Toyota'nın "Toyota Gibi Adam" konseptli reklamı ilk bakışta iyi reklam. Etkili reklam. Konuşturacak reklam. Peki ne oldu? Toyota ürünlerini bu kadar "erkek" gibi konumlamanın ve kadınları Toyota'dan soğutmanın sonu ne oldu? Toyota gelen tepkiler üzerine reklamını değiştirmek zorunda kaldı. (Bir de CEO'su eline çiçek alıp "niye olduğu belirli olmayan" gazeteci ziyaretleri yapmak zorunda kaldı. Neymiş efendim "Babası olmayanları bu reklam üzüyormuş!" Allah aşkına saçmalamayı bırakın, balon PR aktivitelerinden de vazgeçin. Babasızlar üzülecek diye Babalar Günü'nü de kaldıralım ister misiniz?) Reklamın sorunu "babasızlar" falan değil, TOYOTA'nın temel hedef kitlesindeki kadınların böyle bir "erkek" konumlamaya gerçekten üzülmeleri. Çünkü onlar için TOYOTA bugüne kadar daha çok kadındı. Kadın şefkatiyle aileye hizmet ediyor, çocuğa bakıyor, aileyi koruyor, bu işini de hatasız yapmaya çalışıyordu. (Erkek için de kimliksizdi çünkü TOYOTA kendini cinsiyet açısından tanımlamıyor sadece genel algılara işi bırakıyordu.) Kadın bilinçaltında TOYOTA'yı kendi dişiliğiyle örtüştürdüğü için seviyor, kocası aldığı zaman da itiraz etmiyordu. Özellikle TOYOTA'nın en çok sattığı 1.6 motor araç kategorisinde eğer kadın itiraz ederse o eve TOYOTA zor girer. Bu nedenle de TOYOTA yeni bir reklamı yayına sokmak, hatta bir süre önce de radyoda "kadın" mesajlı vermek zorunda kaldı. Oysa TOYOTA reklamı yayına sokmadan önce bir pretest yapmış olsaydı (konsept test bile yeterdi) tüm bu hataları görür ve reklamı yayına sokmazdı. Reklamcılık işinin çoğu sanatmış gibi görünebilir. Ama ne yazık ki öyle değil. Ne yazık ki artık çok önemli bölümü bilim. Bu bilimin ürettiği bilgiyi kullanarak TOYOTA gibi hatalar yapmamak mümkün. TOYOTA nasıl böyle hatalar yapıyor anlamıyorum. Sıfır hatalı araçlar yapacağım diye binlerce süreç analizi yöntemi, test geliştir ama iş reklama gelince sadece kendi beğeni seviyene ve aklına güven! Olacak iş değil! Son olarak şunu da söyleyeyim. Yeni reklam da olmamış. O da çok erkek. Toyota'nın kadınları kazanması için "bebekli" reklamları yeniden fırına sürmesi şart! Denizbank'tan aynı konsepte devam Duyduğuma göre Denizbank 2011 yılında da Beyazıt Öztürk-Erdal Özyağcılar ikilisiyle devam edecekmiş. Burada sorun yok. Ama" Maldivler-Deniz" konseptinde ısrar edilecekse buna itirazım var. Daha önce bu konuda ifade ettiğim "İsmi Denizbank diye sadece deniz algılı bir banka olması doğru değil" saptamamla ilgili düşüncelerimi aynen koruyorum. Böylesine ağırlıklı bir deniz algısı diğer mesajların geçmesini engelliyor. Hele de aynı deniz konsepti, aynı görsel ağırlıkla üçüncü yıl da devam ederse insanlar Denizbank reklamlarına bakıp "Ben bunu görmüştüm" diye yollarına devam edecekler, haberleri olsun. Benden uyarması. Mümkünlü'yü beğendim... Şener Şen'in başrolünü oynadığı TTNet reklamlarının aklını sevdim. Bizim için akıl strateji yani. Hedef kitleyi internet hattı satın alma konusunda ikna edecek rasyonel ve duygusal öğeler. Kimin şu anda interneti yoktur? Teknoloji yaşam standardı piramidinin üstünden yayıldığına göre, yani ilk önce daha eğitimliler ve daha yüksek sosyo-ekonomik statü sahipleri