İsrail'in büyük stratejik korkuları var.
Mısır'daki
halk hareketi sırasında duyduğu Mısır'la 32 yıldır devam eden 'Soğuk Barış'ın sona ermesi, bunun sonucunda Mısır cephesinin yeniden ciddi tehdit haline dönmesi yolundaki korku bunlardan yeniden canlanan birisi.
Mısır geçici askerî yönetimi her ne kadar yönetimin söz konusu barış ve bunu sağlayan 1979 Camp David anlaşmasına sadık kalacağını açıklamış olsa da ileride bu durumun değişme ihtimali de elbette söz konusu. Bu yüzden azalmış olsa da bu korku devam ediyor. İsrail bakımından bu korkudan daha güçlü olanı da kendisine yönelik balistik
füze tehdidi ile ilgili büyük korkusu şüphesiz. Yaklaşık 10 yıldır söz konusu olan bu tehdit, İsrail'e korkulu rüyalar gördürüyor. Esasen bu korkuları bir ölçüde gerçekleşmiş de bulunuyor. 2006
Lübnan Savaşı, 2009
Gazze Savaşı, bu korkuların İsrail bakımından kâbusa dönüştüğü savaşlar olarak gerçekleşmişti. Lübnan Savaşı'nda
Hizbullah İsrail'e 4.000, Gazze Savaşı sırasında ise
Hamas ve diğerleri İsrail topraklarına 600 kadar füze ve roket atmayı ve önemli zararlar verdirmeyi başarmışlar, İsrail ise bunlara karşı başarılı olamamış, tehditleri ortadan kaldıramamıştı.
Nitekim, bu yüzden, bu tehditlere karşı teknolojik çözüm arayışlarına girmiş, bu çerçevede iki füze
savunma sistemi geliştirmeye karar vermişti. Bunlardan en önemlisi Demir Kubbe (Kipat Barzel) denen sistemdi. Amerika'nın da ortak olduğu bu sistem, İsrail şirketi Rafael'e 2007'de
sipariş edilmişti. Bu sistem, söylendiğine göre şöyle çalışacak: "Demir Kubbe, Elta Systems adlı kuruluşun geliştirdiği özel bir
radar sistemi vasıtasıyla atılan roketi havada iken
hedef olarak tespit edecek, sonra hedefi fırlatacağı önleyici roketiyle havada yok edecek. Bu önleyici roket, hedef füzelerin saniyede 300 metre kadar olan hızından daha hızlı bir roket olacak. Buna ilaveten söz konusu roket, tehdit eden roketleri havada en yüksek noktada saf dışı edecek şekilde tasarlanacak. Bunun sebebi, düşman roketlerin muhtemel kimyasal ya da biyolojik başlıklarını emin bir mesafede yok edip bunların verebileceği zararları asgariye indirmek."
Sistemin hedef tespit sürecinin bir saniyeden az bir sürede gerçekleşeceği, bu suretle önleyici roketin ikinci bir saniyede hedefi bulacağı ve yok edeceği bugünden söyleniyor. Ancak bu arada önleyici roketlerin çok pahalı olacağı (tek bir roketin 30.000-40.000, hatta bazılarına göre 100.000 dolar civarında olacağı) ve bu yüzden sistemin kullanımının çok pahalıya mal olacağı belirtiliyor. Bu özelliklere sahip Demir Kubbe, geçen hafta salı ve çarşamba başarılı olduğu söylenen ilk operasyonel denemelere tabi tutulmuş bulunuyor. Hava Kuvvetleri'nin sorumluluğunda yapılan bu denemelerde 5 ayrı senaryonun uygulandığı ve hepsinde de başarı sağlandığı iddia ediliyor. Böylece sistem, birkaç hafta içinde operasyonel hale gelmiş olacak.
Hava kuvvetlerine göre, İsrail'i kısa menzilli füze ve roketlerden korumak için bu sistemlerden 13 adet gerekiyor. İlk
batarya ya da birimin kısa bir süre sonra Gazze yakınlarına konuşlandırılması planlanıyor. İsrail, sistemin başarılı olacağını, İsrail'i koruyacağını söylüyor; ancak bu ne kadar doğru, kesin olarak bilinmiyor. Esasen sistem, İsrail'de
teknik adamlar tarafından eleştiriliyor. Özellikle de yüksek
maliyeti bakımından. Ayrıca sistemin ilk anda ancak sınırlı sayıda füze ya da roketi saf dışı edebileceği belirtiliyor. Bununla ilgili olarak da 200-300 civarında füze ya da roketin söz konusu olduğuna işaret ediliyor.
İsrail'in hasımlarının bu sayıdan çok füze ya da roketi belli bir sürede İsrail hedeflerine atması halinde sistemin bunlarla baş etmesinin hem teknik ve hem de maliyet açısından mümkün olmadığı da söyleniyor. Bu konu şöyle de ifade edilebilir: İsrail'in hasımları aynı anda 200-300'den fazla sayıda füze ya da roketi İsrail'le atarlarsa ne olur (ki bugün Hizbullah'ın 50.000, Hamas'ın binlerce ve Suriye'nin de binlerce füzeye sahip olduğu tahmin ediliyor)? İsrail muhtemelen bunlarla baş edemez ve bu durumda hasımlarına karşı başka vasıtalara başvurur. Bunlar da kritik hedeflere ya da füze atılan
bölgelere ağır
bombardıman ve ağır topçu atışı ve daha ağır olanları olur. Bu durumda ihtilaf büyür ve geniş ve yaygın savaşlara yol açar. Hasımlar da buna kendi imkânlarıyla
cevap verir ve böylece bölge
yangın yerine
döner.
İsrail'in bugün için en büyük stratejik korkusunun mahiyeti ve bu konudaki ihtimaller işte böyle. Ayrıca buna elbette
İran füzeleriyle ilgili korkusunu da eklemek gerekiyor. Bunları ve ilgili konuları şimdiden bilmek de şart oluyor