Beşiktaş’la Belediye final oynarsa...


Türkiye Kupası’nda bu sezon 95 müsabaka oynandı, ama galiba ilk “gerçek maç” Antep’le Galatasaray arasındaydı! Ligin belki de en heyecan verici futbolunu oynayan iki takımını (Beşiktaş’la Trabzon’u) karşı karşıya getiren maç bile gazozuna olmaktan öteye gidememişti. Birçok defa değindik, ama durum pek değişmedi: Bize UEFA Kupası’ndan miras kalan bu grup sistemi, herkesi hesap yapmaya itiyor; o berabere kalırsa/o yenilmezse filan derken maçların gazı kaçıyor. Üstüne üstlük gruplar beşli olduğu için (özellikle ilk 4 maç gününde) puan durumunun takibi imkânsızlaşıyor, kimsenin ne olup ne bittiğinden pek haberi olmuyor. Grup sisteminin bir diğer dezavantajı da, alt lig takımları gruplarda daha fazla para kazanacak diye onları figüran olmaya itmesi... Yeni Malatyaspor’un başına gelenlere bakın: Kendinden iki lig üstteki Ankaragücü’yle berabere kalıyor, Fenerbahçe’yi deviriyor. Ama hâlâ hiç kimseyi eleyemiyor; çünkü bir üst tura çıkmaları için bir değil, iki değil, üç Süper Lig devini alt etmeleri lazım! Gaziantep Belediye neredeyse imkânsızı başarıyor, Manisa, Beşiktaş ve Trabzon’a yenilmeden çeyrek finale çıkıyor. Ama yine yetmiyor. Çünkü bu sistemde büyük takımları bir kez devirsen de saf dışı edemiyorsun, tekrar karşına çıkıyorlar! Üstelik bu büyük takımlar (genelde ligi ilk dörtte bitirip seri başı olduklarından) kupaya ancak gruplarda (yani son 20’de) teşrif ediyorlar! Oysa daha birkaç hafta önce İngiltere’de FA Cup son 64 turunda M.United, Liverpool’u eledi! Almanya’da da B.Münih kupaya son 64’te Windeck’i, Leverkusen Pirmasens’i yenerek başladılar. Pirmasens ve Windeck birer Oberliga, yani amatör beşinci lig takımları... Yerel kupaların kuruluş amacında zaten bu var: En alt sınıf takımın, en üsttekiyle karşılaşma (ve onu yenme, eleme) ihtimali. Türkiye Kupası’ndaki grup sistemi ve seri başı düzeni kupanın doğasına/mantığına aykırı. Futbolseverlerin eğlenmesine de engel bir düzen... * * * Kupayla ilgili son eleştirim de Avrupa Ligi’ne katılım konusundaki belirsizlik... Zaten şu anda 2010-2011 Süper Lig ya da Türkiye Kupası statülerinde bu konudan hiç bahsedilmiyor, bu sene Avrupa kupalarına hiç katılmıyor gibi yapmışız! Dolayısıyla elimizdeki tek belge UEFA Statüsü... UEFA Avrupa Ligi statüsünün 2.02 ile 2.05 arasındaki maddelerinde de bir konu yüzde yüz açık olarak işlenmemiş: Eğer Türkiye Kupası galibi lig sıralaması nedeniyle Ş.Ligi, finalisti de Avrupa Ligi hakkı kazandılarsa, son Avrupa biletini kim alacak? Söz konusu maddelerde Türkiye Kupası galibi Ş.Ligi hakkı kazanmışsa, biletin kupa finalistine gideceği belirtiliyor. Türkiye Kupası finalistlerinin her ikisi de Ş.Ligi hakkı kazanmışsa, biletin sahibi lig beşincisi oluyor. Türkiye Kupası galibi (lig üçüncüsü-dördüncüsü olarak) Avrupa Ligi hakkına zaten sahipse biletin yine lig beşincisine gideceğini 2.02 maddesini yorumlayarak çıkarabiliyorsunuz. Ancak bir ihtimal birkaç yıldır boşlukta kalıyor: Türkiye Kupası galibi Kupa 1, finalisti de Kupa 2 hakkına lig sıralamaları nedeniyle sahipse son biletin sahibi kim olacak? Güncel bir örnekle: Türkiye Kupası finali Beşiktaş-İBB arasında oynanır, kupayı siyah-beyazlılar kazanır. Beşiktaş ligi ikinci, İBB de dördüncü bitirirse; son Avrupa bileti kime gidecek? Mantığımız lig beşincisini gösteriyor, ama Türkiye Kupası yarı finalistlerinin hak iddia etmemesi için UEFA Statüsünde herhangi bir açıklayıcı madde yok! Geçen yıl da bu dilekte bulunmuştum: Umarım TFF, gelecek yıl Süper Lig ve Türkiye Kupası statülerine bu detayı yazar; UEFA’ya da yol gösterir... Çünkü bu ülkede (UEFA statüsünde bazı detaylar henüz eksik olduğu için) 1998-99’da kupa yarı finalisti Ankaragücü’ne Avrupa bileti verildi. Mayıs’ta o ihtimaller gerçekleşse, TFF de keyfi bir uygulamayla son Avrupa biletini kupa yarı finalistine verse, lig beşincisi hiçbir hak iddia edemez. Çünkü ne uluslar arası ne yerel statülerde aksi belirtilmiyor...
<< Önceki Haber Beşiktaş’la Belediye final oynarsa... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER