Zaman denilen kıyısız nehirde sanki kazık çakıp bir yerde durmak mümkünmüş gibi "
yılbaşı"nı
icat etmiş insanlık.
Eski bir yılın sonu ile yeni bir yılın başı arasında ne fark olabilir ki gerçekte?
Ama bu geçişi her yılbaşında bulunduğumuz coğrafyaya, mensubu olduğumuz
inanç sistemine ve toplumsal geleneklerimize göre kendimizce kutlarız.
Hıristiyanlar için "Noel" (veya Christmas) aralık ayının son ve ocakın ilk günündeki yılbaşı şenliklerinden beş gün önce ve daha coşkulu kutlanır.
Her yılın 25
Aralık gününde, Hıristiyanlar Hz. İsa'nın
doğum gününü kutlarlar.
İslam dünyasının Hicri yılbaşıları ise ay takvimine (Kameri takvim) bağlı oldukları için hareketlidirler..
Yılbaşı
Zilhicce ayının son gecesinin
Muharrem ayının birinci gününe bağlandığı zamanı ifade eder. Ay takvimine bağlı bu Hicri yılbaşı her yıl 11-12 gün daha
erken gelir.
Örneğin Miladi 2011 Yılında Hicri yılbaşı 26
Kasım 2011 Cumartesi gününe rast gelecektir.
Buna karşı Miladi 2009 yılında Hicri yılbaşı 3 Aralık'a rast geliyordu.
Nevruz ve Çin takvimi
Biz Türklerin İslam'dan ve laik
Cumhuriyet'ten de önce kutladığımız bir diğer yılbaşı "Nevruz"dur. Nevruz, Farsçada "Yeni gün" anlamına gelir.
Yeni gün baharın da geliş günüdür.
Nevruz İslâmiyetten çok öncelere giden bir gelenektir.
Mesela 1990'da bağımsızlıklarını ilan eden
Kırgızistan,
Kazakistan,
Özbekistan,
Türkmenistan ve
Azerbaycan ile özerk cumhuriyet
Tataristan, 21 Mart'taki Nevruz'u "Milli
Bayram" olarak kabul ederler.
Çinlilerin ay takvimi de, Hicri takvimdeki gibi yılbaşıları hareketli kılar.
Ancak bu takvim güneşe de bağlı olduğu için Çin yılbaşıları Miladi takvime göre 21 Ocak'la 20
Şubat arasında hareket eder.
Takvimin başlangıç tarihi Sarı İmparator Huangdi'ye dayandırıldığı için 2010 yılı Çinliler için 4708 yılıydı.
Bir de her yılın farklı adı vardır Çin takviminde... Domuz yılı,
Fare yılı,
Yılan yılı gibi...
Değişim beklentisi
Önümüzdeki hafta 2010'un sonu ve 2011'in başı olacağı için geleneklerimiz arasına giren yılbaşı kutlamalarının arifesindeyiz.
Bazılarımız yeni bir yıl ile yeni bir yaşamın başlayacağı beklentisine dayalı olarak, çılgınlıklar da yapacaklar.
Oysa Milli Piyango'dan büyük
ikramiye çıkmadığı takdirde geçen yılın yoksulları gelecek yılda da aynı durumda bulunacaklar.
Siyasetin gündemi de,
yurt ve dünya sorunları da, yeni bir yıla girildiğini fark etmeden, varlıklarını sürdürecekler.
Bırakalım yılbaşını...
Aramızdan kaç kişi 20'nci yüzyıldan 21'inci yüzyıla girdiğimiz gece ne yaptığını hatırlıyordur acaba?
Zamanın nasıl geçtiğinin farkında mıyız acaba?
Çevrenizdeki 10 yaşından
küçük olan çocuklara bir bakın.
Kendinizin de mesela "
Kıbrıs sorunu" veya "Bölücü
terör" gibi geçen yüzyılın kalıntılarından olduğunuzu böylece daha iyi kavrarsınız.
Ben şimdi "Yeni yıla hangi
şarkıyla girmeliyim" arayışındayım.
Bir alternatif eski yılın bitimini anlatan bir şarkı olabilir.
Şarkı seçimleri
Mesela
Münir Nurettin Selçuk'un güftesi Mustafa Nafiz Irmak'a ait olan Kürdilihicazkar şarkısını seçebilirim.
"Bu yıl da böyle geçti şirin sözlü sevgili
Hayal içinde geçti o güzel günlerimiz
Geçen yılı yad edip üzülme ey sevgili
Şevke ümide doğru kanatlı günlerimiz"
Belki de bestesi Rakım Elkutlu'nun, güftesi Nahir
Hilmi Özeren'in olan Nihavent şarkıyı seçerim...
"Hayal içinde akıp geçti ömr-ü derbederim
Bakıp bakıp da o maziye şimdi ah ederim."
MEHMET BARLAS - SABAH