Bir yanda küresel
ısınma, diğer yanda küresel
kriz yetmezmiş gibi
gıda fiyatlarındaki inanılmaz
tırmanış;
açlıktokluk savaşları kaygısı doğuruyor.
IMF Başkanı Strauss Kahn, 2 yıl önce gıda fiyatlarındaki artışın hükümetler devirip savaşlar doğuracağını söylemişti. İlginçtir, benzer söylemler;
Kuzey Afrika isyan kuşağında dillendiriliyor.
Suudi
Arabistan liderinin,
yoksul, borçlu ve aç insanlara 40 milyar $ hibe etmesi; korku belası aslında. Bu da bize unuttuklarımızı hatırlatıyor adeta: Tok, açın halinden anlamaz. Anlamayınca da aç; gelir, vurur, alır!.. Tarihe baktığımızda benzer refleksi, ekmek ve su savaşı yüzünden kana bulanmış öykülerde görüyoruz.
Dünya, hiç bu kadar zengin olmamıştı. Yılda 62 trilyon dolar gelirin, 214 ülkeye dağılımı da böylesine kötü olmamıştı. Ancak bundan daha da kötü olanı, ülkelerdeki gelir dağılımının giderek
facia boyutlarına varması.
Üstelik bu
sakat yapının şimdi açlık belasıyla tam bir muammaya dönmesi de işin ciddiyetini başka boyuta taşıyor.
Zenginler, teknolojinin, paranın, silahın ve güvenlik güçlerinin yardımıyla bir bakıma "getto"larına sığınırken, üreten, çalışan ve kendi ifadeleriyle "sömürülen" halklar, bu parıltılı dünyadan pay istiyor.
Yoksulluk her ulusta var. Her ülkenin, açlarıyla bir şekilde başı dertte.
Ancak
yoksulluk, bazı sosyal araçlarla "
patlamadan beride" tutulabiliyor.
Kadercilik, rıza, zekât, sosyal devlet, hayırseverlik, devlet yardımları, diğerkâmlık kültürü gibi araçlar, yoksulların patlama noktasına gelmesini önlüyor ya da geciktiriyor.
Fakat yoksul insanı yalnızca aşından değil, kimliğinden de ediyorsanız, o patlama bir anda oluşabiliyor. "Görmezden gelme, yok sayma, adam yerine koymama, aşağılama, hor görme, alay etme" gibi varsılların tutumundan kaynaklanan hastalıklar da devreye girince, küresel histeri başlayabiliyor,
yangın, çevre ülkelere sıçrayabiliyor.
Açlık,
cennet coğrafyamız sayesinde bize nispeten uzak bir kavram. Fakat yoksulumuzu daha da yoksullaştıran "küresel yanlışlardan" uzak durmamız gerekmiyor mu?
Komşusu açken uyuyan, bizden değildir. Nitekim böyle biri; bir sabah aç komşusu tarafından yatağından uyandırılıverir.
"Kavimler" neden "Göç" etti sanıyorsunuz siz!..