri hükümetin etkisi dışındaki bir kurul tarafından yapılsa, bu hataların daha asgariye ineceği kesindir. Şimdi Ergenekon Savcısı Öz’e dokunuldu mu, terfi mi ettirildi sorusu kadar abes bir soru olamaz diye düşünüyorum. Neden mi? Savcı Öz “maaşa zam işe son” gibi, terfi ettirilerek Ergenekon davasındaki işine son verildi. Birileri çıkıp terfi ettirildi gibi gerekçelerle insanları kör ve sağır yerine koymasınlar. Savcı öz soruşturmadaki bazı hataları sebebiyle sanki sorumlusu hükümetmiş gibi yapılan kasıtlı yayınlar ve baskılar sonucu siyaseten görevinden alındı. İnşallah bu siyasi atama hâkim ve savcılara ders olur da, daha dikkatli soruşturma ve kovuşturma yapmalarını sağlar. Tabiî ki, daha az hata, davaları sulandırmak için pusuda bekleyen zevatı da susturur. Gerçi bizdeki beyaz Türklerin aka - kara demek alışkanlıklarını pek terk edecekleri yok ya, hiç olmazsa somut mesnetleri olmaz. Artık, hâkim ve savcılar Donkişot durumuna düşmemek için iki kez düşünecekler. Nereden şövalye ruhlu hâkim ve savcı bulunacak diye düşünüyorum. Yargının düzenleme olarak bağımsız yapısına bu hükümetin canhıraş mücadelesi sonucu geldiğini kimse inkâr edemez. Yargının tarafsızlığının düzenleme ile sağlanamayacağı ortaya çıkmıştır. Tarafsızlık, liyakat ve eğitim ile sağlanacak bir erdemdir. İşte bu erdemi tesis etmeye ve gerekli tedbirleri almaya karar verip reform yapmaya derhal başlanılmalıdır. Umarım hâkim ve savcılar teferruatlarla uğraşmayıp davaların esasına yoğunlaşıp, bu tür davaları süratle sonuçlandırır. Ülkemizin dünya nezdinde hak ettiği yere gelmesine yardımcı olurlar.
<< Önceki Haber ÖZ'E Mİ DOKUNULDU? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER