Ordudan değişik sebeplerle ve yollarla atılan insanlarımızın çağrılarına yer vermeye çalıştık.. Ayrıca mecburi
hizmet dolayısıyla, mecburi firari durumuna düşmüş olan insanlarımızın da feryatlarına yer verdik ve o yazımız da birçok insanımızın duygularına tercüman oldu.. Birçok
mail ve
mesaj aldık ve almaya da devam ediyoruz… O mesajlardan bazılarına burada yer vermek istiyoruz:
“… Öncelikle yazınız için bütün TSK mensubu firar nedeniyle ordudan ayrılan veya ayrılma sürecinde olan arkadaşlarımın adına duygu ve düşüncelerimize tercüman olduğunuz için teşekkür ederim. Yazdıklarınıza canı gönülden katılıyor ve yetkililere de bu yazının ulaşmasını umut ediyorum.
Ben Dr. Mehmet Deniz Karanfil. Tabip kıdemli
üsteğmen iken 2008 yılında izin tecavüzündeyken firar ile TSK'den ilişiğim kesildi. Şuan tutuksuz olarak yargılanmaktayım. Aslında bize anlatacak pek bir şey bırakmamışsınız. Her şeyi adeta siz kendiniz yaşamış gibi empati yaparak yazmışsınız. Bizleri anlayan birilerinin de olması ayrıca bir umut kaynağı bizim için.
Ben 13 yaşında askeri liseye başlayan ve babamın attığı bir imzayla bu yükümlülüğün altına giren; sonrasında GATA’dan
mezun olup TSK’nin değişik birimlerinde görev yaptıktan sonra (özel kuvvetler ve operasyonlar da dâhil olmak üzere) yaşadıklarım ve geçirmiş olduğum görev sırasındaki yaralanmalar sonrasında mesleğimi yapamadığım ve yaptırılmamam sebebiyle bu suçu işledim.
Bu çıkan son
torba yasasında TSK mensubu
subay astsubay firarı ile ilgili yeni bir
düzenleme mevcut mudur? Ayrıca borçlarla ilgili getirilen yeni değişikliklerde; bizden talep edilen öğrenim borcu ve
faizi ile ilgili bir düzenleme var mıdır? Çünkü bizden öncelikli olarak babalarımızın imzalamış olduğu yüklenme senedi karşılığında bir ana borç tutarı (ki bunun talep edilmesini haklı buluyorum ) ve ayrıca TSK’ye girdiğim ilk günden itibaren hesaplanmak koşuluyla o günden bugüne kadar işleyen bir faiz (ki bunun talep edilmesini kesinlikle doğru olduğuna inanmıyorum ) tutarı ödememiz istenmektedir.
Faiz tutarı ana borcun takribi 3-4 katına denk gelmektedir. Kısaca şöyle örnekleyebilirim:
Babamın atmış olduğu yüklenme senedi tutarı 2000 TL civarı
Bana çıkarılan ana borç tutarı 3600 TL
Faiz tutarı 9700 TL…
Saygılar Dr. Mehmet Deniz Karanfil”
***
‘15 SENE, YA DA FİRAR..’
“Benim de içinde bulunduğum, sizlerin de bildiği TSK'nin önemli bir sorununu dile getirmeye istiyorum. İlgilenebilirseniz çok sevinirim. Ayrıca sıkıntımızı çözme konusunda gösterdiğiniz çabalarınız için ayrıca şükranlarımı sunarım.
1997-2003 yılları arasında
Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’ni bitirdikten sonra kısa bir süre mühendislik yaptım.
Askerlik hizmetini astsubay veya subay olarak yerine getirmek isteyen birçok vatandaş gibi ben de 2004 yılında astsubay olmak için sınavlara başvurdum ve gerekli şartları geçtikten sonra 4,5 ay eğitimin ardından astsubay olarak göreve başladım. (İnşaat mühendisliği yapacağımı sanıyordum.)
2011 yılına kadar çok çeşitli görevler yaptım. Bu dönem içerisinde kullanmadığım için mühendislik bilgilerim köreldi. Zamanla severek girdiğim Silahlı
Kuvvetlerde görev yapmak istemeyen bir
personel durumuna geldim. İstifa etmek istiyorum fakat mevcut
kanunlar
istifa etme hakkını tanımıyor. T.S.K. Personel Kanunu’nda "15 sene fiili olarak hizmet etmedikçe subay ve astsubaylar istifa edemez." hükmü bulunmaktadır.
Bu sürenin neye göre belirlendiğini bilmiyorum ama bu sürenin yeniden belirlenmesi gerektiğinin düşünüyorum. İstifa etme hakkımız olmadığı gibi alternatif yollarımız da bulunmamaktadır.
Tazminat ödeyerek ayrılmak, faklı kurumlara geçiş yaparak görev yapma vs... hiçbir hakkımız bulunmamaktadır. Görev yapmak istemeyen personel görevinden ayrılabilmelidir. Diğer taraftan görev yapmak istemeyen personele istifa etme hakkı tanımak kuruma da güç verecektir. Keza görev yapmak istemeyen personel çevresine ve kurumuna da zarar verebilir.
Silahlı Kuvvetlerimizde çok çeşitli kaynaklarda astsubay mevcuttur. Sivil kaynaklı 4,5 ay, hazırlama kaynaklı astsubaylar 3 (belli bir dönemi 5 sene), meslek yüksek okulu mezunları 2 sene eğitim alıyor. Bu duruma göre çok faklı sürelerde eğitim alan personel olmasına rağmen herkes 15 sene zorunlu göreve tabi bulunuyor. Görüldüğü gibi devletimiz bize 4,5 ay eğitim vererek, başka personele 2 seneden 5 seneye varan sürede eğitim vererek astsubay yapıyor fakat herkese 15 sene çalışmayı zorunlu kılıyor. Ayrıca benzer amaçla görev yaptığımız
emniyet güçlerimizde (Polislerimiz) bu durumun faklı uygulandığını görüyoruz. Yine benzer şekilde özel şirketler kendi çalışanını binlerce lira masrafla eğitimlere, konferanslara, kurslara göndermekte ama bu kadar masraf yapılan şahıs o işi bırakabilmektedir. Zorunlu bir hizmet söz konusu edilmemektedir.
İstifa etme hakkımız olmadığına göre kurumdan ayrılmanın tek yolu kalıyor; o da suç işlemek. Birçok arkadaşımız uzun süreli firar yolunu seçmektedir. Bu süreç 2 seneyi bulmakta, çok zahmetli, gurur kırıcı, kaçak bir hayat sürdürmeyi gerektirmektedir. Sonuçta da büyük bir tazminat ve yaklaşık 7 ay
hapis cezası bulunmaktadır. Diğer yöntemlerin neredeyse tamamı yüz kızartıcı suç işleyerek ayrılmayı gerektiriyor. Mesleğini bırakmak istediğimiz için suç mu işlemeliyiz!
Hayatında yanlış bir karar vermiş insanın cezası 15 sene zorunlu çalışmak veya suç işlemek olmamalıdır.
2011 yılına geldiğimiz demokratik ülkemizde bu konunun tekrar incelenmesi ve gerekli değişikliklerin yapılması konusunda bizlere desteklerinizin devamını bekliyor ve saygılarımı sunuyorum.
Abdullah GÖKKAYA”
***
“Ben 2000 yılından beri TSK saflarında yer alan bir astsubayım.
Mesleğimi bırakmak istiyorum ancak kanunlar buna müsaade etmiyor!
Bu yazınızı yeni okudum ve size gerçekten kalpten teşekkür ediyorum.
Gerek duyarlılığınıza, gerekse ilgili gazetecilik anlayışınıza.
Bu konu inşallah sadece birkaç yerde değil, birçok yerde yer alır ve duyması gereken makamlar, kişiler bu kanunsuz duruma bir düzenleme getirir.
Teşekkür ediyorum ve daha duyarlı yazılar yazmanız dileklerimle.”
***
AYRILMA HAKKI NI İÇEREN BİR TEKLİF..
“…Türkiye’nin son dönemde gerçekleştirdiği atılımlar ve
demokratikleşme süreci içerisinde temel hak ve hürriyetlerin genişletilmesi toplumun tüm kesimlerince büyük bir memnuniyetle izlenmektedir. İnsanımızın çoktan hak ettiği bu özgürlükler ülkenin gelişmesinin en önemli unsurudur.
AB süreci de bu gelişimin en etkili rolünü oynamaktadır.
Anayasada kabul edilen değişikliklerin ardından sessiz çoğunluğun sesi olarak bu zamana kadar el atılmamış sorunların halli noktasında önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Malumuz olduğu üzere 926 sayılı TSK personel kanunun 112'nci maddesi uyarınca
muvazzaf subay ve astsubaylar 15 yıl fiilen hizmet etmedikçe istifa edememektedirler. Kanun koyucu 15 yılını doldurmayanlardan istifa etmek isteyenler için bir düzenlemeye gitmediği için maalesef bu süreyi doldurmadan hiçbir şekilde, tazminat ödemeyi kabul etseniz dahi istifa etme hakkınız yoktur. 15 yıllık mecburi hizmet süresini tamamlamadan ayrılmak isteyen personel alenen suça
teşvik edilmekte ya şura kararıyla ya da firar ederek atılma yolu aramaktadır. yetiştirme süreleri ve maliyetleri birbirinden apayrı iki zümre olan sb ve astsb.lara aynı sürede mecburi hizmet süresinin belirlenmesi ve 2011 yılında 15 yıl ne yaparsanız yapın yasal olarak ayrılma hakkının olmayışı ne kadar insan haklarına uygun takdirinize bırakıyorum.
15 yıllık süre kurumsal hassasiyetlerden dolayı düşmese bile 15 yılını doldurmadan istifa etmek isteyen muvazzaf subay ve astsubaylara tazminatlarını ödemek koşuluyla ayrılma hakkı verilirse kimse
disiplinsizlik yapıp atılmak zorunda bırakılmayacak,
Allah korusun bazı intiharların da (özellikle astsubay intiharları) önü kesilmiş olacaktır.
Bu itibarla meclisin açıldığı 01
Ekim 2010 tarihinden itibaren
anayasa değişiklikleri kapsamında kanun ve KHK'lerdeki değişikliklerin süratle tamamlanacağı düşünüldüğünde AB normları bakımından da
eleştiri konusu olan bu uygulamayı da sizlerin desteği ile değişiklikler kapsamına almanızı yürekten bekliyoruz. Naçizane bir kanun değişiklik
teklifi hazırlayarak sürece katkımızı sunuyor, ilgi ve alakanız için samimiyetle teşekkür ediyoruz.
Saygılarımla.
Kemal
Öztürk”
926 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ PERSONEL KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 27/07/1967 tarihli ve 926 sayılı
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunun 112 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Muvazzaf subay ve astsubaylar subay ve astsubay nasbedildikleri tarihten itibaren 15 yıl mecburi hizmetle yükümlüdürler.”
“15 yıllık mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan ayrılmak isteyen muvazzaf subay ve astsubaylar, her yıl kuvvet komutanlıkları,
Jandarma Genel Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından belirlenen; askerî öğrenci, subay ve astsubay nasbedildikten sonra kendilerine yapılan öğrenim, eğitim ve yetiştirme masraflarını, yükümlülük sürelerinin eksik kalan kısmı ile orantılı olarak kanunî faizi ile birlikte tazminat olarak ödemek koşuluyla istifa edebilirler. Öğrenim, eğitim ve yetiştirme masraflarının hangi unsurlardan oluşacağı ve tahsiline ilişkin usul ve esaslar; Millî Savunma, İçişleri ve
Maliye Bakanlıkları tarafından müştereken yürürlüğe konulacak yönetmelikte belirlenir. Mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan istifa eden subay ve astsubaylardan toplam hizmet süreleri askerlik yükümlülük sürelerini karşılayanlar askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar. Eksik hizmeti olanların bu süreleri, 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek
Askerî Memurlar Kanunu veya 1111 sayılı
Askerlik Kanunu hükümlerine göre tamamlatılır. Mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan istifa eden subay ve astsubaylar Türk Silahlı Kuvvetlerinde tekrar muvazzaf subay,
sözleşmeli subay, muvazzaf astsubay, sözleşmeli astsubay, uzman
jandarma ya da
uzman erbaş olarak istihdam edilmezler.”
MADDE 2- Bu Kanun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Madde ile mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan ayrılmak isteyen muvazzaf subay ve astsubaylara tazminatlarını ödemek koşuluyla istifa hakkının tanınması öngörülmektedir.
MADDE 2- Yürürlük maddesidir.
MADDE 3- Yürütme maddesidir.
GENEL GEREKÇE
926 sayılı TSK Personel Kanunun 112'inci maddesi uyarınca muvazzaf subay ve astsubaylar 15 yıl fiilen hizmet etmedikçe istifa edememektedirler. Kanun koyucu 15 yılını doldurmayanlardan istifa etmek isteyenler için bir düzenlemeye gitmediği için bu süreyi doldurmadan ayrılmak isteyen personel çeşitli disiplinsizlikler yaparak kendilerinin ordudan ilişiğinin kesilmesini sağlamaktadırlar. Bu durum hem TSK’nın disiplin durumunu zedelemekte hem de mecburi hizmet süresini tamamlamadan ayrılmak isteyen muvazzaf subay ve astsubayları alenen suça teşvik etmektedir. Düzenleme ile mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan istifa etmek isteyen muvazzaf subay ve astsubayların tazminatlarını ödemek koşuluyla herhangi bir disiplinsizlik yapıp kendilerini ordudan attırmalarına gerek kalmadan ayrılmalarına olanak sağlanması amaçlanmaktadır.
***
***
‘UZMAN’LARIN DA BİR ÇAĞRISI VAR..!
Ve son olarak, bir uzman çavuşun mesajı var:
“TSK’da muvazzaf personel; subay, astsubay ve
uzman jandarma olarak sınıflandırılır ama her nedense uzman jandarmalar hiç bahsedilmiyor ve kala alınmıyor. Şunu herkes bilsin ki, uzman jandarmaların yaptığı görevi kimse yapmadı yapamaz da…
Uzman jandarmalar, TSK’de 1989-2000 yıllarında
terör olaylarında, istihbarat birimlerinde, her türlü silahlı çatışmalarda onlar kullanıldı.
Güneydoğuyu anlatmak istemiyorum çünkü çok olaylar oldu çok kan döküldü. Ama Antalya'da ben uzman jandarma istihbaratçı olarak 16 kişilik bir
terörist grubu tespit ettim tesadüfen alman turistler gezerken teröristlerin fotoğrafını çekmiş elime geçti o zamanki J.Komutanına konuyu ilettim…
(…)
Şube müdürüm İrfan yüzbaşımı irticadan attılar, beni attılar.
Daha ne diyeyim bilmiyorum, şimdi kalkmışlar diyorlar ki YAŞ ve
kararname ile atılan subay astsubay deniyor, biz de askeri okuldan geldik, biz de onlar gibi TSK’de muvazzaf askeriz.
Saygılar diliyorum.
(İsmim gizli kalsın çünkü atıldığım günden beri hiçbir insana, “Eskiden askerdim” diyemedim. Kafam yerde ama Allah'ıma bin
şükür, alnım açık hakkımda hiçbir yargı kararı yok, buna disiplin mahkemesi dâhil. 11 yıldır şoförlük yapıyorum daha
trafik cezası bile yemedim, gerisini sen takdir et, saygılarımla.” (25.02.11)
AV. RAMAZAN KERPETEN (
[email protected] / www.kerpeten.biz )