Hür Adam filmi niye kimi sinemalarda gösterilmedi?


Gösterime giren Hür Adam filminin yönetmeni Mehmet Tanrısever, parasal hiçbir sorun olmamasına, ellerinde yeterli kopya bulunmasına karşın, filmin kimi sinemalarca gösterime sokulmadığını söyledi. İstanbul Kanyon’da, İstinye Park’ta, Kadıköy’deki Tepe Nautilus’da, Palladium’da Hür Adam gösterilmemiş. Ankarada ise Çankaya ve Bilkent’te; İzmir’deyse Konak ve Karşıyaka’daki sinema salonları ‘Hür Adam’a kapılarını kapatmış. Buradaki sorun, iyi ya kötü film olması değil Hür Adam’ın. Buradaki sorun, AVM yöneticileri ya da sinema sahiplerinin, kendi kafalarına göre şu film izleyici için “zararlıdır” şu film değildir gibi bir “sansür kurulu” oluşturmaları. Genellikle “una bulanmış Türklerin” daha sık gittiği AVM’lerdeki sinemalar, kapılarını Hür Adam’a kapatarak, onları bir zamanların geçer akçe deyimi olan “zararlı akımlara” karşı koruyorlar. Filmlerin, dizilerin içeriklerini eleştirirsiniz; şu ya da bu filmin ya da dizinin başka bir yapımı akıllara ziyan bir biçimde çağrıştırdığını söylersiniz. Amma, gösterime girmesini, sizin kişisel inançlarınızı yansıtmıyor gibi ilkel bir gerekçeyle engeleyemezsiniz. Sanatın önüne, bireysel beğenilerinize göre duvar öremezsiniz. İyi ya da kötü demek kişisel tercihtir. Ama gösterimine engel olmak faşistliğe girer ki, faşizm de başımıza gelen her türlü belanın anasıdır zaten! ‘Ucubeheykel değil çevresindeki yapılar! Başbakan’ın Kars’taki daha tamamlanmamış “İnsanlık Anıtına” “ucube” dediği yolundaki iddialar tam ciddi bir tartışmaya, bir bardak suda kopartılacak bir fırtınaya dönüşecekken Kültür Bakanı Ertuğrul Günay devreye girerek, Başbakan’ın, “ucube”yi, heykel değil çevresindeki gecekondular için söylediğini açıkladı. Aslında gene sanat tartışmasına döndük! İnsan bir heykeli, bir resmi, bir sanat eserini “çirkin, ucube, kötü” olarak değerlendirebilir. Bu bireyin hakkıdır. Ancak yıkılmasını, yok edilmesini ya da yakılmasını önermemeli. Başka bir yere taşınmasını isteyebilir, Kars’ın doğallığını, güzelliğini, genel yapısını bozduğunu da anlatabilir ama yıkılmasını istemek, eğer istenmişse tabii, olacak iş değil. “ÇILGIN İSTANBUL” PROJESİ Başbakan’ın üzerinde onlarca fikir yürütülen ve uzun süredir açıklanması beklenilen “Çılgın İstanbul Projesi”, Michigan Üniversitesi Kent Planlama Programı ve İstanbul Lpnut A.Ş. ortaklığıyla hazırlanmış. Yeni İstanbul, Karadeniz kıyısına kurulacak. Yeraltı kenti, yamaç oteli ve sığınağı, Eminönü’ne değin ulaşan su kanalı, yeni havalimanı, ulaşım ağları, limanlar gibi gerçekten çarpıcı ayrıntıları içinde barındıran projesinde, New York’taki Central Park’ı ya da Londra’daki Hyde Park’ı çağrıştıran muhteşem Atatürk Parkı öne çıkıyor. Avrupa ile Asya’yı kara, hava ve deniz yollarıyla birbirine bağlayacak Yeni İstanbul, iki kıtanın merkezini oluşturacak. Proje uygulandığında, Yeni İstanbul’un kent için gerekli enerji deniz, rüzgar ve güneşten sağlanacak. Yeni İstanbul “Garipçe-Poyrazköy” arasında kurulacak üçüncü köprüye de oldukça yakın bir konumda olacak. Karadeniz kıyısına iki liman yapılacak; biri lojistik diğeriyse yolcu limanı olarak kullanılacak. Yolcu limanından Eminönü, Karaköy ve Harem’e ulaşılabilecek su kanalları da açılacak. Eğer Yeni İstanbul kağıt üzerinde kalmaz ve gerçekleşirse, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etmek boynumuzun borcu olacak elbette.
<< Önceki Haber Hür Adam filmi niye kimi sinemalarda gösterilmedi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER