Modernizm ve yeni dünya düzeni (bu arada üç ideoloji: muhafazakârlık, liberalizm ve sosyalizm) insanlığın bütün halinde beklentilerini karşılama ve mutluluk imkanlarını sağlama bakımından başarılı olamadı, 1968 dünya devrimi bu başarısızlığın ilanı oldu, şimdi dünyaya yeni bir düzen gerekiyor.
Yukarıdaki paragrafta ifade ettiğim düşünce ve hükmü Rojer Garaudy, Immanuel Wallerstein, Noham Chomsky gibi düşünürler açıkça ve güçlü delillerle ifade etmişlerdir.
Demokrasi de bu yazarlar tarafından tenkit edilmiş, parlak iddialar ile, gerçekleşen durum arasındaki farka, hatta çelişkiye dikkat çekilmiştir.
Bugün hemen herkesin tekrarladığı bir cümle/değerlendirme şudur: Demokrasi kusurdan uzak değil, ama kötülerin en iyisi.
Demokrasinin bizdeki algılanışı da ilgi ile takip etmeye değer.
1950'lerden itibaren çok partili sistemde oyların çoğunu alan partinin
iktidarı meşru olduğu gibi yönetimi de
demokrasiye uygun telakki ediliyordu.
Aradaki kesintilerde daha farklı (antidemokratik) sesler de çıktı.
Son yıllarda demokrasinin
seçim,
sandık ve oydan ibaret olmadığı,
toplumun bütün katmanlarının temsil edilmesinin şart olduğu, bunun için de bir şekilde muhalefetin,
sivil toplum örgütlerinin, medyanın... temsil ve yönetimde etkili olması gerektiği, karar ve yönetimin uzlaşmaya dayalı olması lüzumu dile getirilmeye başlandı. Bu sözler kulağa hoş gelmekle beraber uygulamada fazla yerinin olmadığını, olamayacağını herkes biliyor. İktidar elbette muhalefete ve diğer düşünce, güç ve talep odaklarına
kulak verecektir; ama son tahlilde siyasi kararı iktidar alır, yönetimi de iktidar yapar, uzlaşmadan söz edilir ama gerçekleşmez. İktidar beğenilmezse yine sandıkla ve oyla düşürülür, değiştirilir.
Şimdi, en çok milletvekili çıkaran, hükümeti kuran, yasama ve yürütme de elinde olan bir siyasi partinin yönetimi "demokrasi midir, değil midir"; önce buna karar vermek gerekiyor.
Bu demokrasi ise ufukta gözükmeye başlayan "gelecek iktidarı" hazmedememekten kaynaklanan yan çizmeleri buna göre anlamak ve değerlendirmek gerekiyor.
Bu demokrasi değil ise bu kanaatte olanların, işlerliği olan bir alternatifleri yok. Gerisi lâfu güzaf.
İşte kusuru ile küsuru ile demokrasiniz budur. Modernlik adına –en iyisi diye- bula bula bunu buldunuz, şimdi işinize gelmeyince yan çizmeyin.