Gözler
Ortadoğu ülkelerindeki değişim süreçlerindeyken dünyanın başka yerinde başka tür gelişmeler oluyor. Daha önce
Kuzey Kore ile
Güney Kore arasında Sarı Deniz’deki
Yeonpyeong Adası açıklarının paylaşımıyla ilgili sorun çıkmış ve iki ülke orduları karşı karşıya gelmişti. Biri ABD’nin diğeri de Çin’in yakın müttefiki olmaları nedeniyle bu iki büyük güç arasındaki rekabetin ne denli sertleşebileceğini gösteren bu gerilim, yine iki ülkenin araya girmesiyle kitlesel bir savaşa dönüşmeden durdurulmuştu.
Bugün benzer bir durum
Tayland ile
Kamboçya arasında yaşanıyor. Sorun iki ülke arasındaki sınırda bulunan tarihi Preah Vihear Hindu tapınağının aidiyetiyle ilgili. İki ülkenin sorunlu sınır alanlarından birisi olan tapınak
bölgesi, 1904’de
Fransız sömürge bölgeleri arasında sınır olarak gösterilmiş ve tapınak Tayland tarafında kalmış. Ancak 2. Dünya Savaşı’nda
Almanya yanında yer aldığı için yenilen tarafta kalan Tayland, tapınak bölgesini Kamboçya’ya kaptırmış. 1953’de
bağımsızlık ilan edildiğinde de söz konusu bölge Kamboçya sınırları arasında kalmış, ancak Tayland bu sınırı tanımayarak bölgeyi işgale kalkışmış. Bunun üzerine Kamboçya Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmuş, karar 1962’de Kamboçya lehine çıkmış. Anlaşmaları ve kararı tanımasına rağmen 1979’daki mülteci sorunu nedeniyle sınır konusu yeniden gündeme gelmiş ve Tayland 1962 kararlarının iki ülke sınırlarını kesinleştirmediği gerekçesini kullanmış. Sonuçta, egemenliği Kamboçya’da olmasına rağmen Tayland’ın da hak iddia ettiği 4.2 kilometrekarelik alan hem iki ülke arasındaki gerginliklerin hem de her bir ülkedeki milliyetçi eğilimlerin temel konusu haline gelmiş.
Bugün yaşanan gerginlik ise 2008’de yine iki ülke arasında, ancak başka yerdeki bir sınır anlaşmazlığıyla gündeme geldi. Bu anlaşmazlıkta da bir tapınağın aidiyeti söz konusu oldu, ancak bu kez tapınak Tayland’da bulunuyordu. Tapınak-sınır ilişkisi gündeme gelince, tarihsel
kavga konusu yeniden tırmandı. Bu durum karşısında iki ülke hükümetleri sınırın düzenlenmesi konusunda
müzakereler yapılması kararı aldılar. Ancak, görüşmeler başlarken geçtiğimiz Temmuz ayında Kamboçya birliklerinin tartışmalı bölgeye giren üç Taylandlı protestocuyu gözaltına almasıyla çatışmalar yaşandı, bu kişiler casuslukla suçlandı.
Anlaşılan o ki Kamboçya bir tapınağa karşı bir başka tapınağı konu ederek sınır sorununu çözmeye çalışmış, ancak Tayland tarafından ateşli silahlarla karşılık bulmuş durumda. Bu yüz yıllık davanın bugün yeniden alevlenmesinde muhtemelen Tayland’ın müttefiki ABD ile Kamboçya’nın müttefiki Çin arasındaki rekabetin etkileri bulunmakta. Rekabetin boyutları bakımından son derece önemli olan bu olay, aynı zamanda tıpkı Ortadoğu’da olduğu gibi başka yerlerde de sömürgeci güçlerin kurdukları yapay düzenin artık sürdürülemez olduğunu ortaya koyuyor. Filistin’i sınırsız bırakmak nasıl bundan sonra pek mümkün olamayacaksa, bu iki ülkeyi de sınırsız bırakmak artık pek mümkün görünmüyor. Hele ki kutsal mekanların paylaşımı söz konusu olduğunda, bu tür anlaşmazlıkların sadece bölgesel savaşlara değil, yeniden büyük güçlerin mücadelesine sahne olma olasılığı bulunuyor.
Bir başka açıdan bakıldığında ise bu tür gerginliklerin denetimli olduğu söylenebilir. Kimbilir belki de ABD Ortadoğu’da yapılar yeniden kurulurken Çin’in bu bölgeye girme fırsatını elinden almak, yeni Ortadoğu’nun Çin gibi yeni müttefikler bulmasını engellemek için Çin’in geleneksel “müttefiklerini”
tahrik ediyordur.