Solculuk ve kişilik


Laik kesimden gelen CHP ile ilgili eleştirel analizler, kendilerini 'solcu' olarak görenleri bir süredir rahatsız ediyor. Bu kişiler CHP'nin de değişebilir olduğuna vurgu yaparak, söz konusu eleştirilerin CHP'yi özcü bir açıdan ele aldığını ve onu 'değişmez' olarak nitelediğini söylüyor... Oysa durum tam tersine: Gördüğüm kadarıyla CHP'ye laik kesimden gelen eleştirilerin bir bölümünde CHP'nin 'değişmezliği' değil, somut nedenlerden ötürü 'değişemezliği' vurgulanıyor. Ancak daha da geniş bir eleştiri kuşağını dikkate alırsak, söz konusu yaklaşımlar zaten CHP'nin değişimini analiz ediyorlar. Mesele şu ki, bu değişimin yönü demokratikleşmeden ziyade oportünizme göz kırpıyor. Dolayısıyla eleştiri cenahında özcü bir yaklaşım olduğunu söylemek zor. Oysa hiçbir derinlikli tahlil yapmadan CHP'nin teorik ve kategorik olarak demokratik yönde değişeceğini öne sürenlerin epeyce özcü bir yaklaşımlarının olduğu rahatlıkla söylenebilir... CHP'yi iktidara taşıma projesinin vazgeçilmez ayağı olan medyayı irdeledikten sonra bu konuya tekrar döneceğiz. Ancak bugün Fuat Keyman'ın geçen hafta Radikal 2'de yayımlanan yazısının son bölümünü ele almak istiyorum... 'Mahcupyan'ın sağcı yaklaşımı' başlıklı bölümde Keyman çift tırnak içine alarak benim şöyle dediğimi yazmış: "CHP dönüşemez ve demokratikleşmeye katkı veremez". Eğer bu cümleyi yazsaydım, herhalde şimdiye kadar okuyucudan böylesine ahmakça bir önermede bulunduğum için epeyce topa tutulurdum. Keyman herhalde bir arkadaş sohbetinin etkisinde kalarak o cümleyi uydurmuş. Tabii ki herkes gibi CHP de değişebilir... Ama siyasi analiz, değişebilirliği bir klişe gibi tekrarlamayı değil, ne yönde değişildiğini irdelemeyi gerektiriyor. Keyman'a göre ben 'laik orta sınıfların ve solun' değişime kapalı olduğunu savunuyormuşum. Oysa bugün 'demokratlar' olarak adlandırılan insanlar tam da o cenahtan geldiler ve değişerek oluştular. Ne var ki Keyman demokrat pozisyonu görmezden gelmeyi tercih etmiş, onları bir anda laik kesimin dışına atmış. Herhalde bu değişimin bizatihi bir referans olduğunu ve onu dikkate aldığı anda laik kesimin geri kalanındaki değişimin antidemokratik niteliğini gizleyemeyeceğini fark etmiş. Ancak bu bölümün asıl mesajı başlığında... Keyman beni bir 'sağcı' olarak sunuyor. Yoksa CHP'nin değiştiği argümanına yeterince veya istenen yönde destek vermeyenler, ya da laik kesim içinde değişime kapalı grupların olduğuna dikkat çekenler kendiliğinden 'sağcı' mı oluyorlar? Benim tahminim 'sağcı' kelimesinin Radikal okuyucusunun zihninde yaratacağı olumsuz imgeye gönderme yapılmış olduğu. Çünkü eğer 'sağcıysanız' zaten söylediğiniz yanlıştır... Böylece doğru ve anlamlı tahlil yapmayı önemsizleştirebilir, sırf 'solcu' olduğu için bazı kişilerin fikirlerinin de değerli olduğu izlenimini yaratabilirsiniz. Nitekim son dönemde solculuk birçoklarının kişilik eksikliğini örten bir kimlik olarak işlevselleşmiş görünüyor. Doğrusu ben bu çabaların bir entelektüel yetersizliğe işaret ettiğini düşünüyorum. Önemli olan dışımızdaki gerçekliği ve bu bağlamda toplumu ve siyaseti kendi değişim dinamikleri içinde anlamaya çalışmaktır. Entelektüel çaba bu nedenle anlamlı... Ama derdiniz siyaset yapmak, aktör olmaksa, o zaman anlama kaygınız yerini fikirsel manipülasyona bırakır ve CHP tartışması da bir anda karşınızdaki kişinin 'sağcılığına' dönüşür. Bu tartışmaların içinde olacakları rahatlatmak adına söyleyeyim, beni 'sağcı' veya 'solcu' olmak zerre kadar ilgilendirmiyor. İnsanların fikirleri, görüşleri, analizleri önemli ve bunlar kişinin sağcı veya solcu olmasına göre değer kazanıp yitirmiyor. Ayrıca sağcılık ve solculuk, liberalizm veya sosyalizm gibi bir ideoloji değil. Dolayısıyla kendi iradenizle intisap edeceğiniz bir öğreti niteliği taşımıyorlar. Aksine sağcı ve solcu kimlikleri, ancak başkalarının size atfedeceği siyasi kimlikler. Bu nedenle de yargıda bulunan kişinin ideolojisinden ve niyetlerinden bağımsız değil. Öte yandan meraklısı için ekleyelim... En geniş anlamıyla ele alındığında sağ, var olan düzenin savunuculuğu, sol ise o düzenin değişiminin arzulanmasıdır. Bu durumda örneğin siyasi partiler dünyasında AKP açıkça solcu, CHP ise sağcı olarak adlandırılmak zorunda. Bunun ötesinde günümüzün düzeninin modernlik olduğunu düşünürsek, İslamcılığın ve demokratlığın solcu olduğunu söylemek durumundayız. Sağcıların ise liberallerden ve sosyalistlerden oluştuğuna herhalde kimsenin itirazı olmayacaktır.
<< Önceki Haber Solculuk ve kişilik Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER