‘GURBETÇİ’LERİN “TANIMA” DERDİ


‘GURBETÇİ’LERİN “TANIMA” DERDİ İşlerimiz gereği sık sık yurtdışına çıkıyoruz ve oradaki ‘gurbetçilerimiz’in bazı sorularıyla muhatap oluyoruz… En sık dillendirilen hukuki soru ve sorunları ise, “Tanıma – Tenfiz Davaları” oluyor. Yani, yaşadıkları ülkelerde görülen davalarını Türkiye mahkemelerinde ve resmi makamlarında da tanınması için Türkiye’de dava açılması meselesi… Son yolculuğumuzdan döner dönmez, bu konuyla alakalı ivedilikle bir yazı kaleme almak zaruret oldu. Öncelikle şu ‘gurbetçiler’ kavramına bir açıklık getirelim. Galat-ı meşhur hale geldiği için yurtdışındaki vatandaşlarımıza “gurbetçiler” diyoruz ama artık onlar oranın da vatandaşları haline gelmiş kimseler. Orada evlenmişler, çocuk sahibi olmuşlar, işler kurmuşlar.. oraları vatan edinmişler. Belki ilk giden nesiller ‘gurbetçiler’di, belki bir tarla parası, ya da öküz- saban parası için gitmişlerdi gurbete ve hemen dönme niyetindelerdi.. ama kaderin hükmü öyle olmadı ve yerleştiler, çocukları ve dahi torunları var artık. O çocuk ve torunlar evleniyorlar orada ve boşanıyorlar da… Fakat bu hukuki durumların Türkiye makamlarınca da tanınması gerekiyor. İşte bu da ‘tanıma- tenfiz davaları’ olarak tanımlanıyor. “Burada boşandım, bunu Türkiye’de nasıl saydırırım, çocuğumun velayet durumları orada neler olacak?” gibi sorular soran insanlarımızın meselesine ışık tutması için konuyu açalım: ÖNCELİKLE, ‘TANIMA’ ve ‘TENFİZ’ NEDİR? ‘Tanıma’; yabancı bir mahkeme kararının tanınmasıdır ki, yabancı kararın hukuki neticeleri, yabancı mahkeme devletinin hukukuna göre tayin edilir. Tanınmaya ehil olmayan yabancı bir mahkeme kararı, bir mahkeme ilamı olarak her hangi bir hukuki geçerliliğe sahip değildir. Tanımada, o yabancı mahkeme kararından ‘kesin delil’ veya ‘kesin hüküm’ olarak yararlanma durumu vardır. ‘Tenfiz’ ise; yabancı bir mahkeme kararının icra edilebilirliği ve de ilamın yerine getirilmesi ile ilgilidir. MÖHUK’un (MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN) Madde 34’de: “ Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” denilmektedir. GÖREV, YETKİ, HUSUMET (TARAF) DURUMLARI Türkiye’deki görevli mahkemeler; Asliye Hukuk ve Aile Mahkemeleridir.. Yetkili Mahkemeler ise; kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki ikametgâhı yoksa sakin olduğu ( fiilen bulunduğu) yer mahkemesi yetkilidir. Türkiye'de ikametgâhı veya sakin olduğu bir yer yoksa Ankara, İstanbul ve ya İzmir Mahkemelerinden birinden dava açılabilir. Husumet, yani davadaki karşı taraf meselesine gelince; Dava hasımlıdır ve davalı; yabancı mahkemenin vermiş olduğu kararda karşı taraf vardır ve tek taraflı açılmaz ve de duruşmalı yapılır, sonrasında da temyizi mümkündür, icra ve infazı durdurur. Tenfiz ve Tanıma kararı ile yabancı mahkeme ilamı kesin hüküm ve kesin delil haline gelmiş olur. Tanıma ve Tenfiz Davalarının ön şartları ve gereken evrak ve işlemleri de bir sonraki yazımızda ele alalım isterseniz. Bu arada, konuyla ilgili spesifik, özel durumlarınız, sorularınız varsa da bunları bizlere iletebilirsiniz. Konuyu açarken, sizin özel durumlarınızı da icabında isim vermeden detaylandırabiliriz. Her türlü soru ve iletiniz için de irtibat bilgilerimizi tekrar verelim isterseniz; web adresimiz www.kerpeten.biz, mail adresimiz ise [email protected] Bir sonraki yazımızda konuya devam edelim. Başta hukuki olmak üzere, her türlü problemden azade olmanız dileklerimizle… (11 Ocak 2011) Av. RAMAZAN KERPETEN ([email protected])
<< Önceki Haber ‘GURBETÇİ’LERİN “TANIMA” DERDİ Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER