RTÜK Yasası değişti. Hem de ne değişiklik!
Bazıları farkında değil ama
Türkiye bu tarihten başlayarak iki yıl içinde çok farklı bir TV sistemine sahip olacak.
Bir kere frekans tahsisi yapılacak, ikincisi daha fazla
yabancı sermaye TV ve
radyo yayıncılığında söz sahibi olacak, dijital platformlar daha fazla denetim altına girecek, haberler
müzik olmadığı için tatsız tuzsuz olacak ve daha fazla gerçeği yansıtacak (!), reklam
fiyatları yükselecek, tezgâh üstü ilaç reklamları başlayacak ve ekranlar yaratıcı
ürün yerleştirmeden geçilmeyecek.
Ve de şimdi sıkı durun. Üst Kurul'un görev ve yetkilerini belirleyen 37'nci maddesinin i fıkrası aynen şöyle:
Yayın hizmetlerinin izlenme ve dinlenme oranı
ölçümlerinin yapılmasına ve denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile bu usul ve esaslara uymayan şirket ve kuruluşlara uygulanacak müeyyideleri belirlemek.
Cümle düşüklüğünü bir yana bırakalım, bu fıkra diyor ki bundan sonra
izleme ve dinleme ölçüm standartlarını RTÜK koyacak, bu standartlara uymayanlara da
yaptırım uygulayacak.
Yani? RTÜK ölçüm yapan şirketlerini bundan sonra denetleyecek... Nasıl? Yakında bir dizi yönetmelik çıkar hep birlikte görürüz.
RTÜK Yasası'nın büyük bir devrim içerdiği ortada. Çağın gerisinde kalan zamanın ruhunu yansıtmayan RTÜK Yasası'nın çağın şartlarına göre değişmesi zorunluluktu. Gidilen yol yol değildi.
Başta RTÜK Başkanı
Davut Dursun Hoca olmak üzere emeği geçenlere teşekkürler.
Değişen maddelerin çoğuna katılıyorum. Katılmadıklarımı yönetmelik çıkarma sürecinde izleyip sizinle paylaşacağım. Ortaya çıkan yeni sistemi de değişim gerçekleştikçe özetleyeceğim.
Yeni düzenlemelerden sonra hâlâ Türkiye'nin %75'i haftada 10 benzer diziye kilitlenecek mi?
Flash TV seviyesinden yayın yapan kanallar ayakta kalabilecek mi?
Kafamda çok fazla soru var. Çok...
Boyner önce teknolojiye yatırım yapsa!
Bir hafta on gündür
Boyner Holding ve onun sözcüsü
Cem Boyner hızlı bir PR atağına geçtiler. Yeni
markalar, yeni ürünler, yeni marka yüzleri, yeni projeler... Her yerde haber, her yerde
röportaj...
Cem Boyner'i ve iş yapış biçimini severim. Ticari zekâsına ve gelişmiş PR yeteneklerine de hayranım. Türkler'e özgü pazarlama iletişiminin sırlarını çözen sayılı patrondan biri olduğunu düşünürüm. Ama şu sıralar içeride birilerinin Cem Boyner'e
pembe gazete çıkardığını düşünüyorum.
Neden? Çünkü Boyner bünyesindeki bazı
mağazaların müşterisiyim ve son bir yıl içinde bu mağazalara gidip de intranet sistemlerinin doğru dürüst çalıştığını görmedim. Sürekli bir özür, sürekli bir bahane! Boyner Holding'in mağaza bölümünün teknoloji alt yapısı anladığım kadarıyla çökmüş durumda.
Bu nedenle Boyner'in PR çıkışları bana hiç samimi ve inandırıcı gelmiyor. "Daha teknoloji alt yapısını çözemeyen bir perakendeci hangi yeni ürün ve markadan söz ediyor" oluyorum. PR önerilerini göz boyama ve fırsatçılık olarak algılıyorum. Acaba bu algılama sadece bana özgü bir algılama mı?
Ya uçan ya kaçan...
Vodafone'un "Uçan adam Sabri" tiplemesi popüler kültürü çok yakından takip eden iyi bir iş... Çok da
komik... Bu nedenle viral dünyada da en
çok izlenen video oldu. Ancak mizah seviyesi çok yüksek olduğu için önde verilen
promosyon ürününün sonda da özetleyecek şekilde tekrarlanması daha iyi yani daha etkili olmaz mıydı acaba? Bence olurdu? Sizce?
Reklametre (12-19
Şubat 2011)
TV İlk Beş
1.
Transformers İstanbul'da (
Vestel)
2.Uçan Adam Sabri (Vodafone)
3.Sıla (Bolero)
4.
Trabzonspor (Denizbankbonus)
5.
Avrupa Yakası (
Turkcell)
Gazete İlk Beş
1.Adapark (Suryapı)
2.Babam Sağolsun (Ofton)
3.Yüzme (Gold
Teknoloji Market)
4.MaxxRoyal (ETS)
5.Esnek Faiz (
İş Bankası)
İnternet İlk Beş
1) Vestel-TV'li Geçmiş Zaman (www.tvligecmiszaman.com)
2) Cornetto-Nereye Baksam Sen (www.nereyebaksamsen.com)
3) Head&Shoulders-Aşkımızın Belgesi (
Facebook)
4) Özsüt-
Mutluluk Tadında (www.mutluluktadinda.com)
5) Hepgece.com-Sevgilisi Olan Var, Olmayan Var (Facebook)
Özgür Karaçak'la İnternet'ten Özgürce
Aramızdaki gizli metroseksüller!
Webrazzi.com'da gezinirken Hepsiburada.com'un 2010 yılı raporu ile karşılaştım. Oradaki verilere hep beraber şöyle bir göz atalım. Parantez içerisindeki notlar benim yorumlarım;
· 2003'te 260 milyon TL, 2009 yılında ise 10 milyar TL olan Türkiye E-ticaret hacmi 2010 yılı sonunda 15 milyar TL'ye ulaştı. (Son 1 yıldaki
büyüme oranı internet üzerinden alışverişe duyduğumuz güvenin arttığını gösteriyor.)
·
Kadın üyelerin yaptığı bebek-çocuk alışverişi, kendileri için yaptıkları
giyim ayakkabı ve aksesuar alışverişinden daha fazla. (İleride anneler çocuklarına "giymedim giydirdim" derken, açıp internetten ispatlayabilecekler gibi görünüyor. İşin şakası bir tarafa E-bebek.com'un da geldiği noktayı düşünürsek internet üzerinden bebek ve çocuk ürünleri satışı çok büyük bir hacme sahip.)
·
Cep telefonu alışverişinde erkekler kadınları çok geride bırakıyor. (Cep telefonunun statü sembolü olduğu bir dönemde çok da şaşırılmayacak bir sonuç.)
· Erkekler oyun/oyun konsollarından çok
kozmetik ürünleri satın alıyor. (Hadi bakalım, eskiden erkeklerin çocuk ruhlu olmasına takan kadınlarımız şimdi ne ruhlu olmalarına takacaklar? Ben cevabı vereyim de yanlış anlaşılma olmasın; Metroseksüel ruhlu! Ama gizli bir ruh bu!)
· Rapora göre en fazla satılan ürünler, kitap, film, TV, ev sinema sistemi ve
hobi ürünleri ile oyunlar. ( Sokakta değil evde
vakit geçirmeyi
tercih eden kitle satışların önemli bir kısmını oluşturuyorlar.)
· Yeni çıkan notebooklar, cep telefonları,
tablet PC'ler çok satan ve en çok aranan ürünlerin başında geliyor. ("İhtiyacım var mı?" diye sorgulamadan "aman en son modele sahip olayım" dürtüsüyle hareket etmekten bakalım ne zaman kurtulacağız?)
· 2010 yılının en çok satan ürünleri arasında 42 inçlik TV'ler dikkat çekiyor. (Erkeklerin TV'lerini büyütmek için her zaman kendilerince gerçekçi bir sebepleri oluyor. 2011'de üreticiler 1000 inçlik televizyon üretse ve uygun fiyata satsa önümüzdeki yıl 42 inç yerine 1000 inç yazarak aynı sonucu kullanabileceğimizi ben size garanti ederim.)
· En çok
sipariş verilen kategori
elektronik ürünleri kategorisi. (Bu bilgi "Private Shopping" konusunda yatırım yapacak şirketlere bir ışık tutmalı. Elektronik kampanyalarını artırmalısınız!)
· Normal zamanlardaki alışverişlere göre,
hediye dönemlerinde %30 artış kaydediliyor. (İnternet üzerinde sağlanan fiyat avantajının bunda büyük etkisi var.)
E-ticaret platformları gün geçtikçe popülaritelerini artırıyorlar. Ama hepsi ile ilgili müşteri hizmetleri problemleri konuşuluyor. Genel kanı bu yönde olunca kurunun yanında yaş da yanıyor.
Bu yüzden teknoloji altyapıları kadar, müşteri memnuniyetinin de yüksek tutulması gerekliliğini unutmamaları gerekiyor. Artık TV reklamlarında çok ürün değil çok mutlu müşteriler görmemizin zamanı geldi.