Hanefi Avcı bastı da ne oldu!


İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Ahmet Şık'ın "İmamın Ordusu" isimli kitabının tüm nüshalarına el konulmasına karar vermesinin ardından kitabın dijital kayıtlarına dün İthaki Yayınevi ve Radikal Gazetesi'ne yapılan polis operasyonuyla el konuldu ve kopyaları silindi. Basılmamış bir kitap yasaklanabilir mi? Ya da basılmamış bir gazete? Ya da yapılmamış bir konuşma metni? Yayınlanmamış bir yazı? Soru bu! Yanıt: Medyalaşmamış ya da yapılmamış bir iletişim tabii ki yasaklanabilir! Bunun adına iletişim özgürlüğü literatüründe "ön kısıtlama"(prior restraint) denir. "Ön kısıtlama da ne" diye sakın şaşırmayın. İletişim, basın, ifade özgürlüklerinin tabii ki bir sınırı vardır. Örneğin izleyicilerle dolu bir sinemada hiç kimse "ifade özgürlüğünü" ileri sürerek "Yangın vaaaaar" diye bağıramaz. Bağıramaz çünkü diğer insanların hayatını tehlikeye atar! "Ön kısıtlama" ise biri sinemada "Yangın vaaaar" diye bağıracak diye ağzını sinemada olduğu sürece bantlamaktır! Peki bir devlet, bir hakim, bir savcı bu kişinin sinemada bağıracağını nasıl kanıtlayabilir de "bu kişinin ağzını bantlayın" kararı verebilir? Çok zor bu kanıtları ortaya koymak. Üstelik de "ön kısıtlama" geçersiz nedenlerle yapılırsa adına "sansür" denir ve sansür iletişim özgürlüğünün baş düşmanıdır. Ön kısıtlama ile sansür arasında böylesine ince bir çizgi olduğu için "ön kısıtlama" kararı veren mahkemenin şu üç konuda kanıt sunması istenir: 1. Bu kitabın yayınlaması ile oluşacak tehlike açık ve yakın bir tehlike mi? 2. Bu kitabın yayınının durdurulması bu tehlikenin önüne geçecek mi? 3. Bu kitabı yasaklamak, basımını önlemek, alınacak tek önlem mi? 4. Belirli bir durum için alınacak "ön kısıtlama" kararı belirsiz ya da genişletilebilecek olduğu için başka bir durumda da kullanılabilir mi? Şimdi diyelim ki en feci olasılık: "İmamın Ordusu" bir örgüt dokümanı, diyelim ki örgüt üyeleri tarafından yazıldı, amacı da birtakım cemaatleri karalayarak Ergenekon davasını itibarsızlaştırmaktı! Bu döküman (kitap) basılsa neyi tehlikeye sokabilirdi? Kimi itibarsızlaştırırdı? Birinin hayatını mı tehlikeye atardı? Hanefi Avcı'nın kitabı basıldı da ne değişti? Yazarı ve Nedim Şener dışında kimi etkiledi? Bir kere "Bir kitap okudum hayatım değişti" diyen cahilin tekidir. Biri bir kitapla hayatını değiştiriyorsa o okuduğu ilk ve tek kitaptır! Çok kitap okuyorsa zaten bir kitaba bakıp da kararını veremez. Bu nedenle Ahmet Şık'ın kitabına el konulması, imha edilmesi, kopyalarının silinmesi "tehlike" açık ve yakın olmadığı için "ön kısıtlama" değil "sansürdür." Ortada daha kanıtlanmış suç bile yoktur. Suç kesinleşir, kitap basılır. Sonra zarar gören gider dava açar. Askeri darbeleri önlemek için elinizdeki güçlü kanıtlarla insanları suçlayabilir, yargılayabilir hatta tutuklayabilirsiniz. Hatta yazılmış kitapları kanıt olarak da gösterebilirsiniz. Hepimiz halkın iradesini hiçe sayan askeri darbelere ve darbe girişimlerine karşı mücadele etmeliyiz. Ama özgürlüklere zarar vermeden... Başta iletişim özgürlüğüne. Ülkeye demokrasi ve özgürlük getireceğim diye ülkeyi konuşamaz, duyamaz, okuyamaz hale getirmeyin. Bu kitap sansürü kararı, bugüne kadar Ergenekon davasına zarar veren en önemli hukuki karardır. İnsan kendi ayağına niye ateş eder? Yarın sizin gazetenizi basılmadan toplatırlarsa ne düşünürsünüz? Çekirgelik İnsan için en büyük zorluklar, istediğini yapabildiği zaman başlar. T.H. HUXLEY
<< Önceki Haber Hanefi Avcı bastı da ne oldu! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER