"İnsanlar saldırgandırlar, bazı kurallar-
yaptırımlar olmadan bir arada yaşayamazlar" diyor Tunuslu düşünce fatihi İbn Haldun.
Haklıdır
üstad. Yoksa herkes kendi belirlediği hak, hukuk ve
protestonun yolunu tutar, anarşi kaçınılmaz sonuç olurdu.
Normal bir
demokraside muhataba yumurta atma
eylemi, makul bir protesto mu, yoksa bir saldırı mı?
Veya demokrasi kültüründe yumurtalı eyleme tolerans gösterilmeli mi?
Yumurtanın popülarite açısından
altın çağını yaşadığı bugünlerde bu sorunun cevabı önemli.
Demokrasi farklı ve
muhalif olanı tolere etmek demek.
Weber, toplumdaki her türlü yön değişimlerini, gerginlik, çatışma ve anlaşmazlıkları tek kelimede toplar ya: Antagonizma
İşte Weber'in sezişiyle demokrasi; 'antagonizma'nın rasyonel bir şekilde yönetilmesi.
Her türlü
legal karşıtlığa ve çeşniye tahammül göstermek demek.
Aynı zamanda insanların birbirlerinin şahsiyet haklarını ve haysiyetlerini
taciz edememesi demek.
Konu protesto olunca; legal ölçülerde cereyan eden bir eylem normaldir ve hakların bir parçasıdır.
Ama protesto bendini aşar da birilerini yaralarsa, aşağılarsa, taciz ederse elbette ki adli
soruşturmanın veya tazminat davalarının konusu olur.
Bu da oldukça normaldir hukuk devletlerinde.
Şunu açık söylemek gerekiyor.
"Efendim ne olacak yumurtadan, hiçbir şey yapmaz, taş atmıyorlar ya, demokratik tepki gösteriyorlar" kabilinden hezeyanları geçin bir kere!
Yumurta atma eylemi legal bir demokratik hak değil basbayağı bir saldırıdır ve şiddettir.
Dolayısıyla illegal eylemdir.
Yumurtanın oldukça dayanıklı bölgeleri olduğu gibi, fırlatıldığında kabuğu kırılıp kesici kabuk kenarları göz içine temas ettiğinde bal gibi kesici etki yapabilir.
Yaralama potansiyeli düşük de olsa var mı? Var.
Diğer taraftan yumurtayı
hedef kişiye attığınızda ve muhatabın suratında kırdığınızda bu kişiyi
küçük düşürüyor musunuz?
Sanırım kimse yüzünde yumurta sarısı ve uzayan yumurta aklarıyla "Kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim" demeyecektir.
Yumurtayı atan gençler, kendi suratlarında yumurtalar kırılsaydı ne derler ne hissederlerdi acaba?
İşte bunun için de
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki yumurtalı eyleme soruşturma başlattı.
Yumurtalı eyleme ne demokrasi ne de hukuk izin vermez. Vermemeli de.
Yargıtay 'demokratik hak' olarak kabul etse de domates atılmasına da yine aynı cevabı veririm.
Geçmişte bu konuda yumurta atanlar mahkemelerce cezalandırıldı.
Yerel mahkemeler ceza yağdırmasına rağmen yumurta ve domates konusunda Yargıtay'ın kafası karışık.
Yaralama potansiyeli sıfır olsa bile; başkalarının haysiyet ve itibarı üzerine demokratik hak inşa edemezsiniz.
Kamil bir demokrasi için protesto kültürünün de yükselmesi gerekiyor.
Yargıtay yumurta ve domates saldırılarına yol vermemeli.
Aksi halde demokrasinin yozlaşması kaçınılmaz olur.
Montesquieu demokrasiyi "ayak takımının despotizmi" diye tenkit eder ya.
Bu
Fransız toprak ağasını haklı çıkarmamak gerek.
Kılıçdaroğlu yumurtalı protestoyu en azından şık bulmazken, "Yumurtalı ve yumurtasız heyecanını dile getirmişse bunu demokrasinin bir gerekliliği olarak görmek lazım" diyen
Abdüllatif Şener'e ne demeli?
Mağdur olan Burhan Kuzu'nun üniversite yöneticilerinin istifasını istemesi
CHP tarafından abartılı bulunmuş.
Eski genel başkanları Deniz
Baykal 2
Nisan 2010'da partisinin il kongresine katılmak için gittiği Van'da bir grubun yumurtalı protestosuyla karşılaşmıştı.
Mangalda kül bırakmamışlardı o zaman
iktidar gerekeni yapmadı diye.
Neticede iktidar Van Emniyet müdürünü görevden almıştı da CHP sükûnete bürünmüştü.
Aynı saldırıya uğrayan Burhan Kuzu'nun okul yöneticilerinin istifasını istemesini neden yadırgıyorlar acaba?
Demokrasi yumurtayı ve domatesi sever. Ama insanların suratlarına yapıştırılmış olarak değil.