Ergenekon davası öldü mü, yaşıyor mu?


Öğle civarı gündem değişiverdi… Çünkü Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) kararnamesi yayınlandı, 128 hâkim ve savcının görev yeri değişti. Ama en önemlisi adli yargı kararnamesi ile Zekeriya Öz İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine atandı, Ergenekon davasındaki görevi de sona erdi. Bu ani gelişmeyi yorumlayan savcı Öz, “yorgundum. Herhangi bir talebim olmadı. Bu kararı beklemiyordum. Sürpriz oldu” deyince, tüm dikkat olup biteni doğru yorumlamak üzerine yoğunlaştı… Ne oluyordu? Yeni bir Şemdinli mi, taze kan ile yola devam mı? Ergenekon toprağa mı veriliyor, yeni bir enerjiyle vites mi değiştiriyor? Her iddiaya bol alıcı çıktı… *** Ben durumu anlamak için, işin kaynağına, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yeni haline, çalışma düzenine ve kompozisyonuna yöneldim… Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun Anayasa değişikliğiyle yenilenen yapısını tetkike daldım… HSYK’nın yeni hali, yedişer üyeli üç daireden oluşmakta… Birinci Daire, hâkim ve savcılarla ilgili atama ve nakletme, geçici yetki verme, kadro dağıtma, müstemir yetkileri düzenleme, yıllık ve mazeret izinleri dışında izin verme, Türkiye Adalet Akademisi tarafından yapılan planlamaya ve alınan taleplere uygun olarak eğitim programlarına katılmaya ilişkin izin verme işlerini, meslek öncesi eğitimde staj mahkemelerini karara bağlıyor… Son atamaları yapan da doğal olarak 1. Daire… *** Peki, 1. Daire’de kimler var? Dairenin üyeleri Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman, İsmail Aydın, Prof. Dr. Bülent Çiçekli, Dr. Teoman Gökçe ve Ahmet Berberoğlu... Kurul’un Başkanı ise Adalet Bakanlığı eski Müsteşar Yardımcısı İbrahim Okur... *** Savcı Öz’ün şahsında simgeleşen ve son dönemlerde “derin devleti” ortaya çıkarmaya çalışan yargısal girişimlerin peşini bırakmayan insanlar “mesleksel onur” anlamına çok takdire şayan işler yaptılar… Mesleklerinin gereğini cesurca yerine getirdiler… Sanırım son zamanlarda ortaya çıkan “yayınlanmamış kitap” peşine düşmek gibi anlaşılması ve anlatılması zor işler olmasa bu son gelişme de ortaya çıkmayabilirdi… *** Yeni göreve gelenler arasında da “mesleksel onur” açısından aynı alkışları hak edecek çok önemli hukukçular var… Bu açıdan, ekip değişikliğini “yeni bir Şemdinli” olarak yorumlamak hem terfi edenlere, hem de yeni gelenlere ciddi bir haksızlık olabilir… Bu açıdan herhangi bir endişeye en azından şimdilik gerek yok gibi gözükmekte… *** Ancak burası Türkiye… Buranın egemeni, evrensel hukuk kuralları değil… Gelişmelerin her daim rahatlıkla değişebileceği bir coğrafyadayız… Her gelişmeyi yeniden yeniden her an izlemek ve değerlendirmek gerek… Üstelik Ergenekon’un da, peşine düşen herkesi her zaman yemeğe hazır bir canavar olduğunu unutmamalı… Ergenekon hukuken yok edilmez ise mutlaka peşine düşeni kan kusturmaya hamle edecektir… *** Kısacası günün sonunda, durumun özeti, Şemdinli olur mu diyenler endişelenmesin… Ergenekoncular da yersiz göbek atmaya kalkmasın… Süreç devam ediyor… Çok önemli işler yapanlar terfi etti, aynı ahvalden çok önemli işler yapacak olanlar da yeni görevi devraldı… Ama her şeye rağmen bize düşen görev, bu sürecin hiçbir şekilde Şemdinli olmamasını sağlamak, her an teyakkuz halinde bulunmak… En elzem olan da bu zaten…
<< Önceki Haber Ergenekon davası öldü mü, yaşıyor mu? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER