Balyoz'dan ülkücü çıkarmak zor zanaat


Kuzey Deniz Saha eski Komutanı E. Kora. Feyyaz Öğütçü'nün, yargılandığı Kafes Eylem Planı davasında yaptığı açıklama çok önemliydi. Neden önemli? Şöyle diyordu Öğütçü: "Yine İrtica ile Mücadele Eylem Planı'na geleceğim evet bir deniz piyade kurmay albay hazırlamıştır. Ama bu arkadaşımız Genelkurmay'da görevlidir, Deniz Kuvvetleri ile hiçbir ilgisi yoktur bu arkadaşımızın." Öncelikle AK Parti ve Gülen hareketine yönelik kaos planını doğruladı. Islak imzalı bu planı Albay Dursun Çiçek'in hazırladığını da doğruladı. En önemlisi Dursun Çiçek'in Deniz Kuvvetleri unsuru olarak değil, bir Genelkurmay unsuru olarak planı hazırladığını ifade etti. Dediği doğru koramiralin. Dursun Çiçek her ne kadar Deniz Kur. Albay olsa da, yürüttüğü faaliyet Genelkurmay Karargâhı'nın faaliyeti. Çünkü Albay Dursun Çiçek, Genelkurmay 3. Bilgi Destek Şube Müdürü'ydü. Dursun Çiçek'in 2008'den beri yönettiği 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü, Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı'na bağlı olarak psikolojik harekât yapıyordu. Çiçek'in imzaladığı, AK Parti ve Gülen Hareketi'ni hedef alan İrticayla Mücadele Eylem Planı'nı hazırlayan şube, kaos planının belgesi basına yansıyınca lağvedildi. Kapatılan 3. Bilgi Destek Şubesi'nin yerine aynı sahada çalışacak yeni bir birim kuruldu. Genelkurmay Başkanlığı Özel Sekreterliği'ne bağlı olacak karargâhta "güvenilirliği yüksek" 10 subay görevlendirildi. Sonuçta E. Kora. Feyyaz Öğütçü dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u işaret etti. Bu durumda İlker Başbuğ, İrticayla Mücadele Eylem Planı soruşturmasının ve davasının içine otomatik olarak dâhil olmuş oldu. Artık savcıların İlker Başbuğ'un ifadesini almaları kaçınılmaz bir mecburiyet oldu. TSK'daki oldukça sıkı emir komuta zinciri karşısında, sadece bir albayın, kendi statüsünü aşan netameli işlere girişmesini kabul edebilmek akla aykırı, emir komutaya aykırı, Genelkurmay işleyişine aykırı. İpinin çekildiğini hisseden sanıklar, zaman içinde koruma içgüdüsü yerine sorumluluğu yayma ve ifşa yolunu seçecekler. *** Türkiye ilerliyor. MHP ve CHP de ilerliyor. Ama ne sosyal demokrasiye ne milletin hassas değerlerine ne de gerçek bir milliyetçiliğe. Görülen o ki MHP CHP'nin kimliğine, CHP de MHP'nin hayat sahasına doğru ilerliyor. Devlet, millet ve din troykası üzerinde boy atan ülkücü düşünce, MHP'nin Balyoz sanığı E. Korg. Engin Alanmilletvekili adayı olarak belirlemesini hazmedebilir mi? Böyle bir ülkücü düşünce yok. Balyoz Darbe Planı içinde PKK ile işbirliği de var. Balyoz iddianamesinin 953. sayfasında zikredilen "Süha Tanyeri Defteri Plan Semineri Hazırlık Notları" adlı dosyada, "Bölgede PKK-KADEK ile işbirliği yapacak kişiler önceden tespit edilmelidir" ifadeleri mevcut. Balyoz sanığı E. Tuğg. Süha Tanyeri, notlarında birinci tehdidin irtica olduğunu iddia ediyor. Aynen Bahçeli'nin gururla takdim ettiği MHP Milletvekili adayı Balyoz sanığı E. Korg. Engin Alan gibi. Engin Alan'ın nasıl kıyafet ve dindar avı yaptığı yazıldı çizildi. Engin Alan, ülkücü düşüncenin bağrına saplanan hançer. Hançerde Bahçeli'nin parmak izleri var. Çocuk kadın dinlemeden binlerce masumu ve asker evlatlarımızı şehit eden PKK'ya selam çakan Yalçın Küçük'ün MHP'ye teşekkürü, insana 'bugünleri de mi görecektik" dedirtiyor. Bu teşekkür bile Bahçeli'nin titreyip kendine dönmesi için kâfi bir sinyaldi. Bizim bildiğimiz, dağdaki teröristlere selam verenlerin yolları ülkücüyle ne bu dünyada ne de ötelerde birleşmez. Demokrasi ve millete sol gösterip sağ vurmak buna denir sanırım. Balyoz ve Ergenekon'dan kan, nefret, darbe, kaos ve despotizm çıkar ama demokrasi, millet iradesine saygı veya makul bir milliyetçi düşünce çıkmaz. Bahçeli ülkücü düşünceye ölümcül bir darbe vurdu. Engin Alan, MHP ülkücülüğü için tam bir turnusol kâğıdı olacak. Zora ve otoriteryen bakışa dayanan siyasetin bittiğini tüm Ortadoğu yaşıyor ve dünya görüyor. Ama MHP ve CHP hâlâ göremiyor.
<< Önceki Haber Balyoz'dan ülkücü çıkarmak zor zanaat Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER