Bilmiyorum artık böyle bir maçın ardından birşeyler söylemenin anlamı kalmış mıdır?
Hani sözün bittiği yer filan gibi fiyakalı ama içi boş kalıplar var ya şimdi onun iki adım ötesine geçmiş durumdayız.
Hagi,
Galatasaray tarihinin en utandırıcı dönemine damgasını vurdu ve belki daha acısı buna devam edebiliyor.
Hagi'ye
İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçından sonra güle güle dediğimi okurlar biliyor. Bu yazıyı maçın hemen ardından yazıyorum. Vakit var ama gelişmeleri filan beklemeye gerek görmüyorum. Bu rezalet ötesi durumun ardından onu hâlâ Galatasaray'ın başında tutabilecek bir güç varsa ona
şapka çıkarılır.
Tabii o gücün de sokağa nasıl çıkacağını düşünmesi gerekir...
Hagi'nin durumunun bir
teknik adamın gönderilmesini filan çok aştığını gösteren dünya kadar olay var. Bırakın onun neyi yapıp neyi yapamadığını,
İstanbul BŞB karşılaşmasında 90+2'de Emre Çolak'ı oyuna alışı onun artık bir
cinnet durumu içinde olduğunu gösteriyordu.
Ankaragücü karşısında da bunun devam ettiği görüldü.
Galatasaray'ın bir teknik direktörü olmasa bu maç güle oynaya kazanılır ve hâlâ üst sıralara yaklaşabilecek bir noktaya gelinebilirdi. Fakat buna Hagi izin vermedi. Takımın belli bir sistemi ve buna dayalı taktiği filan yok. Futbolcular yapabildiklerince birşeyler oynamaya çalışıyorlar. Bu kadarı bile iki kez öne geçmeye yetti. Fakat sonrasında sahneye Hagi çıktı. Yaptığı değişikliklerin maçı kaybetmeye yol açacağını izleyen herkes rahatlıkla görüp söyledi. Lorik
Cana ve Ayhan'ın sahada olduğu bir maçta, Barış ve Mustafa Sarp'ı da oyuna almak artık cinnet durumunu bile aşan bir ihanetti. Bu değişiklikler her zaman olduğu gibi Galatasaray'ı çökertti ve güle oynaya kazanılacak bir maç daha kaybedildi.
Sarı Kırmızılı takımın hali o kadar acıklı ki 7-8 adamla
savunma yapmaya çalıştığı serbest atışlarda inanılmaz bir kolaylıkla gol yiyip perişan oluyor.
Ufuk ve Aykut'un Galatasaray'a yaptıkları kötülüğün boyutlarını bu kaleciyle daha iyi gördük. Tarihin herhangi bir döneminde Galatasaray kalesine böyle birinin geçebildiğini düşünmek bile ilerde bazılarının yüzünü kızartmalıdır. Adını anmayışım unutkanlıktan filan değil. Onun varlığını ve bu takımın kalesine geçmiş olduğunu belleğimden silmek istiyorum.
Sarı Kırmızılı takımın teknik direktörü aklı sıra gelecek haftaki
Fenerbahçe maçını düşünerek birtakım düzenlemeler yapmıştı.
Culio ve Yekta'nın oynatılmayışı türünden saçmalıklar! Sanki Fenerbahçe maçını kazanacaksın da o nedenle sana 6 puan verecekler. Senin kazanabileceğin maç buydu ve bunu da kaybedip artık küme düşme tehlikesinin yaşanabileceği bir noktaya gelinmiş oldu.
Tarihin hiçbir döneminde hiçbir teknik direktörün Hagi kadar berbat bilançosu olmadı. Galatasaray şu dönemi teknik direktörsüz geçirse çok daha fazla puan toplayabilirdi. Fenerbahçe maçı da şimdiden kaybedildi. Sarı Kırmızılı takımın önümüzdeki günlerde neler yaşayacağını ve o maça nasıl çıkacağını tahmin etmek zor değil.
Allah selamet versin.