Hafızama güvenirim ve bir terslikle karşılaştığımda
arşiv kayıtlarını çok zorlarım.
"Ali
Sami Yen de
Galatasaray'ın değil" sözünde de öyle oldu.
Ali Sami Yen, yeni haliyle 1964'te bir millî maç ile açıldı. Bu bilgi her yerde var.
Peki ama ben ondan önce (1964'ten önce) orada bir maç seyrettiğimi hatırlıyorum. Bir
Feriköy maçıydı ve Feriköy'ün antrenörü de Gündüz Kılıç'tı. Gündüz Kılıç'ın Feriköy'e antrenör olması önemli bir olaydı ve o maça gitmemin sebebi de buydu. Neden Feriköy'e antrenör oldu diye biraz kızıyorduk.
Nasıl olacak şimdi? Ali Sami Yen 1964'te açılmışsa benim hatırladığım neydi? Hatırladığıma göre Ali Sami Yen daha önce de vardı. İnternete baktım, 1960'ta Galatasaray orada
Taksim'i yenmiş. Golleri
Suat atmış. Demek ki doğru hatırlıyorum. Ali Sami Yen 1964'te zıp diye çıkmadı. Öncesi var. Öncesinde uzun yıllar var. O zamanlar maçlar Dolmabahçe'de yapılırdı. Bazı takımların da özel sahaları vardı.
Şeref Stadı gibi, Vefa Stadı gibi, Ali Sami Yen gibi. Adı o zaman da Ali Sami Yen'di. 1 Haziran 1960 tarihli
Milliyet'te görülebilir. Yani yeni haliyle 1964'te açılışı yapılmadan önce de orası Galatasaray'ındı. Diyorum ya, orada bir Feriköy maçı seyretmiştim. (Muhtemelen 1959 yılında. Çünkü Gündüz Kılıç o tarihte Feriköy'e antrenör olmuştu.)Arşivden yeni açılış gününün gazetesini buldum. Oradaki bir yazıdan bazı bölümler aktarmak istiyorum:
"... 1933'te Taksim Stadı'na ait GS hisselerinin
Güneş kurucularının eline geçmesi üzerine, başkan
merhum Ali
Haydar Bey'in teşebbüsü ile Mecidiyeköy'de geniş bir
arsa satın alınmış ve 1
Aralık 1936'da törenle temel atılmıştı. 1940'ta Taksim Stadı'nın tarihe karışması üzerine de Mecidiyeköy'deki stadın yaptırılması zaruret halini almıştı. Ancak
2. Dünya Savaşı ve çeşitli mahrumiyetler yüzünden bu inşaat zaman zaman aksadı. Nihayet likör fabrikasının yanında, karşısında ve cadde tarafında tribünler yapılarak 3
Eylül 1944'te
stat maçlara açıldı.""İlk maç Elektrikle Emniyet arasında oldu. Galatasaray ise kendi adını taşıyan stattaki ilk maçı24 Eylül 1944'te
Süleymaniye ile oynadı ve 7-0 galip geldi. Muslih Peykoğlu ile Suphi Batur'unbaşkanlıkları sırasında 15 bin kişilik
beton tribün yaptırıldı. 1958'de
Brezilya Milli Takımı geldiğinde antrenmanlarınıAli Sami Yen Stadı'nda yaptı ve bu sahaya çıkan ilk
yabancı futbolcular oldu." (
Haluk San, 20.12.1964, Milliyet) 1958'de Brezilya bile orada oynamış! Yani 1964'teki açılış öncesinde, Galatasaray'ın orada geçirdiği uzun yıllar var.
Nasıl oluyor da orası GS'ın değil, denilebiliyor. Şeref Stadı
Beşiktaş'ın değil miydi? Vefa Stadı Vefa'nın, Karagümrük'ün değil miydi? Yıl şimdi 2011. Galatasaray'ın oraya bir temel attığı tarih, 1 Aralık 1936. 75 yıl önce. Maç oynanacak hale getirdiği tarih 3 Eylül 1944... 67 yıl önce. Daha
demokrasi falan yok.
Turgay Şeren, Ali Sami Yen'in yapımı için okulda para toplandığını yazıyor. O stat 70-80 yıldır Galatasaray'ın. Neredeyse bir asır. "Orası zaten onun değildi" denilir mi? Bir
spor tarihçisi olan Haluk San'ın yazdıklarını dikkatle okumak lazım.
Hep söylerim, zordur ama, tepkiselliklerde ölçüyü kaçırmamak lazım. Turgay Şeren'de bile Ali Sami Yen üzüntüsü hakim duygu halinde ise, demek ki Galatasaray'da önemli bir
psikolojik yoğunluk hali yaşanıyor. Geçen yazımda belirttiğim duygusuzluk hali, kısmen, bir duygu yoğunluğunun doğurduğu bir kapanma, bir bocalama mantıksızlığıyla ilgili olabilir. Ve bu durum GS için ciddi bir başarısızlık bunalımına da dönüşebilir. Duygusallığın marazileşmesi, bir noktadan sonra tepkisel bir duygusuzluğa dönüşebilir. Böyle bir halet-i ruhiye içinde sportif başarının da çok zor olduğunu unutmamak gerekir. Yaşanan, bir değişim bunalımıdır ve tedbirleri alınmalıdır. Protestocular Galatasaraylıdır ama Galatasaray değildir. Bizler de gideceğiz, Galatasaray yine kalacak,
Fenerbahçe, Beşiktaş gibi...
Hayatı sık sık futbola hapseden bir ilgilenme tarzı, hem futbola zarar verir, hem de kişinin diğer ilgilerine. İtidalsiz başarı, hiçbir alanda mümkün değildir.