Dün,
Mısır’da
Cuma namazı ertesinde
Tahrir Meydanı’na bir öncekine göre daha az bir sayıyla toplanan kalabalıklar, Mübarek’in sarayına yürünmesi konusunda kendi aralarında tereddüt geçirirken...
...
New York Times Gazetesi, ABD’nin Hüsnü Mübarek’in istifasını sağlayacak adımlar attığını yazdı... Gazetenin haberine göre, Obama yönetimi Mısırlı üst düzey yetkililerle Mübarek dönemini kapatacak bir plan üzerinde çalışıyor.
Mısır, gündemin ilk maddesini oluştururken, Mısır üzerinde tartışanlar da bundan sonra neyin
model alınacağını sorguluyor...
Mısır
İran’a mı dönecek,
Türkiye gibi “muhafazakâr demokrat” bir yola mı yönelecek?
***
Yabancı
Ortadoğu uzmanlarından biri bu konuda şöyle yazıyordu:
“Türkiye’nin Ortadoğu’da büyüyen
ekonomik ve politik ilişkisi, şimdiden
bölgedeki
ülkelerle önemli ölçüde aynı hizaya gelmesini sağladı.
Türkiye, Ortadoğu’daki mevcut yönelimleri jeopolitik olarak
kontrol altına alırken, bölgeye hareketlilik getirecek ekonomik güç olarak görev alırsa, bölge ülkeleri arasında uyum sağlayabilir. Günümüz Ortadoğu’sunda, İran ve
İsrail gibi ülkelerin söylemleri ve
eylemleri saptırmacılığa yönelik şüphe, gerginlik ve korkuya neden olurken, başarılı bir sürdürebilir ekonomik ve politik model ortaya koyamıyor. Bu ülkelere kıyasla,
girişimci serbest pi
yasa halindeki Türkiye, ikili ilişkiler ve bölgesel bütünleşmeyle ilişkileri güçlendirmeyi deniyor.” Bu tür analizler doğrusu insanın egosunu okşuyor, mutlu ediyor...
***
Ama gel gör ki dünkü gazetelerin aynı nüshasında bu tür kıvanç verici analizler yayınlanırken, ilk sayfalarda
Ankara’da Ortadoğu
Sanayi ve
Ticaret Merkezi’nde (
OSTİM) yaşanan iki ayrı
patlamada 17 kişi yaşamını yitirdiğini, 20’den fazla kişinin ise yaralandığını yazıyordu...
Patlama nedeniyle ilgili bir çok spekülasyon ortalıkta dolaşıp duruyordu...
Ayrıca...
Kayıt dışı çalışan
işçilerin ulaşılmayan cesetlerinden, kaçak üretilen mazota kadar da şaşırtıcı iddialar dillendiriliyordu...
Bu iddialardan hangisinin doğru olduğu araştırma sonucu ortaya çıkacak...
Ancak bizim imalathanelerde yürümeyen bir şeyler olduğu çok açık...
Denetimin de çok zayıf olduğu aşikâr...
Zaten Türkiye’de çalışan yirmi üç milyonun on milyonu
kayıt dışı çalışıyor... Bu bile durumu sergilemekte...
Davutpaşa’da
kayıt dışı imalathanede yitip giden 21 işçi ve ortalıkta kalan çoluk çocukları da en azından benim hafızamda çok taze...
***
“Arap gençliğinin gözü Türkiye modelinde”...
Veya Ortadoğu’da çarpıcı araştırma: “Türkiye bizim yönetimlerimizin yapamadığını yapan ülke” gibi başlıklara OSTİM’deki
facia gölge düşürür mü endişesi, bir kez daha TBMM’de görüşülmekte olan “Torba Yasa Tasarısı”nı
protesto etmek üzere çeşitli illerden Ankara’ya hareket eden
KESK, DİSK, TMMOB ve TTB üyelerinin Başkent’te başlarına gelenlerle perçinlendi...
Kızılay Meydanı’nda barikat kuran polis engelini aşmak isteyen bir grup sendikalıya polis göz yaşartıcı gaz sıktı.
Ankara Valiliği de hafta başında yaptığı açıklamada bu eylemi “yasadışı” ilan ederek,
Meclis çevresinde herhangi bir eylemin yapılmasına izin verilmeyeceğini ve eylem yapılması konusunda ısrar edildiği takdirde
emniyet kuvvetlerinin eylemcilere engel olacağını, yaşanan tüm olaylardan eylemi organize edenlerin sorumlu tutulacağını açıklamıştı...
Mısır’daki
halk gösterilerine gösterilen müsamaha bizim işçilerden esirgeniyordu...
***
Dışarıdan ve kimilerince de içerden bakılınca “model ülke” olarak görülen Türkiye’de, Ankara’daki ölümcül patlama ile göstericilere atılan dayağı nereye koymalı?
Sanırım bunu “ostimleşme” olarak izah edebiliriz... Dışarıdan bakılınca tertipli, düzenli, organize bir yapı... İçine girince çıfıt çarşısında meydana gelmiş izlenimi veren art arda patlamayla 17 kişinin yaşamına mal olan aşırı bir zafiyet...
***
Yırtınıp duruyorum, mevcut başarıları “kurumsallaştırmadan” hayat git gide zorlaşabilir, aşırı siyasal
propaganda “yapısal sorunları” saklayarak başta siyasal
iktidar tüm Türkiye’ye ağır bir tuzak hazırlayabilir...
Kısacası, örnek bir ülke olma yolunda ilerlerken
Allah muhafaza ostimleşiriz...