Bir önceki yazımda Brüksel'den Lucarna Koleji öğretmenlerinin
Bursa gezisinden bahsetmiştim.
Bugün de o
misafir öğretmenlerin insanımızın güzel davranışları karşısındaki hissiyatlarını anlatmaya çalışacağım...
Benedetto: Sizlere çok içten, kalpten bin defa, iki bin defa teşekkür ederim. Hayatımın en anlamlı ve en güzel gezisi ve tatiliydi. Geldiğimizden beri kar yağıyor ve çok
soğuk bir hava var. Ama bize hayattaki gerçek güneşi gösterdiniz. (Bunları sesi titreyerek ve gözleri
yaşlı bir şekilde söylüyordu.)
Roxana: Burada bize anlatıldığı şekilde ideal bir insan olacağıma ve öğrencilerime bu değerleri öğreteceğime dair bütün öğretmen arkadaşlarım adına söz veriyorum. Bundan sonra onların en iyi konumlara gelmesi için çalışacağım.
Christof: Üç sene önce okula geldiğimde Türkler ve
Müslümanlar ile ilgili değişik önyargılar vardı kafamda, birçok Belçikalı gibi. Hem okulda yaşadıklarım hem de bu gezide gördüklerimle şunu söyleyebilirim ki "inanılmayacak kadar iyisiniz". Bu duyguyu herkesin yaşaması lazım. Ama insanlar bu güzellikleri dinleyerek anlamaz ve inanmazlar. Herkese göstermek ve yaşatmak lazım.
Julie: Daha ilk günden buradaki insanların çok pozitif, güleryüzlü, samimi ve misafirperver olduğunu anladım ve hissettim. Her şey için çok teşekkür ederim.
Karen: Bu güzelliklerin içinde, Müslüman bir ailede doğduğunuz için çok şanslısınız. Bizler için böyle bir
tercih yapmak çok kolay değil. Ailemiz var, çevremiz var, alışkanlıklarımız ve eşlerimiz var. (Çok duygu yüklü ve dertli bir şekilde diğer öğretmenlerin yanında söylüyordu.)
Evelin: Fedakârlık kavramını, sizin ne yapmaya çalıştığınızı, neden bu kadar gayret ettiğinizi daha yeni anlamaya başladım. Bu işin sadece Belçika'dan ibaret olduğunu zannediyordum. Diğer ülkelerdeki arkadaşları ve projeleri görmek için sabırsızlanıyorum. İnsanlar Afrika'ya nasıl gider diye düşünüyordum. Ama şu an böyle kutsal hedefler için, böyle güzel insanlarla dünyanın her yerine gidilir diye düşünüyorum.
Natalie: Ben de birçok Batılı gibi köpekleri çok severim. Çünkü onları insanlardan daha sadık ve samimi bulurum. Ama burada gerçek samimiyetin ve sadakatin insanlarda olduğunu sizler vasıtasıyla öğrenmiş oldum.
Karen: Bu kadar güzel ilgilenip misafir edip sonra da eksikliklerden dolayı özür dilemeniz, ne kadar ince bir kültürünüz olduğunu gösteriyor.
Nathalie: (Ağlayarak konuşuyordu) Son olarak şunu söylemek istiyorum. Şu an herkes çok güzel duygular içinde. Herkes sözler verdi ve kendisiyle ilgili kararlar aldı bundan sonraki hayatına dair. İçinde bulunduğum hissiyatla her problemi yenebileceğimi ve aslında problem gibi gözüken birçok şeyin de o kadar önemli olmadığını düşünüyorum. Sizden bir şey rica ediyorum ve istiyorum; bundan sonra bir engelle karşılaştığınızda, karşınıza bir sorun çıktığında şu anda içinde olduğunuz hisleri hatırlayın. Eğer bunu başarabilirseniz çözemeyeceğiniz ve zorlanacağınız hiçbir mesele kalmayacak ve hayata çok pozitif bakabileceksiniz.