Bazen boğulduğunuzu hissedersiniz günlük yaşamın koşturmaları içinde. Borsanın iniş ve çıkışlarından, altının son durumundan, domatesin fiyatından, çocuğun okul taksitinden, ünlü şarkıcının son sevgilisinden nasıl ayrıldığından bahsediyordur yanınızdakiler…
İnsanların yüzlerine bakarsınız,
incir çekirdeğini doldurmayacak değerdeki gündemlerle saatlerce konuşuyorlardır. Siz sessizleşirsiniz.Her geçen gün kendi içinize doğru daha bir çekilirsiniz. Etrafınızdakiler sosyal fobiniz olduğunu falan zannetmeye başlarlar.
Konuşmak istersiniz ama insanların dilini bilseniz de gündemini bilemediğiniz için bir türlü konuşmaya dâhil olamazsınız.Küçük sırların sıralarını bilmiyorsunuzdur mesela…
Onlarla takılmayı denersiniz, durum vahimdir… Size anlamsız gelen sözlere, şakalara, esprilere gülümsemeye çalışırsınız. Anlamış gibi yaparsınız ama olmaz. Her gülümseme, acı çeken bir adamın dudaklarını zorlayarak yanlara doğru esnetmesinden öteye geçemez.
Üzülmeyin siz
hasta değilsiniz! Diğerleri de değiller… Yalnızca ayrı suların
balıklarısınız, o kadar! Her insan aynı derinlikte düşünce yapısına sahip olacak diye bir kaide yok. Her balığın aynı derinlikte yüzememesi gibi...
Eğer
küçük bir balıksanız, çayda, derede yüzmek size zor gelmez. Ama bir
yunussanız, kader ya da seçimleriniz sizi bir çaya sürüklemişse acırım halinize.
Acil çıkış kapısına yönelmeniz lazım. Aksi halde yüzemediğiniz ve diğer
balıklara da benzeyemediğiniz için öleceksiniz!
Büyük düşüncelere sahip bir zihniniz varsa, derin felsefi ve metafizik konular varlığınızı hissettiriyorsa, neden kendinizi günübirlik
siyaset oyunlarında harcayasınız ki? Dünyanın ve hayatın anlamı üzerinde düşünmek varken, neden bilmem hangi ünlünün son dedikoduları üzerine senaryolar kurasınız ki?
Duygularınızı konuşmak, kendinizi her daim kendinize anlatmak gibi bir yetenekle donatılmışsanız neden
alışveriş merkezlerinde
indirim peşinde koşasınız ki?
Siz insanı, baharı, çiçeği konuşmak isterken etrafınızdakiler maç sonuçlarını konuşmak istiyorlarsa yazık size…
Hangi balık olduğunuza bir bakın! Daralıyorsanız, düşüncelerinizin her gün biraz daha sığlaştığını, kabiliyetlerinizin her gün biraz daha köreldiğini hissediyorsanız, yanlış sularda yüzdüğünüz içindir!
Yanlış balıklarla
arkadaş olduğunuz içindir.
İnsan ruhunun derinliklerine dünyanın yetmediği bir durumda, siz bütün duygularınızı en dar dairede “dedikodu” cinsinden günübirlik anlamlar üzerine harcıyorsanız, depresyon
ikiz kardeşiniz olacaktır.
“Fakat diğerleri mutlular, niye ben onlar gibi olamıyorum!” diyorsanız, “Siz başka suların balığı olduğunuz için!” desem, yanılmış olmam herhalde, değil mi?
Bazılarına iş, okul, yemek; AVM’lerde gezmek, gazetelerin
spor sayfasına göz gezdirmek, modayı takip etmek, kafe kafe dolaşmak, eş ya da sevgili değiştirmek yetebilir. Ama ya size bunlar yetiyor mu?
Tatminsiz olduğunuz için ya da nankör balık olduğunuz için demiyorum bunları. Yalnızca derinlikli olmayan bir alanda salındığınız için bu kadar sıkılıyor olabilirsiniz diyorum…
Nerede yaşıyor olduğunuz hiç önemli değil! Her zaman yanınızda küçük balıklar ve onların küçük telaşları olacaktır.
Şimdi düşünün, “Hangi suyun balığıyım!” diye. Eğer yunus olduğunuza karar verirseniz, çayda dolaşmayı bırakıp sizin gibi yunuslarla beraber okyanusa açılmaya niyetlenin. Unutmayın ki hayat çaydan ve küçük balıkların günübirlik didişmelerinden çok daha derin anlamlar ifade ediyor.
[email protected]