Başımın ucunda duran kitap


Çizgimizi Hecelerken...İnsan hayatına sığmayacak işler yapan insanlar vardır... Eski bir binanın taş duvarında, taşların arasından bir filiz çıkıyor ve çiçek açıyor. Bu çiçek, içinde bulunduğu şartları hiçe sayıyor. "Bu duvarda toprak yok, su yok, güneş, rüzgâr beni hırpalar" demiyor. Çiçek, şartlara meydan okuyarak yeşeriyor. Lisan-ı hal ile diyor ki: "Allah bana 'yeşer' dedi, ben de yeşerdim. Sonuç ve şartlar ne olursa olsun..." İşte dava adamı budur! Fethullah Gülen Hoca, hikâyelere, romanlara konu olan gurbette bir nevi sürgün hayatı yaşıyor. Allah, ona dünyayı küstürmüş. Sadece ilim ve ibadet için yaşıyor. Onun hayatına bakıyorum; eserleriyle, vaazlarıyla, yaşayışıyla insanlara faydalı olmuş, fakat mükafat yerine mücazat görmüş. Sanki bu memleketin en kötüsü o imiş gibi başına gelmedik kalmamış. Bir de hastalıklar... Dünya denizinde fırtınaya tutulan bu gemi Allah'a sığınmış, Allah onu kendi limanına çekmiş. Ona dünyanın kapıları kapanmış. Açılan kapıları görmek için denizlerde balıkları, toprakta kökleri, fezada yıldızları koruyan Allah'ın kudretini ve nizamını görmek gerek. Allah, dinini kıyamete kadar devam ettirecektir. Bu sebeple İslam'a hizmet edenlere Allah "yürü" demiştir. Onların hizmeti her daim devam edecektir. Hadis-i şerifte buyruluyor ki: "Ümmetimin alimleri, İsrail peygamberleri gibidir." Alimlerin, üstün insanların kıymeti bilinmezse biz de kıymetsiz oluruz. İslam tarihinde çok üstün insanlar vardır. Ümmetini bulan peygamberler, talebesini bulan alimler, cemaatini bulan imamlar sesini dünyaya duyurmuş. Böylece dünyanın maddi ve manevi haritalarında değişiklikler olmuştur. Bilindiği gibi bir ömür boyu dinî çalışmaların, dinî cemaatlerin içinde bulundum. Kırk tane kitap yazdım. Basın yayının içindeyim, yazıyorum, konuşuyorum. Yanlış doğru hareket yapan bir sürü insanla karşılaştım. Şimdi dönüp geriye bakıyorum: Fethullah Gülen Hocaefendi'nin hayatını hayal ediyorum, kitaplarına bakıyorum, konuşmalarını dinliyorum. 'Böyle bir hoca lazımdı' diyorum. Çünkü İslamiyet'i doğru yaşayan, anlatanlar olmazsa bu din, yanlış hareket edenlere bırakılır. İslamiyet, büsbütün elden gider. Kütüphanemdeki her kitabın fihristini okuyup bazı paragraflara işaret koyarım, onları tekrar tekrar okurum. Çizgimizi Hecelerken kitabında pek çok yeri işaretledim. Bu kitap, bana sırat-ı müstakimi hatırlattı. Sırat-ı müstakim, cennete giden yoldur. Bu yolun trafik işaretleri helaller ve haramlardır. Çizgimizi Hecelerken kitabı elimizden tutup evvela dünyamızı cennet edecek, ahiretteki cennet de Allah'ın lütfudur. Hastalandığım zaman doktor dedi ki: "Yatacaksın, dinleneceksin, yazmayacaksın." Hocam da dedi ki: "Yatmayacaksın, dinlenmeyeceksin, yazacaksın." Doktorlara hürmet ederim amma hocamın sözünü tutuyorum. Yazdıklarım, hocamın eserlerinden, sohbetlerinden aldığım bilgilerdir. Ben "hocam" diyorum amma kendileri beni talebeliğe kabul eder mi bilemiyorum... Ne olursa olsun, onun ilmini, metotlarının isabetliliğini takdir ederim. O bizim rehberimiz... Çizgimizi Hecelerken kitabı, başımın ucunda duruyor. Sizlere de tavsiye ederim...
<< Önceki Haber Başımın ucunda duran kitap Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER