Mısır’ın yeni güçlü adamı Ömer Süleyman’la ilgili öne sürülen çok iddia var. Bunların başında da Mısır Genel
İstihbarat Servisi’ni (EGIS), başta CIA sonra da Mossad’a peşkeş çektiği, onların sözünde dışarı çıkmadığı yolunda. Mossad’ın bir dönem başkanlığını yapan Meir Dagan’ın “çok yakın dostu.”
Wikileaks’in açıkladığı raporlara göre, Süleyman 2007 yılında,
İsrail Güvenlik Birimi (ISA) Başkanı Yuval Diskin’e “Sina’yı, Filistinli
silah kaçakçılarından temizleyeceğim; hiç merak etmeyin!” sözünü vermiş. “Hayalet Uçak” adlı kitabında gazeteci Stephen Grey, ABD’yle 1995 yılında imzaladığı bir
anlaşma çerçevesinde, CIA’nın, dünyanın dört bir yanında “
terör zanlısı” olarak topladığı insanlara işkencenin en hasını uyguladığını yazıyor Süleyman’ın. Mısır’da da
Müslüman Kardeşler’e uyguladığı akıllara ziyan
baskı, dillere destandır. Hele İbni el-Şeyh el-Libi olayı vardır ki, Amerika’nın, Irak’ı işgaline zemin hazırlayan palavraların başında gelir. İşkencelerden geçirilen Libi, El Kaide’yle
Saddam Hüseyin’in
işbirliği yaptığını “
itiraf etmiş”, ABD
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld de bunu Irak’ın işgali için kanıt olarak göstermiştir, müttefiklerine! Sonradan Libi, Süleyman’ın işkencelerinden öylesine bıktığını, bu “itirafı” onun için uydurduğunu açıklamıştır, ama iş işten geçmiştir tabi!
Süleyman, Mısır’daki ayaklanmalardan Mübarek’in acımasızlığını ya da kendi gaddarlığını değil, “dost ülkelerin görsel ve yazılı medyasını” suçluyor. Adını koymamakla birlikte Türk medyasını ve
Başbakan Erdoğan’a “göndermelerde” buluınuyor. Ama Mısır halkı, anketlerde en çok Erdoğan’ı seviyor, Atatürk’ü yere göğe sığdıramıyor ve Türkiye’ye benzemek istediğini haykırıyor! Süleyman, elleri kanlı bir
diktatör uşağıyken bugün diktatör olma hevesleriyle yanıp tutuşuyor 76 yaşının baharında?! Ona, nefret ettiği Türk medyasının bir üyesi olarak sadece şunu söyleyebilirim: “Hey Süleyman! Geçti Kahire’nin pazarı; sür eşşeğini Riyad’a!”