Canan Saldık gazeteci değildi


Yarbay Levent Ayık ile Jandarma kıdemli Başçavuş Adem Şimşek’in hazırladığı 25 sayfalık bilirkişi raporunda, olayın Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı... ...“Hacıbekir Kışlası atış alanında zırhlı araç üzerine monte edilen BİXİ markalı makineli tüfeğin 5 numaralı atış görevi” sırasında yaşandığı belirtiliyor... Raporda, “otopsi raporu ve kriminal raporlarda da tespit edildiği üzere bir mermi 2 bin 500 metre uzaklıktaki Canan Saldık’ın başına isabet ederek ölümüne neden olmuştur” deniyor... Raporda ayrıca, kurşunun herhangi bir cisimden sektiğine ilişkin delil bulunmadığı için merminin atış esnasında hedef bölgesinin gerisindeki sütreyi doğrudan aşarak Saldık’a isabet ettiği dile getiriliyor... Raporda, Canan’ın vurulduğu yer ile askerin ateş açtığı yer kroki üzerinde gösteriliyor... Raporda, atış yapacak personele yeterli mekanik nişancılık eğitimi yaptırılmadığı da ifade ediliyor... Raporda, görevli rütbeli personelin dahi bu silah ile ilgili yeterli bilgisinin ve tecrübesinin bulunmadığı, sadece atıştan önce hızlı bir tatbiki eğitim verildiği anlatılıyor... Raporda, zırhlı araçtan yapılan ve Canan’ın ölümüne neden olan atışın daha önce hiç yapılmadığı vurgulanıyor... Raporda, “yaz aylarında yaşanan terör olaylarındaki artış sebebiyle, komutanlığın emrine istinaden aniden gelişen bu durum çerçevesinde Merkez Komutanlığı’nca yeterli hazırlığın yapılmadığı, ilk fırsatta komutanlıkça belirtilen bu eksikliğin yerine getirilmesi amacıyla atışın planladığı görülmektedir” deniliyor... Raporda, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Hacıbekir Kışlası içerisinde inşa edilen atış alanının yönergede belirtilen şartlara uygun olmadığının da altı çiziliyor, bu nedenle atış alanı dışındaki kara emniyetli bölgeye (kışla dışına) mermi gidebileceği uyarısı yapılıyor... Raporda, daha önce de kara emniyetli bölgeye mermi düştüğünün tanık beyanlarıyla anlaşıldığı kaydediliyor... Raporda, Canan Saldık olayından sonra komutanlığın bu atış alanında atış yapılmasını yasakladığı da bildiriliyor... Bu ne raporu? Van’da, kışladan açılan ateşle yaşamını yitiren 16 yaşındaki Canan Saldık’ın ölümüyle ilgili hazırlanan rapor... *** Kurubaş Köyü’nde 21 Temmuz 2010 tarihinde meydana gelen olayda, annesi ve kardeşleriyle birlikte dedesinin mezarını ziyaret eden Canan Saldık başına isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Yakınları tarafından Van’a götürülen Canan Saldık, Devlet Hastanesi’nde yapılan ilk müdahalenin ardından Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne götürüldü. Burada ameliyata alınan Canan Saldık, doktorların tüm çabasına karşın yaşamını yitirdi. Canan’ın ölümüne neden olan kurşunun köy yakınındaki Hacı Bekir Kışlası’ndan geldiği söylenince, Van Cumhuriyet Başsavcılığı ve Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askerî Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Otopsi tutanağında Canan Saldık’ın ölümüne beynine isabet eden 3,2 santim uzunluğunda mermi çekirdeğinin neden olduğu belirlendi. Soruşturmada olayın meydana geldiği saatlerde olay yerine 500 metre uzaklıkta bulunan Eyüp Ürk adlı bir köylünün camına da kurşun isabet ettiği ortaya çıktı. *** Peki, sonra ne oldu? Van Askerî Mahkemesi’nde görülen duruşmada, “ölüme sebebiyet vermek” ve “görevi kötüye kullanmak” iddialarıyla yargılanan beş asker, yukarıda özetlemeye çalıştığım bilirkişi raporuna rağmen beraat etti. Hukuk, bizde yargı Saray’a ulaşılınca konuşuluyor... Ama talihsiz Canan medya mensubu değildi; o nedenle de başına gelenler de, mahkeme kararı da, bir iki gazete haberi dışında tek bir yorumun bile konusu olmadı... Biz hukuk devleti mi arıyoruz, çifte standart uygulayarak Ergenekon sürecini karartma kavgası mı veriyoruz? Eğer söz konusu hukuk ise Canan’dan ve askeri mahkeme kararından neden hiç söz etmiyoruz? Ergenekon sanığı olmadığından mı, yoksa medya mensubu olmadığı için mi?
<< Önceki Haber Canan Saldık gazeteci değildi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER