Ankara büromuzun başarılı muhabirlerinden Lütfü
Kaplan geçen hafta çok iddialı bir haber getirdi.
Şemdinli Aktütün 1. Jandarma
Sınır Bölük Komutanlığı
karargah hizmet binasının hemen yanındaki bir gecekonduda envanter dışı
cephane olduğunu söylüyordu. Hep birlikte araştırdık haber doğruydu.
Gecekondu cephanelik askeri tel örgüye 10 metre mesafede, envanter dışı kalaşnikof,
roketatar, patlayıcılar ve mermilerle doluydu.
Onlarca şehit verdiğimiz ve defalarca baskına maruz kalmış bir karakola 10 metre mesafede cephanelik kurulması fikri çok tuhaf geldi. O cephanelik ya karakolun kontrolündeydi ya
terör örgütünün...
Açıkçası iki ihtimal de beni ürküttü. Düşünün; birileri burnunuzun dibine kadar gelip gecekonduya
silah ve
mühimmat yığıyor, haberiniz olmuyor veya
jandarma suç aletlerini karakola yakın yerde muhafaza ediyor!
Haberi getiren arkadaşıma, doğruluğu konusunda kaygımız olmadığı halde, “
Genelkurmay’ı arayın, görüşlerini alın” dedim. Çünkü: Daha önce yazdığımız orduyla ilgili haberlerde kimi zaman kendilerine sormadığımız için sitemkarlardı. Hem Genelkurmay 2. Başkanı
Orgeneral Aslan
Güner hem basınla ilişkilerden sorumlu
Tuğgeneral Tayyar Süngü, bu konudaki sitemlerini iletmişlerdi.
Lütfü Kaplan, geçen
Cuma günü öğle saatlerinde Genelkurmay basın dairesini aradı, karşısına çıkan bir albayla görüşerek haberi aktardı, bu konudaki gelişmeleri sordu. Aynı gün saat 19.00 sularında Tayyar Süngü, muhabir arkadaşımızı arayarak, konudan yeni haberdar olduğunu, konuyu araştıracaklarını, hafta sonuna denk geldiği için
pazartesinden önce bilgi veremeyeceklerini anlatıp süre istedi.
Eksik unsur kalmasın, bir de haksız eleştiriye uğramayalım diye haberi dondurduk.
Pazartesi günü Genelkurmay’dan
cevap beklerken bir gazetede manşetten “
faili meçhul cephanelik” haberi çıktı. Haberde; askeri savcılıkça yürütülen bir
soruşturmaya gönderme yapılarak Aktütün karakolunun tel örgülerine 10 metre mesafedeki faili meçhul cephanelikte ele geçirilen silah ve mühimmat anlatılıyordu.
Tecrübeli
savunma muhabirinin kaleme aldığı haberde ayrıca, Genelkurmay’ın cephanelikle ilgili soruşturmayı yakından takip ettiği belirtiliyordu. Derken aynı gün Genelkurmay açıklama yaparak, pek alışık olmadığımız biçimde haberi doğruladı.
Oysa bize Cuma akşamı Genelkurmay’dan verilen bilgiye göre, o soruşturmadan da cephanelikten de haberleri yoktu!
Pazartesi çıkan haberin Pazar günü yazıldığını düşünecek olursak, aradan geçen 1 günde (cumartesi) faili meçhul cephanelik nasıl askeri soruşturma konusu oldu?
Şimdi sıkı durun, asıl sorum Genelkurmay’adır:
Star’da nasıl yayınlanacağını tahmin edemediğiniz ve bize ait bir haberi, kontrollü şekilde yayınına imkan sağlamak için bir başka gazeteye siz mi sızdırdınız?
Bu soruma cevap bekliyorum, sessiz kalırsanız bu durumu “
evet” olarak yorumlarım, haberiniz olsun.
Misafire nezaketsizlik olurdu
Geçen Cuma günü Ülke TV’deki “En Sıra dışı” programında Turgay Güler ve Ahmet Kekeç’le birlikte
Ertuğrul Özkök’ü ağırladık. Özkök, dünkü köşesinde programı anlatırken “
rakip sahada” olduğu belirtip kendi mahallesindeki tepkilere gönderme yapmış. “Ne işin vardı senin o adamların karşısında” diyenler olmuş.
Benzer tepkilere Kekeç de ben de maruz kaldım. Bazı izleyiciler, “Özkök’e neden haddini bildirmediniz?” diye serzenişte bulundular.
Anlaşılan, iki mahalleyi etkisi altına alan bu ruh halinden çıkarmamamız gereken çok
ders var. İvedilikle bu kutuplaşmayı aşmamız, TV programlarını
horoz ringi formatından kurtarmamız, Özkök’ün dediği gibi birbirimizin arasına daha sıkça karışmayı sağlamamız gerekiyor.
Dip not olarak şunu da belirtmemde yarar var; Özkök o programda misafirimizdi, biz ev sahibiydik, akla gelen her soruya cevap aramaya çalıştık. Aksi bir tavır, nezaketsizlik olurdu. Kaldı ki kendisi de çok özenli davrandı.
Zorunlu açıklama
Etrafta fazlaca dedikodu üretildiği için gönül dostlarına zorunlu bir açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Başbakanla görüşerek milletvekili
adaylığı konusunda söz aldığım iddiası doğru değildir. Kimseye bu yönde bir açıklamam olmadı.
Ancak şahsıma bir teveccüh olduğunun, siyasi kulislerde adım üzerinde fazlaca
senaryo üretildiğinin farkındayım ama resmi veya gayri resmi
adaylık teklifi almadım. Dolayısıyla doğmamış çocuğa don biçemem.
Yarın
siyaset yapmaya karar verirsem onu da çıkar açıklarım. Bu durumda Star Gazetesi Ankara Temsilciliği görevini aday listelerini görmeden bırakırım.
Oktay Ekşi gibi yapmam...
Aha yazdım
aslanım
Memduh Bayraktaroğlu, nam-ı diğer Adnan Berk
Okan, TSK ve yargı mensupları ile vali maaşlarının açıklanmadığını belirtip şahsıma gönderme yapmış, “Bunu da yazsana aslanım” diyor.
Üslup üslup değil ama cevap verelim. TSK, yargı mensupları ve vali maaşları, diğer kamu çalışanlarının maaşları gibi gizli tutulmamalı, açıklanmalıdır. Dün
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i aradım,
yurt dışında olduğunu söylediler, açıklama yaparsa onun cevabını da yazarım.
Aha yazdım aslanım, ne olacak şimdi?