Tatlıses'e yapılan saldırıda, türkücü ile arasında uzun bir süredir husumet olan
Abdullah Uçmak ismi öne çıktı.
Eldeki deliller de Uçmak'ı gösteriyor olabilir ama...
PKK'nın gölgedeki tetikçileri TAK (
Kürdistan Özgürlük Şahinleri) saldırıyı neden üstlendi?
PKK'nın 2003 yılındaki askeri konsey toplantısında kurulan ve PKK özel kuvvetleri içinde yer alan TAK, PKK içerisinde faaliyet göstermesine rağmen, tamamen bağımsız bir yapı gibi lanse ediliyor.
Cemil Bayık'a bağlı çalışan TAK, Türk
İntikam Tugayı türevi yapılanmanın PKK cenahındaki karşılığı.
Zaten TAK'ın ilk adı
Kürt İntikam Tugayı.
PKK'nın doğrudan üstlenmediği olayları üstlenen paravan bir yapının adı TAK.
İnternet sitelerine baktığınızda TAK'ın da
Öcalan'ı lider olarak kabul ettiği görülüyor.
Karayılan her ne kadar "TAK'la bir ilişkimiz yok" dese de TAK dilediği kadar "PKK'nın ateşkesleri bizi bağlamaz" naraları atsa da
terör uzmanlığını aşan bir gerçek olarak karşımızda bu.
Amerikan Associated Press bile 24
Nisan 2006 tarihli haberinde PKK-TAK ilişkisini açıkça ortaya koyuyordu:
"TAK, PKK'nın bir uzantısı. TAK'ın web sitesinde PKK lideri Öcalan'a bağlılık sözü veriliyor. TAK'ın izini sürmeye çalışanlar, Almanya'da bulunan PKK'nın Mezopotamya Haber Ajansı'nın adresine ulaşıyor. Ajansa, genellikle TAK saldırılarını üstlenme haberleri ulaştırılıyor. PKK, TAK'ın
örgütten ayrılmış,
kontrol edilemeyen eski militanlardan oluşan bir grup olduğunu iddia etse de, TAK'ın,
Ankara,
Washington ve AB'nin
terörist örgüt olarak kabul ettiği PKK'nın takma adından başka bir şey olmadığını herkes biliyor."
Peki, suikastı önceki gün üstlenen TAK, tepkiler üzerine neden geri adım attı?
TAK'ın son açıklaması şöyleydi:
"Resmi site adresimizin uzantısını değiştiren bazı tetikçiler bizim adımıza saldırıyı üstlendi."
Ciddiye alınabilir yanı var mı bu açıklamanın?
Zira yapılan bir saldırıyı önce üstlenip sonra geri almak, terör örgütlerinin kendilerine biçtikleri tutarlılık-gözdağı ve ciddiyet imajını erozyona uğratır.
Taksim saldırısını üstlenmesi sonrasında PKK tarafından 'fırçalanan' TAK'ın 'biz yapmadık' açıklaması da tutarsızlıklar zincirinden bir kesit.
Hatırlayın.
Atatürk Havalimanı'nda bir depoda çıkan ve hızla yayılan
yangın, söndürme uçaklarının yardımıyla güçlükle kontrol altına alınmıştı.
Olayın sorumluluğunu üstlenen TAK yazılı açıklamasında "Hayatınızı cehenneme çevireceğiz. Sabotajı
komando birliklerimiz gerçekleştirdi" şeklinde açıklamada bulunmuştu.
Fakat araştırmalar sonunda yangının elektrik kontağından çıktığı tespit edildi.
TAK, yapmadığı bir eylemi üstlenmişti.
Yine aynı serencam mı yoksa
İbrahim Tatlıses saldırısı gerçekten TAK organizesiyle mi gerçekleştirildi?
TAK'a işaret eden olgular yok değil.
Abdullah Uçmak ve adamlarının PKK'lı oldukları veya PKK'yla saldırıdan önce görüştükleri iddia ediliyor.
Kürt kamuoyundaki teveccüh dikkate alındığında Tatlıses'in
AK Parti politikalarını alkışlayan tavrı ve BDP dışı siyasete soyunması da önemli bir parametre.
Üstelik Öcalan'ın ortaya koyduğu son tavırlar da önemli.
PKK önce Kürt
sanatçı Şıvan Perwer ile Kürt aydınları
Kemal Burkay,
Muhsin Kızılkaya,
Mehmet Metiner ve Orhan Miroğlu'nu ölümle tehdit etti.
Hepsine geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, yanlarında olduğumu belirtiyorum.
Öcalan, DTK çizgisi dışında öne çıkan bir Kürt görmek istemiyor. Kürt sorununu kendi totaliter dairesi içinde yorumlamak ve çözmek istiyor.
Bu fasit dairenin dışında kalıp da teveccüh gören Kürtler'in PKK çizgisini sarsan duruşları Öcalan'ı çılgına çeviriyor.
Bu menfezden bakıldığında Abdullah Uçmak'la PKK arasında bağlantı var mı, varsa bu ilişkinin kimyası nedir gibi soruların cevabının bulunması önem arz ediyor.
Zira Tatlıses saldırısını yapan bir PKK'nın bunu topluma ve kendi halkına açıklayabilmesi zor.
Sivillere saldırmayacağız diyen PKK, bu konuda Batı'nın hışmını üzerine çekmemek için TAK'ı kullanıyor.
Yoksa TAK, PKK'dan yine fırça yedi de hacker'ları geri vites olarak mı kullanıyor?