internet hattı almıştır değil mi? Aynen öyle. Demek ki şu anda reklamda hitap edilecek kesim, henüz bu iletişim mecrasının yararına inanmayan daha az eğitimli, daha az gelirli, orta sınıftan ve çoğunlukla küçük şehirlerde, büyük şehirlerin varoşlarında, kasabalarda, köylerde yaşayan insanlar. Şimdi anlıyor musunuz TTNet'in stratejisinin arka planını?.. Henüz internetin ulaşamadığı bir kasaba yaratıp bunu eski Türk filmleri havasında bir duyguyla sunmak, Şener Şen ve Olgun Şimşek'le de dikkat ve beğenilirliği artırıp bu duyguyu pekiştirmek, daha sonra da küçük öykülerle internetin hayata getireceği yararları anlatmak doğru reklam stratejisi. Aynı zamanda da etkili yaratıcılık. TTNet'in yeni reklam kampanyasının başarısı internetle yapılması mümkün şeyleri bir zamanların Şener Şen sineması tadında esprili bir şekilde anlatmayı sürdürmesine bağlı. Olabilir mi? Tabii ki olabilir ama Türkiye'de böyle çok iyi başlayan ama sonunda ipin ucunu kaçıran çok iş gördük. Umarım ipin ucu kaçmaz. Yani bu güzel başlangıç yaratıcı kabızlığa kurban olmaz. Reklametre (20-26 Aralık 2010) En İyi TV İlk Beş 1. Serdar-Nouma (Nar-Turkcell) 2. Canlı Para (Avea) 3. Psikolog (Cardfinans) 4. 3 Silahşör (Vodafone) 5. Ambalaşk (Coca-Cola) En İyi İnternet İlk Beş 1) Efes Pilsen-Bu Sene O Sene (www.buseneosene.com) 2) İpana-Kavak Yelleri Yıldızını Arıyor (www.gulusunlebuyule.com/kavakyelleri) 3) Microsoft-Ajan W7 (www.ajanw7.com) 4) Orkid-Orkid Comfort'la Hayatı Yumuşat (Viral Video) 5) First Sensations-Ferahlık Kristalleri (www.ferahlikkristalleri.com) Özgür Karaçak'tan Internet'ten Özgürce Devlet Bahçeli Garden State olursa... Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google'ın Translate hizmetini duymayanınız veya kullanmayanınız var mı? 59 farklı dilde çeviri yapmanız sağlanıyor. Bu çevirileri sadece kelime bazında da yapmıyor üstelik. İsterseniz veriyorsunuz bir web sayfasını Google Translate'e o da size cümle cümle istediğiniz dile çeviriyor. %100 başarılı değil elbette ama bir metnin ortalama içeriğini anlamanıza imkân veriyor. Böylece yalnız İngilizce değil Çince dokümanları bile inceleyebiliyorsunuz. Hatta farklı ülkelerin farklı dildeki gazetelerini de okuyabiliyorsunuz. Tabii ki biz Türkler böyle faydalı bir hizmetin nasıl suyunu çıkarır eğleniriz diye düşünürken şöyle bir yol bulmuşuz. Açıyorsunuz google.com/translate sayfasını başlıyorsunuz büyük harflerle aklınıza gelen ünlülerin ismini girmeye. Garibim Google Translate de size yardımcı olmaya çalışıyor. İşte size internette karşılaştığım ve kendi baktığım bazı sonuçlar; Aranan Kelime - Sonuç SERDAR ORTAÇ-Justin Timberlake (Nedir bu adamın çektiği) SEZEN AKSU- eline Dion İZZET ALTINMEŞE-Oak İzzet ALİ ATIF BİR-A Reference To Ali RECEP TAYYİP ERDOĞAN-Recep (Google da Recep diyor) KEMAL KILIÇDAROĞLU-Kemal Kılıçdaroğlu (Ben Gandhi umuyordum) DEVLET BAHÇELİ-Garden State (Yorum yok) Bakalım önümüzdeki günlerde hizmete girecek olan yeni Google servislerini nasıl eğlence makinesine dönüştüreceğiz. Bu arada kendi adımı da arattım tabii ki ama paylaşmak içimden gelmedi... Atıf Hoca'nın notu: Özgür Karaçak yazınca Google'da Free Pine çıkıyor! Hi hoyt!