Berfo Nine'nin çığlığı AK Parti'nin açmazı


Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul'da, sembolik önemi büyük bir toplantı vardı. Tam 306 haftadır Galatasaray Lisesi önünde toplanan Cumartesi Anneleri, Başbakan Erdoğan ile buluştu. İki saat boyunca Başbakan Erdoğan'a sorunlarını anlatan Cumartesi Anneleri destek istediler. Erdoğan ise bol bol not aldığı toplantıda "Acılarınızın dinmesi için her türlü çabayı göstereceğim" dedi. Açıkçası 30 yıllık sorunların bir toplantıyla çözülmesini beklemek hayalcilik olur. Zaten kayıp yakınları da öncelikle muhatap alınmış olmayı bir kazanım görüyorlar. Fakat şurası da gerçek, Başbakan'ın konuyu kamuoyu önünde sahiplenmesi bir dönüm noktası olacaktır. Çünkü gerek Erdoğan'ın üslubu gerekse de çalışma yöntemleri açısından şunu öngörebiliriz; Başbakan ilgili bakanlara talimat verecek ve takipçisi olacaktır. Toplantıdan çıkan kayıp yakınları arasında farklı görüşler vardı. Umutlu olan da vardı tatmin olmayan da. Dün konuyla ilgili AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'le konuştum. Dolmabahçe buluşmalarını organize eden Çelik -bu arada not edelim kayıp yakınları ile buluşma projesi Ayşenur Bahçekapılı'nın fikri- amaçlarının problemli bir alana el atmak olduğunu söyledi. Çelik de bir toplantıyla sorunların çözülmeyeceğini söylüyor. "Orada bir problem var ve buna da devletin el atması gerekiyordu" dedi. Çelik'in "Amacımız o insanların Galatasaray'ın önünde oturmasını engellemek değil. Derdimiz bir sıkıntının çözülmesini sağlamak. Konuşmazsanız, dinlemezseniz hangi problemi çözeceksiniz?" sözlerini de önemsemek lazım. Toplantının detaylarına dönersek... Başbakan'a tek tek hikâyelerini anlatan Cumartesi Anneleri'nden birisi var ki üzerine film yapılsa yeridir. 103 yaşındaki Berfo Nine (Kırbayır) 30 yıl önce ortadan kaybolan oğlu için hâlâ gözyaşı döküyor. Muhtemelen Türkçesi de zayıf. Fakat ne dediğini anlamasanız bile yüzündeki samimiyet, acı, ızdırap yeterince açık. Oğlu Cemil üniversite öğrencisi iken askerler tarafından gözaltına alınmış. 24 yaşındaki Cemil'in arkadaşları onu son kez işkence altında inlerken görmüşler. Berfo Nine, belki bir gün oğlu döner diye tüm akrabaları köyden İstanbul'a göç etseler de o köyünü bırakmamış. Hatta evinin sıvasını bile yaptırmamış ki oğlu döndüğünde evini tanısın. Komşu ziyaretlerini bile kısa tutup hemen evine dönüyormuş 30 yıldır Berfo Nine. Oğlu gelir diye kapısını hep açık tutmuş. Hatta "Oğlum dönmeden ölmem" diyecek kadar hasret dolu. Toplantıya katılan diğer annelerin de benzer hikayeleri var. Çoğunlukla 12 Eylül darbesinin mağdur ettiği insanlar. Yakın zamanda kaybedilmiş insanlar da var. AK Parti iktidarı "Bizim dönemimizde faili meçhuller yok denecek kadar azaldı" düşüncesinde. Doğrudur, son yıllarda derin yapılarla mücadele nedeniyle siyasi faili meçhuller ve gözaltında kayıplarda azalma olmuştur. Fakat eski dosyaları da takip etmek, failleri bulmak iktidarın sorumluluğudur. Yine de Başbakan'ın Cumartesi Anneleri ile buluşmasını önemsemek lazım. Ayrıca AK Partililer'in de bir gerçeği görmesi şart. Meclis'teki siyasi muhalefet iktidarı değiştirmeye yetmiyor. Çünkü Baykal'ın CHP'si gibi Kılıçdaroğlu'nun CHP'si de program yerine polemik üretiyor. AK Parti karşısında varlık gösteremiyorlar. MHP'nin kafası karışık. Tabanı ile parti yönetimi arasında doku uyuşmazlığı var. Referandumdaki hata yargı reformunda da yapılıyor. Taban yargı reformuna sıcak bakarken Meclis grubu başka telden çalıyor. Hal böyle olunca AK Parti iktidarı için siyasi muhalefet risk taşımıyor. Fakat riskin büyüğü bizzat AK Parti tarafından beslenip büyütülüyor. İktidar belki farkında değil ama toplumsal muhalefeti körüklüyorlar. Şöyle ki; ekonomiden dış politikaya birçok alanda takdir edilecek adımlar atan AK Parti toplumun muhtelif kesimlerinden yükselen eleştirileri, tepkileri dinleme ve onları yönetme konusunda yetersiz kalıyor. Eczacılarla, sözleşmeli işçilerle, öğrencilerle ve geniş kitleleri temsil eden gruplarla tartışmaya giriyorlar. Her talebe evet demelerini beklememek lazım ama hak arayışlarını da birtakım kirli odaklarla işbirliği olarak görmek sağlıklı bir bakış açısı değil. Mesela polisin her olayda orantısız güç kullanmasının toplumsal muhalefeti körüklediği AK Parti yöneticileri neden görmez? AK Parti iktidarı için en büyük risk kendi eliyle büyüttüğü toplumsal muhalefet olacak. O sebeple toplumun hangi kesiminden gelirse gelsin talepleri meşru talepler olarak görüp dinlemeyi politika haline getirmeli. Cumartesi Anneleri ile buluşma da bu açıdan iyi bir başlangıç olabilir. Sonuçta konuşmayan problem de çözemez.
<< Önceki Haber Berfo Nine'nin çığlığı AK Parti'nin açmazı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER