Kayseri'nin tüccarlarından Mustafa Tekelli dün
telefonla aradı ve günlük yaşamla ilgili ekonomiye dair üç şikâyetinin olduğunu söyledi. Şikâyetçi olduğu konuları da
iletişim, ulaştırma ve
finans olarak sıraladı.
Mustafa Bey, iletişimle ilgili şikâyetini, "benim, eşimin, oğlumun ve kızımın cep telefonu var.
Evde de bir sabit telefon var. Bu, internete de bağlı tabii" diyerek anlatmaya başladı. Önüme şöyle bir döküm koydu: "Çocuklar okuyor, dolayısıyla
ailenin reisi olarak ayda bin lira cep telefonu masrafı ödüyorum ben. Bu masrafın yüzde 47'si
vergi olarak alınıyor. KDV yüzde 18,
Özel İletişim Vergisi yüzde 25 ve diğer vergi ve harçlarla devlete ödediğim cep telefonu vergisi her ay 470 lirayı buluyor.
Sabit telefon ve internete de ayda 150 lira ödüyoruz. Bu tutarın yüzde 33'ü KDV ve ÖİV olduğundan, bir 50 lira daha ek olarak her ay sabit telefondan devlete vergi ödüyorum. Böylece toplam ödediğim iletişim vergileri ayda 520 liraya, yılda 6 bin 240 liraya ulaşıyor."
Gelelim Kayserili başarılı
işadamı Mustafa Bey'in ikinci şikâyet konusu olan ulaştırmaya...
Onun da faturasını şöyle açıkladı: "Bana ve karıma ait iki
araba var. Ayda 800 lira benzin parası veriyorum. Bunun yüzde 67'si KDV ve ÖTV olduğundan devlete ayda 429 lira, yılda 5 bin 148 lira ulaştırma vergisi ödüyorum."
Üçüncü şikâyet konusu olan finansa gelince... Bankaların komisyonları ve
hizmet masraflarına
akıl erdiremediğini söylüyor Mustafa Tekelli. "Oğluma 500 lira para
havale ediyorum,
banka 50 lira havale masrafı alıyor. Böyle yüksek havale bedeli olur mu?" diye soruyor.
Ayrıca bankaların çek ve
senet takiplerinde yaptıkları haksız muameleye de dikkat çekiyor. Tüketicinin korunması için bankalara çeki düzen verilmesini istiyor. İstiyor da... Dün benzine yine zam geldi.
95 oktan benzinin litresi 4 ile 6
kuruş arasında arttı. İstanbul'da bir litre 95 oktan benzin 3 lira 80 kuruştan 3 lira 84 kuruşa yükseldi. Aile reislerinin giderleri biraz daha ağırlaşacak.
Bankaların hizmet bedellerinin yüksek olmasından sadece işadamları değil, dar gelirli vatandaş da şikâyetçi. Ama konu, regülatörün görev alanına giriyor. Son derece yaygın olan bu şikâyet konusunda
BDDK herhalde tüketiciyi koruyacak bir
düzenleme yapacak. Ama iletişim ve ulaştırma üzerindeki vergilerin yüksek olması bambaşka bir nedene dayanıyor. Daha doğrusu içi boşaltılan bankaların ve 1999
Marmara depremi nedeniyle artan
faiz oranlarının getirdiği yüklerin bedelini vatandaş hâlâ bu yüksek vergilerle ödüyor. Zaten o gün bugün bu ülkede iletişim vergileri ve akaryakıt vergileri çok yüksek.
Akaryakıt ve iletişim vergilerinin yüksek olmasının bir diğer nedeni olarak da, ekonomide
kayıt dışının büyük olması gösteriliyor.
Gerçekten de
beyanname veren
gelir vergisi mükellefi sayısı az. Bu yüzden devlet, kamu hizmetlerini görebilmek için dolaylı vergilere yükleniyor.
Bu aşamada da devlet için başka bir alternatif yok gibi görünüyor.
Peki aile reisleri sırtlarına binen bu giderleri nasıl karşılayacak? 2011'de bütçelerini denkleştirmek için harcamalarda tasarrufa dikkat edecekler. Çünkü petrol ve emtia
fiyatları dünyada da yükseliyor. Ünlü iktisatçı Paul Krugman, dün International Herald Tribune'deki yazısında petrol ve emtia fiyatlarının son altı ayda hızla yükseldiğini belirterek, bu fiyat artışlarının dünyada
ekonomik toparlanmayı kesintiye uğratacağını ileri sürüyor ki... Bu uyarıyı mutlaka dikkate alalım ve 2011'de paramızı harcarken iyi düşünelim.