TAPDK'nın
alkol reklamlarını sınırlayan bazı kararlarına kökten katılmadığımı daha önce yazdım.
Bazen TAPDK
iktidar partisinin dünya görüşünden etkilenen birtakım kararlar veriyor ve tarafsızlığını yitiriyor. Ancak
Efes Pilsen konusunda haklı. Spor Kulübü'nün alkolle ne işi var. Dünyada kısmi alkol
markası sponsorlukları var ama
spor kulübü olan başka bir alkol markası yok! Çünkü alkolü gençlere açık açık ya da gizli gizli pompalayan
iletişim her ülkede kontrollü. Yakında
forma sponsorluklarına da
yasak gelecek haberiniz olsun.
Efes Pilsen Spor Kulübü
Anadolu Grubu basket aşığı falan diye kurulmadı. TV reklamları yasaklanınca, marka bilinirlik seviyesini koruyabilmek için böyle bir stratejik atak yaptı. Türkiye'deki
akıl değişinceye, düzenleyici otoriteler uyanıncaya kadar da stratejisinin ekmeğini yedi.
Eğer Anadolu Grubu basket aşığı ise basket takımın ismini Anadolu olarak değiştirir ve Türk basketboluna hizmete devam eder. Aksi durumda farklı logoyla bile Efes ismi kabul edilemez. Hatta sadece Efes Harabeleri'nin resmi konup Efes çağrıştırılsa bile böyle bir değişikliği de izin verilemez.
Öz&NYurtlar'a ne dersiniz?
Ak&N
Merkez ismiyle pazarlanan projeyi gördüğümde "Yok artık" demiştim. AkMerkez Gayrimenkul de benim gibi düşünmüş olacak ki mahkemeye başvurup Ak Merkez markasını korumuş, Özyurtlar'ın neredeyse aynı markayı kullanmaması için ihtiyari
tedbir kararı aldırmış. AkMerkez yöneticilerini kutluyorum. Bir markayı yaratmak ne kadar önemliyse korumak ondan daha önemlidir.
Özyurtlar'a ise bir sorum var: Şu anda biri çıksa ve Öz&NYurtlar isimli bir inşaat şirketi kursa ve reklam yapmaya başlasa ne yaparlar? Dava açmazlar mı? Markalarını korumazlar mı? Peki karşı taraf kendini savunurken "Özen Holding ve Yurtlar Holding birleştik böyle bir marka yarattık" dese ne derler? Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapamayacaksın.
İş Bankası'na kim?
İş Bankası Maksimum iletişimini
Tolga Çevik'e,
Bankamatik iletişimini ise Mehmet Ali Alabora'ya bağladı. Bir de ortalarda İş Bankası'nın olması gerekmez mi? Onu da
Haluk Bilginer'e bağlarlarsa ballı ekmek kadayıfı olur. Yakışmaz mı? Daha önce bir Haluk Bilginer'li "Sağduyulu
Bankacılık" demesi yok muydu?
Reklametre (2-9 0cak 2011)
TV ilk Beş
1)
Uzay aracı (Aygaz)
2) Mümkünlü'de Düğün (TTnet)
3)
Soba (
Turkcell)
4) İtalyanca
Avea
5) Nar (Turkcell)
Gazete ilk Beş
1)Quattro (
Audi)
2) Şüphe Advertorial (
Kanal D)
3) Dayanıklılığına Yollar Şahit
4) Gücüne Yollar Şahit (
Mercedes-Benz)
5) 2010'dan keyif alanlar (BMW)
İnternet İlk Beş
1) Binboa-Binboabird (www.binboa.com/binboabird)
2) Efes Pilsen-Müzik için Efes (
Facebook Uygulaması)
3) Turkcell-Daha Fazla
Hayat (www.dahafazlahayat.com)
4)
Bosch-Dileğiniz Dileğimiz (www.dileginizdilegimiz.com)
5) İpana-Kavak Yelleri Yıldızını Arıyor (www.gulusunlebuyule.com/kavakyelleri)
İnternet'ten Özgür Karaçak'ça
Türkiye'nin Napster'ı kapandı
En büyük ve en bilinen
müzik platformlarının başında gelen
Fizy.com'un kapandığını fark etmişsinizdir. Peki tüm dünyada ismini duyurmaya başlamış olan Fizy.com'un bir Türk
sitesi ve yatırımı olduğunu da biliyor musunuz?
Geçtiğimiz hafta yaşanan bu sıkıntı elbette ki hoş değil. Ama karşılıklı yapılan açıklamalar da hayli düşündürücü.
MÜYAP Başkanı Bülent Forta diyor ki;
"Fizy bizim üyelerimizin şarkılarını kullanıyor ama bize hiç
telif ödemiyor. TTnet, Turkcell, Avea gibi portallar sundukları şarkıların teliflerini düzenli olarak öderken biz Fizy'ye ayrıcalık tanıyamayız. Fizy eskiden bir
arama motoru şeklinde çalışıyordu. O şekilde
dailymotion gibi bir siteydi. Ama 2010 yılında liste yaptıran bir siteye dönüştü. Bu haliyle başka müzik sitelerinden bir farkı kalmadı. Bundan dolayı da piyasada haksız
rekabet doğdu. Biz MÜYAP olarak hukuka müracaat ettik ve
savcılık karar verdi. ... İnternet özgürlüğü, insanların haklarını çalma özgürlüğü değildir. Biz sanatçıların haklarını koruyan bir örgütüz. Fizy bize, şarkıları 100 liralık kullanırız ama 5 lira öderiz diyor. Bunu asla kabul edemeyiz."
Buna istinaden Fizy'nin kurucusu Ercan Yaris kullanıcılarına yaptığı açıklamada, tüm ödemeleri düzenli yaptıklarını belirterek şu noktaya değiniyor;
"Rakiplerimiz geldiler, çoğaldılar. Hepsi müzik piyasasına milyonlarca dolar ödediler. Reklam harcaması yaptılar. Üyelerine bir şey verdiler, karşılığında para aldılar. Kâr ettiler. Ama seni Fizy'den alamadılar, başarılı olamadılar. Milyonlarca dolar harcamaya rağmen 3 kişilik ekibe karşı başarılı olamadılar. Bazı büyük gruplar Fizy'nin kapanması için
baskı kurdular,
yabancı sitelere dokunmayan telif hakkı sahipleri, şahıslar; yurtdışında da ülkesini başarıyla temsil eden bir "Türk" sitesinin yayın hayatını bitirmesini istediler. Kendi başarısızlıklarını kapatmaya çalıştılar."
Her iki açıklamanın detaylarını www.webrazzi.com/2010/12/28/fizy-muyap-aciklama adresinde okuyabilirsiniz. Ki mutlaka okumalısınız.
Şimdi sıra geldi şeytanın avukatlığını yapmaya. Çok büyük markaların müzik pazarına yatırım yaptığı bir ortamda Fizy'nin başına gelenler hem zamanlama hem de konumlama olarak düşündürücü. Özelliklede Fizy, hemen hepsinin site trafiklerinin canına okumuşken...
Şu anda mahkemeye taşınan bu süreç bakalım nasıl sonuçlanacak? Hep birlikte izleyeceğiz.