Va esefa!


Aslında sanatın konuşulması, tartışılması, protestosu, övülmesi güzel şeylerdir. Bir sanat eseri bu tür hareketliliği sağlıyorsa memnun olmak lazım. Lakin bunu yaparken, 'koman, yaşatman, urun' türü artık çağdışı kalan zihniyeti de bırakmak gerekir. Mehmet Tanrısever'in yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptığı Hür Adam filmi, henüz vizyon imkânı bulmadan tüm bunlara neden oldu. Dediğim gibi bu iyi bir şey. Ne ki, tartışmayı yaparken bazı şeyleri de karıştırmamak lazım. Bu yazıda film hakkında estetik ya da teknik değerlendirme yapmayacağım şüphesiz. Zira filmi izlemedim. Ancak, tıpkı benim gibi izlemeden topa giren bir düşünce ve bir eylemi de yazmak boynumun borcu oldu. İlki, film hakkında yapılan suç duyurusu. Üstelik bunu yapanlar kendilerine 'hukukçu' diyen kesim. Ankara Barosu'ndan birileri, Hür Adam hakkında suç duyurusunda bulunup, filmin gösterime sokulmamasını ve yapımcılarının, yazarlarının, yönetmeninin cezalandırılmasını istemiş. Neler yok ki şikâyet dilekçesinde: "Tehdit, hakaret, yargı kararını etkisiz kılmak, Atatürk'e ve manevi kişiliğine hakaret, basın yoluyla hakaret; halkı ve toplumu kin, nefret ve suç işlemeye teşvik; iftira, terör propagandası, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ortadan kaldırma amaçlı organize eylemler..." Peki, bütün bunları nasıl yapmış gösterime girmemiş bir film? Yine dilekçeden okuyoruz: "Filmin internet sitesindeki fotoğraf, fragman ve yazılar incelendiğinde pek çok sahnede, Atatürk'e yönelik gerçeğe aykırı iftira ve hakaretler içerdiği görülecektir." Fragmandan bu kadar suç devşirilebiliyorsa, filmden herhalde direkman idamlık suç çıkarılır sanırım! Şikâyetçilerin ciddi anlamda kafa karışıklığı yaşadığı gerçeği de ayrı tabii. Filmi mi, yoksa filmin anlattığı kişiyi mi suçluyorlar sıklıkla karıştırılıyor. Hani bu metine bakıp, doğrudan, 'bu zihniyet Bediüzzaman ve inanç düşmanı' gibi bir yorum yapmakta da zorlanmaz insan. Ama ben öyle yapmayacağım şüphesiz... Bir de eleştiri var film hakkında. Yazan kişi çok sevdiğim, uzun yıllar mesai paylaştığım bir insan. Zihnine, birikimine, bilgisine inanılmaz derecede saygı duyduğum 'üstadım' hatta: Mustafa Özcan. Belki ki yazmadan önce epey tereddüt yaşamış olan Özcan, tıpkı Ankara Barosu hukukçuları gibi, fragman ve hakkında yazılanlardan yola çıkarak bir eleştiri getiriyor. Mealen diyor ki; "Bediüzzaman Said Nursi, bir aksiyon ve mücadele adamı değildi. Bir gönül adamıydı." Hatta filme bir alternatif isim bile teklif ediyor: Kul Adam! Ülkemizde sıklıkla yapılan bir hatayı tekrara düşüyor üstadım. Bir filmi içindekilerle değil, içinde olmayanlardan ötürü eleştiriyor. 'Niye böyle değil?' demeye getiriyor. Oysa önümüzde bir biyografi çalışması yok, belgesel de olmayan sinema filmi var. Ve senarist, yapımcı, yönetmen, kendi bakış açısıyla çeker bu filmi. Şüphesiz üstadım Özcan kamera arkasına geçse, bambaşka bir Bediüzzaman portresi ortaya çıkarırdı.Tanrısever ve filmine yapılanlar bana Mel Gibson ve The Passion of The Christ filmine yapılanları hatırlattı. O da benzeri tepkilerle karşılaşmış, daha film çekim aşamasındayken eleştirilmiş, hatta aforoz edilmekle tehdit edilmişti. Bir peygamberin hayatının aksiyon filmi formatında olamayacağını söyleyen çevreler pek de az değildi. Şöyle demişti Gibson eleştirilere karşı: "Bence İsa'dan daha büyük bir kahraman öyküsü yoktur. Ve filmim tüm zamanların en büyük macera öyküsüdür. Düşünsenize, Tanrı bir insan şekline bürünüyor ve insanlar da Tanrı'yı öldürüyor. (Elbette Hıristiyan inancına göre -MNH) Artık bu da aksiyon değilse, hiçbir şey değildir!"Elbette Bediüzzaman'ın eserleri, iç mücadelesi, murakabesi ayrıdır, derindir ve önemlidir. Ancak onun hayatının tamamına bakıp da, 'bu hikâyede macera yoktur, aksiyon yoktur' demek insafsızlıktır. Daha genel bir değerlendirmeyi filmin vizyon girmesinden sonraya bırakalım. Ayrıca; üniversitelerinde bitirme tezi olarak 'porno' filmlerin çekildiği bir ülkede, bundan rahatsızlık duymayıp, tek parti rejiminin kan kusturduğu bir inanç insanı hakkında ipe sapa gelmez iddialarla suç duyurusunda bulunan sevgili hukukçular! Öpüyorum gözlerinizden!

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER