Batum yargılanmalı mı?


CHP’li Süheyl Batum için Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni istemiş. Bakanlık “olur” verirse Batum yargılanacak. Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma için düğmeye bastığında henüz Başbakan Erdoğan suç duyurusunda bulunmamıştı. Dolayısıyla Başbakan’ın grup konuşmasından sonra savcılığın harekete geçtiği iddiası doğru değil. Savcılık makamı 301. maddenin 2. fıkrasına mugayir hareket etmekten soruşturma talebinde bulunmuş. Söz konusu maddenin ilgili fıkrası “Devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi 1. fıkra hükmüne göre cezalandırılır” diyor. 1. fıkrada öngörülen ceza ise altı aydan 2 yıla kadar hapis cezası. 301. maddenin 3. fıkrası “eleştiri”yi kapsam dışında bırakıyor. Yani eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağını söylüyor. Şimdi Bakanlık izin verirse Batum’un sözlerinin kapsamı belirlenecek. “Eleştiri” kapsamında görülürse sorun yok, ama “alenen aşağılama” olduğu sonucuna varılırsa o zaman ceza kaçınılmaz olur. Olayın hukuki kısmı böyle. *** Benim tam da bu noktada temel bir itirazım var. Batum’un sözleri niye “darbe kışkırtıcılığı” iddiasıyla değil de “aşağılama” iddiasıyla soruşturmaya tabi tutuluyor? Yasalarımızda, Başbakanın deyimiyle, “darbe şakşakçılığı” veya “darbe kışkırtıcılığı” gibi bir suç tanzim edilmemiş mi? Eğer yasalarımızda böyle bir suç varsa niye 301. maddeye göre soruşturma açıldığını sormak gerekmez mi? Kendi adıma ben devletin tüm kurumlarının, özgürce eleştirilmesinden yanayım. Tahkir ve tezyif içeren sözleri de “ifade özgürlüğü” veya “eleştiri hakkı” kapsamında görmeyenlerdenim. Kim hakaret ediyorsa karşılığını hukuki olarak da görmeli. “Kağıttan kaplan”, “ABD tarafından içi ovulmuş”, “Biz de asker zannedermişiz” gibi ifadelerin hangi kapsama girdiğine mahkemeler karar verecektir. Bekleyip görmek lazım. Ama ben Batum’un sözlerinin bir bütün olarak okunduğunda apaçık bir darbe kışkırtıcılığı veya şakşakçılığı suçu oluşturduğuna inananıyorum. Bu sözleri hiçbir biçimde soruşturmaya tabi tutulmaması gereken sözler olarak kabul edenlerle aynı kanaatte değilim. O zaman Silivri’deki bazı tutukluların ne kabahati var? “Ordu göreve!” pankartını açanlar hakkında savcılar soruşturma açmasın mı? Fiilen darbe yapılmadığı sürece her türlü plan ve çalışma suç oluşturmasın mı? *** Başbakanın apaçık bir biçimde “darbe kışkırtıcılığı” yapan bir siyasetçi hakkında suç duyurusunda bulunmaması gerektiği hatırlatılıyor. Yapmayın lütfen. Bu yaklaşımın demokratlıkla ne ilgisi var? *** Batum için belki bu olay bir ders olur. Kendisi hakkında konuşan herkesi susturmak için mahkemelere koşmayı iş edinmiş biridir. Mahkemeye verdiklerinden biri de benim. Kendisine hakaret ettiğim gerekçesiyle. Ne demişim biliyor musunuz? Kendisinin ve Mehmet Faraç gibi başkaca isimlerin CHP Parti Meclisi’ne seçilmesini katıldığım bir televizyon programında yorumlarken, Kılıçdaroğlu CHP’sinin yeni rotasının demokrasiye doğru olmadığını, tam tersine Ergenekoncu-statükocu-ulusalcı tezleri savunmakla ünlü isimleri yönetim katına taşımakla rotasını statükonun derin bekçiliğine doğru kırdığına inandığımı belirtmişim. Batum sadece bu şekilde mahkemeye koşmayı kendine iş edinmiş biri olsa üzülmem. Ama asıl her önüne gelene hakaret etmeyi kendinde bir hak olarak gören biri olması ziyadesiyle rahatsız edici. Sezen Aksu gibi bu ülkenin değerli bir sanatçısına “Sazan” demesi gibi. Bana birlikte katıldığımız bir televizyon programında “Cumhuriyet düşmanı, vatan haini, bölücü!” gibi suçlamalarda bulunmaktan kaçınmayacak kadar haddini aşan biridir. Beni mahkemeye verdikten sonra ben de kendisini bu hakaretinden dolayı mahkemeye vermek zorunda kalmıştım. *** “Eleştiri”, hakaret içeremez. “İfade özgürlüğü”, darbe şakşakçılığı veya kışkırtıcılığı suçunu mazur göstermenin kılıfı olamaz. Batum suç işlemişse herkes gibi yargılanmalıdır. Belki aklı başına gelir de o diline sahip olur. Kendisi için istediği saygıyı başkalarından esirgememeyi öğrenir.
<< Önceki Haber Batum yargılanmalı mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER