Türkiye'deki medya kakofonisi, hükümet propagandası, muhalefet acizliği içinde "yumurta sektörüne" indirgenen
gençlik olaylarıyla ilgili çok önemli konuları gözden kaçırıyoruz.
Uyarmaya devam ediyorum:
BİR
Hükümet gençlerle ilgili son olayların özüne inmeli. Şu anda
AK Parti hükümeti, sadece gündemi yönetip,
protestocu gençlerin birilerinin maşası olduğunu, art niyetli olduklarını yayarak
algı oyunu yapıyor. Oysa yapılması gereken niye gençlerin öfkeli olduklarını araştırmak ve onlarla iletişime geçmektir.
İKİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın orantısız güç kullanımı karşısında "
Polis tabii ki gereğini yapacaktır" tavrı çok tehlikeli bir tavır. Çünkü sosyal olayların oluşum biçimleri, kimin nasıl protesto yaptığı ya da neyin protesto sayılıp neyin sayılamayacağı cetvelle çizilip de şekillenebilecek bir şey değil. Olay yerinde polis de bunu tanımlayamaz. Çoğu zaman olay gerçekleştikten sonra göstergelere göre bakıp kamuoyu olayla ilgili çıkarımlar yapar. Bu nedenle polisi "katı" olmaya
teşvik edecek kamuoyu önü tavırlardan devlet adamlarının kaçınması gerekir. Korkum daha sonra meydana gelecek gençlik olaylarında polisin sertleşip
ölüm ya da yaralanma olaylarının olması, polis-gençlik kutuplaşmasının Başbakan'ı zor durumda bırakması. Belki de istenen budur. Alın size
komplo ise komplo!
ÜÇ
Gençlerin birtakım kökü dışarıda sol örgütler tarafından karmaşa çıkarmak için yönlendirildiklerini ortaya koyan polis istihbarat raporları tabii ki yakından takip edilmeli. Ancak bu raporlar da
WikiLeaks belgeleri gibi çoğu zaman "izlenime" dayalı bilgiler içerir. Bu nedenle bu raporlara dayanarak gençlere yönelik kısıtlamalar, sınırlamalar, polisin üniversitedeki varlığını artırmak bizi baskıcılığa götürür. Daha büyük çatışmalar ortaya çıkar. Önemli olan nokta niye bu örgütlere gençlerin ilgi duyduğunu ortaya çıkarmak. Öyle bir tablo ortaya konuyor ki sanki ortada bir
bakkal amca var, bir de
küçük çocuk, bakkal amca elindeki şekeri sallıyor ve çocuk kapana giriyor. Böyle olmadığını biliyoruz.
DÖRT
Gençleri gerçekten anlamak için
Milliyet'te dün başlayan yazı dizisini iyi okumakta fayda var. Ve diğer gazetelerin de bu tür yazı dizileri yayınlamaları, araştırmalar yapıp yayınlamaları gerek. Bakın gençlerden biri dün Milliyet muhabirine ne diyor: "AK Parti sadece bir
araç, biz bu sisteme karşıyız!"
BEŞ
Burhan Kuzu'ya yapılan
yumurtalı saldırı protesto sınırlarını aşan, protestonun anlamının ötesine geçen şiddet öğeleri içeriyor. Böyle bir saldırı "gençtir yapar" diye geçiştirilemez. Bu saldırıda bırakalım bir siyasetçiye saldırılmasını, insan onurunu zedeleyecek yönler var. Bu saldırının örgütleyicileri bulunup mutlaka cezalandırılmalı.
ALTI
Süheyl Batum'a yapılan protesto da ifade özgürlüğünü engellediği için kabul edilemez. Gösterici grupları kendilerini ifade ettikten sonra hocayı konuşturmayarak, bir parti sözcüsünün en önemli hakkını
gasp etmişlerdir.
YEDİ
Üniversitelerdeki toplantılara dışarıdan izleyici gelmesinin önüne geçemezsiniz. Üniversitede bu tür toplantılar sadece öğrencilere yapılmaz. Üniversitenin çevre ve halkı eğitim işlevi de vardır. Ama önlem almak, güvenlik sağlamak başka bir şey! Bu nedenle "dışarıdan da birileri vardı" deyince hemen olayı "kökü dışarıda dış mihraklar" gösterisine çevirmeyelim.
SEKİZ
Burhan Kuzu ile aynı yıl, 1998'de
profesör olmuşuz. Onun da benim gibi
devlet üniversitesi deneyimi var. Dolayısıyla bir üniversite nasıl işler,
rektör ne yapar,
dekan ne yapar, deneyimlerinden çok iyi biliyordur. Bu kadar deneyimle yumurta olayından sonra bir siyasetçi olarak rektör ve dekanın istifasını istiyorsa buna "orantısız istek" denir. Çünkü bir rektör ve dekan üniversitelerin çalışma sistemi gereği asla böyle bir protesto eyleminin önüne geçemezler. İsteseler bile geçemezler.
DOKUZ
Burhan Kuzu Hoca'nın "
Yumurtaları atacaklarına yeselerdi beyinleri gelişirdi" sözü bence çok zeki bir karşı protesto! "Aaaaa gençlere
hakaret etmiş" diyenler haksızlık ediyorlar.
Şiddet öğeleri içeren bu protesto karşısında bence Kuzu Hoca az bile söylemiş: Ben olsam "Keşke bana attıkları yumurtalar kadar gelecek vadedebilselerdi" derdim.
ON
Hükümetin son dönemde gençlerin hayatını iyileştirecek bir projesi oldu mu? Hükümetin gençlerin dilinde konuşan bir bakanı var mı?
Çekirgelik
Fırsat adamın kapısını iki kere çalmaz.Chamfort