Bütün devrim ve değişimler bir kişinin ayağa kalkmasıyla başlar.
Voltaire bir asilzade tarafından tokatlanmadan önce adi bir saray dalkavuğuydu.
Kondüktörden yediği tokat Mahatma'yı
Gandi yaparken, sömürgeden bağımsız
Hindistan çıkardı.
Talihsiz
Tunuslu
genç Muhammed Buazizi'nin
zabıta memurundan yediği tokat
Ortadoğu'ya yeni bir çehre kazandırıyor.
İsyan ateşinin dumanları Tunus'tan sonra bu kez
Mısır'dan yükseliyor.
Özgürlük ve
demokrasi türküleri bu kez Mısır'dan duyuluyor.
Tunuslu genç bilgisayar mühendisi Muhammed Buazizi, geçen ay
sebze arabasına el konulmasının ardından kendini yakmış ve hayatını kaybetmişti.
Sonrasında başlayan
halk ayaklanması, Ortadoğu'daki tüm otoriter
yönetimleri tedirgin etmişti.
Mısır'da ve Cezayir'de kendini yakarak ölenler oldu.
Tunuslu Buazizi öldü ama yaktığı ateşin hararetinde tüm Arap otoriteryenizmi kavruluyor.
Üstelik Tunus'taki halk
isyanı, İran'da 1978'de gerçekleşen devrim gibi uzmanların ve siyasal analistlerin tahmin edemediği bir dönemde cereyan etti.
Ekonomik sebeplerle tetiklenmiş görünse de Mısır ve Tunus halk hareketinde
özgürlüklerin prangaya vurulması, demokrasi ve insan haklarına olan özlem göz ardı edilemez.
Buradan başlayan özgürlük ateşinin bölgedeki tüm diktatorya ve tek parti yönetimlerinin küllerini savurması artık
sürpriz değil.
Tunus'taki halk hareketi domino etkisi gösterdi.
Ürdün'den Fas'a kadar uzanan Arap koridorlarında yoğun bir değişim ve özgürlük talebi olduğu görülüyor.
Ne oluyor Tunus'ta, Cezayir'de, Mısır'da?
Ortadoğu insanı halka dayanmayan tekçi yapılarla demokrasi arasında tercihini ortaya koyuyor.
Ortadoğu halkları prangalarını kırıyor. Soğuk
Savaş döneminin rüzgârları sahneden çekiliyor.
Tunus ve Mısır'daki iç kargaşa hâlâ devam ediyor. Neticede Tunus'un ve Mısır'ın yeni güneşi kimin üzerine doğacak göreceğiz.
Halkın üzerine doğmazsa ve Zeynelabidin
Bin Ali veya
Hüsnü Mübarek türevi yeni yönetimler iktidarlarını sürdürürlerse, kaosun durulması zor görünüyor.
Habip Burgiba'nın Tunus'ta başlattığı Kemalist frekanslı rejim Bin Ali'yle son buldu.
Mısır'daki halk hareketi, Tunus'tan önemli. Çünkü Mısır, Arap dünyasının kalbi durumunda.
Mısır, hangi yönde değişim gösterirse diğer Arap ülkelerinde de aynı yönde değişim rüzgârları esecektir.
Ordunun tercihi Mısır'ın istikbalinde belirleyici olacak. Halka dayanmak ordu için en rasyonel tavır olacaktır.
Kuşkusuz
İsrail, Mısır'ın bugüne kadar olan yönetimini çok arayacak ama muhtemelen bulamayacaktır.
Tunus ve Mısır örneğinden çıkan notlar şunlar:
1- Halka dayanmayan ve milletin dokularıyla uyuşmayan yönetim sistemlerinin istikbali yoktur. Meşruiyetin kaynağının halk olduğu bir kez daha
tescil edilmiştir.
2- Yeni yüzyılın ilk çeyreği bitmeden antidemokratik diktatoryal yönetimlerin sonu gelecek demek abartılı olmayacaktır. Ortadoğu'da Batılı aktörlerin halka rağmen yürüttüğü politikaların sonu görünmüştür.
AB ve ABD Ortadoğu'daki değişimi ya demokratik açıdan yeniden okuyacaklar veya eski formüllerini yeni makyajlarla hayata geçirmek isteyeceklerdir.
3- Ortadoğu halklarının demokratik uyanışının başladığı görülmektedir. İlk kez iki Arap ülkesinde halkın ayaklanması suretiyle yönetim değişmiştir.
4- Tunus'ta da Türkiye'deki gibi Habip Burgiba'dan bu yana
militan ve inkârcı bir
laiklik (laisizm) uygulanmıştır. Tunus örneği operasyonel ve halka tahakküm eden bir laiklik anlayışının
Kuzey Afrika'da bile iflas ettiğinin göstergesidir.
5- Adalet düşüncesi kaybolursa toplumların nasıl anarşiye gark olacağı Tunus ve Mısır örneğinde açıkça görülmüştür.
6- Yaşanan ve yaşanacak halk hareketleriyle şekillenecek yeni Ortadoğu'da Türkiye'nin nüfuzu ciddi bir ilerleme gösterecektir.
Ortadoğu'da halkın tetiklediği değişim, Türkiye'nin parlak istikbalini inşa edecek.