Gölcük'te sadece
Balyoz belgeleri değil, başka davalarla ilgili bilgiler de ortaya çıktı. İşte bunlardan bazıları.
Bir Tuğamiral'in ıslak imzasını taşıyan ve
Dursun Çiçek'e "
İrtica ile Mücadele
Eylem Planı"nı hazırlamasını söyleyen talimat yazısı.
Law silâhları ve diğer silâhların Türkiye'nin değişik yerlerinden getirilerek
Poyrazköy arazisine gömülmesini talep eden ve
Koramiral Kadir Sağdıç ile
Albay Ali Türkşen'in imzalarının bulunduğu belge.
Poyrazköy'deki bir cephaneliğin yerini gösteren
kroki. (Nitekim bu krokiye göre kazı yapıldı ve cephanelik işaret edilen yerde ele geçirildi.)
Kara Kuvvetleri ve Jandarma'da görev yapan MİT mensuplarının listesi. Bu listelerin ilgili komutanlıklara kriptolu olarak ulaştırıldığı tespit edildi.
Gölcük
Donanma Komutanlığı'nın merkezi üs seçildiği,
İzmir ve Çanakkale'nin de yapılanmanın alt birimleri olduğuna dair belgeler de ortaya çıktı.
***
Gölcük'teki belgelerin de sahte olduğu iddiaları gündemde. Dursun Çiçek imzalı
İrtica ile Mücadele Eylem Planı,
avukat Serdar Öztürk'ün bürosunda ele geçirildikten sonra da benzer iddialar ortaya atılmıştı.
Serdar Öztürk, "
Polis bunu benim büroma yerleştirdi. Avukatım yoktu" demişti. (Oysa, 4 Haziran 2009, saat 10.20'de Öztürk'ün ofisinde yapılan
aramayı,
Ankara Savcısı
Hüseyin Görüşen yönetmiş, arama sırasında,
Baro temsilcisi avukat
Bayram Özkan ve Serdar Öztürk ile aynı büroda çalışan avukatlar Özge Evci, Çağrı Eryılmaz,
Gizem Ulusoy da hazır bulunmuştu. Bürodaki bazı belgelerin yanı sıra, bilgisayar hard
diski de, bir
delil torbasının içine konulup, mühürlenmişti. Emniyet'e götürülen mühürlü delil torbası, gene Öztürk'ün avukatlarının huzurunda açılmıştı. Tutanağa göre, hard disk Öztürk'ün avukatları, Özge Evci, Çağrı Eryılmaz ve Gizem Ulusoy'un önünde
kopyalanmış, bir kopya da, avukatların getirdiği hard diske yüklenmişti.)
İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın sahte olduğu iddialarının kaynağı sadece Serdar Öztürk değildi. Askeri Savcılık da, "Belgenin,
Genelkurmay Başkanlığı'nın herhangi bir biriminde hazırlanmadığı kanaatine varılmıştır" diyerek, kovuşturmaya gerek olmadığı kararını vermişti. Sonra da,
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "Bu bir kâğıt parçası" demişti.
Islak imzalı belgeyi ilgililere ulaştıran ihbarcı
subay ise, ikinci mektubunda, İrtica ile Mücadele Eylem Planı Taraf'ta yayınlandıktan sonra, Genelkurmay'daki cuntacıların aldığı kararları kamuoyuyla şöyle paylaşmıştı:
1) Belgeyle ilgili olarak,
yazıcı,
kalem,
mürekkep vs. gibi tali unsurları ön plana çıkararak, belgenin içeriğinden çok şeklinin tartışılmasını sağlamak. 2) Belgenin gerçekliğini ortaya koyan kişi ve kurumları yıpratmak. 3) Belgeyi yayınlayan ve savunan
gazete ve gazetecileri, belgenin gerçek olmadığına dair ikna etmeye çalışmak, ikna edemediklerini yıpratmak.
Gölcük Donanma Komutanlığı'nda, hem Balyoz'a, hem de başka faaliyetlere delil teşkil edecek çok sayıda vesikanın ortaya çıkmasından sonra, İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nda gözlenen "karartma
eyleminin" bir benzerinin uygulandığını görüyoruz. Teknik teferruat ön plana çıkartılıyor, işin esası gözden kaçırılıyor. Konu yargıya intikal ettiğine göre, hâkimlerin kararı beklenmeli.