Bazı
akşamlarda saatiniz normal zamanlardakinden daha hızlı çalışır.
Hiç bitmemesini istediğiniz akşamların, su gibi akıp gittiklerini görürsünüz.
Geçen haftanın salı akşamı da bunlardan biriydi.
Önce
Fehmi Koru ile Erhan Köknar'ın geleneksel aylık fasıllarının sonuncusuna katılmak için Lütfi Kırdar
Kongre Merkezi'nin üst katındaki salonda, Dr. Adnan Çoban yönetimindeki fasıl heyetini dinledim.
Bu vesileyle sevgili arkadaşımız ve meslektaşım Fehmi Koru'nun iki aylık aradan sonra Zaman'da yazmaya başlamasının
kutlama pastasından da tattım.
Daha sonra Armada Oteli'ndeki Nurettin Çelik Faslı'na yetişmek için yine yola düştüm.
Geçen yıl Beyoğlu'nda Victoria lokantasında başlayan Nurettin Çelik fasılları, bundan sonra her perşembe günü Armada Oteli'nde devam edecek. İlki salı akşamı yapılan fasıl Kürdilihicazkar makamındaydı.
Elkutlu'nun "O kadın"ı...
3 Mart'ta Hüzzam, 10 Mart'ta Hicaz, 17 Mart'ta Nihavent, 24 Mart'ta Şehnaz, 31 Mart'ta Uşşak fasılları var belirlenen programa göre...
Armada'daki fasıla
doğal olarak gecikmeli yetiştim.
Nurettin Çelik o akşam daha önce okuduğu, güftesi Orhan Rahmi Gökçe'ye ait olan Rakım Elkutlu'nun Kürdilihicazkâr
şarkısı "O
Kadın"ı yeniden söyledi.
"Demedim hiç ona kimsin ve nesin sen ne adın
Niye yıllarca hayalimde süründün yaşadın
O kadın ah o kadın ah o kadın ah o kadın
Niye kahrın bana düşmüş niye ellerde tadın"
Nurettin Çelik bu şarkıyı ilk kez kendisinden duyup sevdiğimi biliyordu.
Daha sonra bu şarkıyı
Münir Nurettin'den de, Münip Utandı'dan da dinledim.
Rakım Elkutlu'nun kendisinin ve babası Şuayıp Efendi'nin de imamlık ve hatiplik yaptığı İzmir'in Hisar Camisi'nin
genç müezzini
Muhammet Emin Ayaz,
Safiye Ayla-Zeki Müren Yarışması'na bu şarkıyla katılmış ve birinci olmuştu.
İlk kez dinlenilenler
Aslında Nurettin Çelik'ten dinlediğim ve belleğime yerleştirdiğim yegâne şarkı "O kadın" değil.
Mısırlı İbrahim'in Nihavent şarkısı "Semalardan güneş hâlâ inmiyor"u da bana Nurettin Çelik sevdirdi.
Dede Efendi'nin Sultaniyegâh takımındaki dört besteyi de onun faslında dinlerken tutulmuştum.
Hepimizin belleğinde böyle binlerce şarkı ve beste vardır. Ama bunları ilk kez nerede ve ne zaman duyup sevdiğimizi pek bilmeyiz.
Mesela bunlardan biri olan Ali Rıfat Çağatay'ın Nihavent lenk fahdesi "Zülfün görenlerin bahtı
siyah olurmuş"u her dinlediğimde Turan
Güneş'i, hatırlarım.
1970'li yıllardaki bir akşam İstinye'deki evimde Mefharet Yıldırım'lı, Necmi Rıza Ahıskan'lı, Recep Birgit'li, Vasfi Rıza Zobu'lu faslın bir katılımcısı da Turan Güneş'ti.
Gecenin sonunda "Bu fasıl Ali Rıfat Bey'le bitmeli" dedi ve "Zülfün görenlerin" le noktaladık o geceyi.
Özal ve
Zekai Dede
Mesela Zekai Dede'nin Acemaşiran bestesi "Bin Cefâ Görsem Ey Sanem Senden" i bir ev faslında birlikte dinlerken,
Turgut Özal kulağıma eğilmiş ve "Teknik Üniversite'de öğrenciyken ilk kez dinlediğim bu beste benim hayatıma yön verdi" demişti.
Daha sonra Cumhurbaşkanı'yken bir akşam bizim evdeki fasılda Nurettin Çelik'le birlikte o da söylemişti "Bin cefa görsem"i....
Benim için böyle şarkılardan bir diğeri de Bimen Şen'in Hüzzam şarkısı "Sabrımı gamzelerin sihr ile tarac edeli"dir.
Bir akrabamız 1950'li yıllarda Amerika'dan Webcor
marka bir teyp getirmişti... Ailece toplandık ve bu teybin ilk denenmesini bir fasılla yapmaya karar verdik.
O fasılda babamın bir şarkıyı başından sonuna aksaksız söyleyebildiğine
tanık olmuştum.
İşte "Sabrımı gamzelerin" o şarkıydı.
Siz sayın okurlarım... Sizler de belleklerinizi yoklayın... Hangi şarkılara ilk kez nerede ve ne zaman tutulduğunuzu hatırlıyor musunuz?