Hrant Dink'in arkasına saklanmayın!


Yazının başlığını bilerek attım. Yani ortada bir yanlışlık filan yok. Çünkü yaklaşık 4 yıldır cinayeti çözme konusunda bir arpa boyu yol alamayan Türkiye şimdilerde yeni bir ayıba sahne oluyor. Malum olduğu üzere son bir yıldır emniyet müdürlerini tartışıyoruz. Hanefi Avcı, Emin Arslan ve Mustafa Gülcü en çok gündem olan isimler. Hanefi Avcı önce kitabı, sonra da tutuklanması ile olay oldu. Hâlâ tartışılmaya devam ediyor. Yılların emniyetçisi Emin Arslan uyuşturucu baronu ile ilişkisi olduğu için önce tutuklandı sonra da görevinden oldu. Emniyetin en güçlü ismi olarak gösterilen Mustafa Gülcü ise bir organize suç operasyonu sonrasında koltuğundan oldu. Emin Arslan geçtiğimiz günlerde yeniden haberlere konu oldu. Hrant Dink cinayeti ile ilgili 'tanık' sıfatıyla savcılara ifade verdi. 7 sayfalık ifadesinin detaylarına gireceğiz ama önce biraz geriye gidelim. Emin Arslan, Hrant Dink olayı ile ilgili olarak "Tam da olayı çözüyordum ki komploya kurban gittim" mealli açıklaması ile hatırlanıyor. 6 aydır bu cümlesi konuşuluyor, yazılara konu oluyor. Arslan'ın iddiasına göre Dink cinayetindeki ihmalleri, sorumluluğu olanları ortaya çıkartacaktı ki Habip Kanat üzerinden kendisine operasyon yapıldı. Mantıklı mı? Hiç de değil ama savunmadır, saygı duyarsınız. Tabii bu durumda Arslan'a "Dink cinayetinden tutuklandığınız ana kadar 32 ay geçmişti. Bu süre zarfında ne yaptınız. Müfettişlere ne dediniz?" diye sorma hakkımız olur. Arslan, 10 Aralık'ta savcı Selim Berna Altay'a 7 sayfalık bir ifade verdi. "Tam da olayı aydınlatıyordum ki" mealli bir açıklamadan sonra insan derli toplu bir ifade bekler doğal olarak. Fakat ifadede 'dakika 1, gol 1' durumu var. Meğerse Arslan 'cinayeti çözecektim' dememiş. "Gerekli tedbirler alınsaydı cinayet önlenebilirdi" demek istemiş. Neyse bu durum Hanefi Avcı olayında da böyle olmuştu. Avcı, Nedim Şener'e verdiği röportajda "Cemaatin İstanbul polisindeki lideri Ali Fuat Yılmazer" demişti. En azından haberde öyle diyordu. Fakat savcılık ifadesinde "Ben öyle bir şey demedim" dedi. Mehmet Baransu ile 'teyp kırdıran bir röportaj' yapıp sonra da müfettişlere "Ben öyle bir röportaj vermedim" demişti. Konuya dönersek; Emin Arslan'ın ifadesini Hrant Dink'in avukatları çok önemsiyordu. Vereceği bilgilerle belki de tıkanan davada bir açılım yapabilirdi. Fakat Arslan bilinen tezlerini tekrarlamış. Önce ne kadar iyi bir istihbaratçı olduğunu anlatmış, kendisine 'duayen istihbaratçı' gözüyle bakıldığını söylemiş. Fakat 7. sayfanın sonunda "Ben gazetelerde yer alan bilgilere göre değerlendirme yaptım ve bazı kişiler bundan rahatsız oldu" diyor. Sonrasında da "Bu yüzden beni bir operasyona monte ettiler" diyor. Konu dağılmasın diye tekrar Habip Kanat olayına girmeyelim ama acaba Arslan'ın oğlunu da Habip Kanat'ın şirketine rakip emniyet müdürleri mi ortak etti? Arslan'ın ifadelerinde 'şahsi bir hesaplaşma' düşüncesi çok net hissediliyor. Fakat bir bölüm var ki orada tebessüm ettiriyor. Diyor ki Arslan "Dink'le ilgili en fazla belge toplayan ve arayan Nedim Şener'di. Şener'in kitap yazması ve şahsen benim de yüzde 70'ini bilmediğim, duymadığım bilgi ve belgelerin bu kitapta yer alması beni şaşırttı." Bu arada hatırlatalım Arslan cinayet işlendiğinde, söz konusu kitap yazıldığında Emniyet'in iki numaralı koltuğunda oturuyordu. Yani bir gazetecinin ulaşabildiği belgelerin yüzde 70'i duymayacaksınız sonra da 'Duayen istihbaratçı sayıldığım için fikrimi soruyorlardı' diyeceksiniz. Biraz ciddi olmakta fayda var. Hrant Dink cinayeti bu ülkenin ayıbıdır. Adım adım hedef haline getirilmesi, profesyonelce kurgulanan bir senaryo ile öldürülmesi sonrasında da elbirliği ile faillerin soruşturulmaması zaten yeterince büyük bir ayıp. Bir de bu cinayet üzerinden ekip savaşlarına, tasfiye operasyonlarına girerek yaraları deşmemek lazım. Neredeyse 4 yıl oldu ama cinayet soruşturması neredeyse başladığı yerde duruyor. Bazıları da bu cinayeti "Birkaç milliyetçi gencin anlık tepkisi" diye yutturmaya çalışıyor. Üstelik aklımıza hakaret edercesine yapıyorlar bunu.
<< Önceki Haber Hrant Dink'in arkasına saklanmayın! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER