Ergenekon davası devam ediyor…
Her geçen gün ortaya yeni şok edici
belgeler dökülüyor.
Yerlerden
silahlar, belgeler fışkırıyor adeta… Law silahları, mermiler olduğu gibi, geçtiğimiz aralık ayında
Gölcük donanma komutanlığında parke taşların arkasına saklanmış 10 çuval belge çıktı…
İnsanlık tarihinde var mıdır bu kadar
delilli - belgeli bir dava? Çünkü bu zihniyet onlarca yıldır pervasızca, kendisini dokunulmaz görüyor ve de bu
ülke babasından kendisine
miras kalmışçasına rahat hareket ediyordu. Adi bir hırsız, suçlu bile suçunu ve kendisini gizlemek için perdeleyici tedbirler alırken, bunlar bu kadarlık bir zahmete bile gerek görmemişlerdi. Birileri cesaret edip de ‘
kral çıplak’ deyince, gözü kara bazı savcılar ipin ucunu çekince bütün yapı ortaya dökülüverdi. Dökülmeye de devam…
Ve ‘Genç subaylar rahatsız’ değil, ‘Büyük Biraderler rahatsız’ artık..!
Evet, bütün bunlar olup biterken de birileri çıkıp bu süreci sulandırmaya ve ortada hiçbir delil yokmuş gibi konuşmaya çalışıyor. Bunu söyleyenlerden birisinin de, 6 sefer bu tür yapılanmaların marifetiyle şapkasını alıp gitmiş birisinin olması da çok manidar!
O zaman işte insan Zülfü Livaneli’nin bir şarkısında dediği gibi: “Bu gitmeler gitmek değil” demek geliyor.
Evet,
Ergenekon davası her ilerlediğinde, her bir sinir uçlarına dokunduğunda büyük birader çıkıp rahatsızlığını dile getiriyor. Son mülakatında da yargılama sürecini ‘
hukuksuzluk’ olarak niteliyor ve askeri kimliğe sahip bazı kimselerin yargılanmasını da şöyle incitici buluyor:
“Aslında askerin ne kadar incitildiği, hesaba katılması gereken çok önemli meselelerden biridir… Onun itilip kakılması ve birtakım alışılmamış muamelelere tabi tutulması, bence çok incitici olmuştur."
Devletin kendisine verdiği
üniforma, silah ve yetkiyi birilerinin şahsi amaçları için kullanmasının, suiistimalinin ordu ve millet açısından incitici bulunması gerekirken…
Büyük birader susunca da onun 77’lik
küçük biraderi çıkıyor bazen meydana, o devam ettiriyor sözleri, aynı minvalde. Bu çıkışları iyi okumak gerekiyor.
BİRADERLER YÜZ YILDAN FAZLADIR ORDU İÇİNDEYDİ
Sözü uzatmadan sadede gelmek istiyorum: Ergenekon, Masonik bir yapılanmadır. Asıl köklerini oluşturan İttihat ve Terakkicilerin de olduğu gibi. (En tepesindeki kimse de ‘üstat’larından birisidir. Ona yaklaşıldıkça da yargılama zora giriyor ya zaten.)
1800’lü yılların sonundan itibaren Masonlar, Türk ordusu içerisinde yapılanmasına ağırlık vermişlerdir. İttihatçılarla bu işi yürüten Masonlar, zamanla ordunun inisiyatifini ele geçirmiş ve akabinde imparatorluğun bir dizi hatalar yapmasına, parçalanmasına ve ardından da Kudüs’ün elden çıkmasına muvaffak olabilmişlerdir.
Şimdiye kadar da ordudan medyaya kadar geniş bir yelpazede örgütlenmeleri vardı ve ülkeye yön veriyorlardı. Bunu başka ülkelerde de yaptılar. İtalya’daki ‘Temiz Eller’ operasyonunda ortaya çıkan
manzara, bizdeki durumu çok iyi özetlemektedir. Oradaki operasyonda
Gladyo üyelerinin "P2 Mason Locası"na üye olduğunun ortaya çıkması, dikkatleri dünya genelindeki Masonik yapılanmalara çekmişti.
Evet, Temiz Eller’de 30
general, bir eski baş
bakan, 4 bakan, istihbarat örgütü şefleri,
gazete ve TV editörleri, medya patronları, iş adamları, bankerler, 19
yüksek yargı mensubu ve 58
profesör olmak üzere, toplamda 900 kişi tutuklandı. Ve de bu örgüte ait tam 139 silah deposu ortaya çıkarıldı.
Sonra İspanya’da ‘GAL’ örgütü ortaya çıkarıldı ve çökertildi. Şimdi ise Türkiye’de Ergenekon ismi altında örgütlenen Masonik yapılanmayla mücadele ediliyor. Ve de her sinir uçlarına dokunulduğunda ‘Büyük Birader’ler çıkıp tepki veriyorlar.. Olayları biraz da bu çerçevede değerlendirmekte fayda var.
NOT: bundan sonraki yazılarımızı artık günlük hukuki soru ve sorunlarına verilecek cevaplarımıza ayırmak istiyoruz, müsaadenizle. Yani artık gazeteci kimliğimizden ziyade,
hukukçu kimliğimizle sizlerle fikir alış verişinde olma niyetindeyiz.
Bizimle paylaşmak istediğiniz her hürlü hukuki soru ve sorunlarınızı www.kerpeten.biz
site adresimize, ya da
[email protected] mail adresimize iletebilirsiniz. Bu iletilerinizi isterseniz köşemize taşırız, isterseniz de şahsi olarak cevaplayabiliriz.
Yeni yazılarda buluşmak üzere.. (08 Ocak 2011)
Av.
Ramazan Kerpeten.
[email protected]