Sızdırılan
Amerikan belgelerinden
Başbakan Erdoğan’ın “
İsviçre’de 8 hesabı olduğu” dedikodusu çıkınca
CHP lideri Kılıçdaroğlu “kızacağına İsviçre
bankalarından ‘hesabım yoktur’ diye yazı alsın” deyiverdi.... Sanki muhtardan ilmuhaberi alıyoruz.
Eğer Başbakan, Kılıçdaroğlu’nu banka hesabı olmadığına inandırmayı kafasına koyduysa şimdiden bankaları dolaşmaya başlasa iyi eder çünkü İsviçre’de en az 327 banka varmış... Her gün bir bankadan yazı alsa, bir yılda işlem tamam d
emektir...
***
Aslında Erdoğan’ın haline şükretmesi gerek, çünkü onun durumu Merkel’inkinden iyi... Bir düşünsenize kadıncağıza Wikileaks’te “teflon” dediler. Bildiğiniz tava işte. Üzerine ne koysanız durmaz, kayar türünden hani... Şimdi Merkel ne yapsın, ‘teflon’ olmadığını ispat etmek için kaç tava
fabrikasından yazı almalı sizce? Erdoğan şanslı, topu topu 327 İsviçre bankasından imzalı ve mühürlü olmak kaydıyla “başvuru sahibi başbakanın bankamızda hesabı yoktur” yazısını alması yetiyor. Merkel ise binlerce fabrikayı gezmek zorunda.
***
Erdoğan ve Merkel’den beteri de var: Putin ve
Medvedev gibi... Biri Rusya’nın başbakanı, diğeri ise
cumhurbaşkanı... Ne var ki Amerikalı diplomatlara göre biri
Batman, diğeri ise Batman’in çaylağı diyebileceğiniz Robin... Şimdi Putin ne yapsın, Medvedev nerelere gitsin?... Ne yapsınlar, ne etsinler de Batman veya Robin olmadıklarını ispat etsinler?... Acaba Kılıçdaroğlu onlara da
Warner Bros.’dan “başvuru sahibi Batman değildir, cumhurbaşkanıdır” diye yazı almasını mı önerecek?
CHP ne yapmalı?
Gördüğünüz gibi
siyaset wiki-miki malzemelerle olmuyor... Yeni CHP, Amerikan belgeleri üzerinden yükselmiyor... Sayın Kılıçdaroğlu
iktidara alternatif olmak istiyorsa
WikiLeaks üzerinden değil, gerçek sorunlar üzerinden Türkiye’yi takip etmek zorunda. Örneğin yeni CHP’nin dış
politikası nedir? CHP eğitim sorunlarına nasıl bakıyor? Peki ya demokrasinin geliştirilmesi meselesi, CHP’nin oradaki tavrı nedir? Kılıçdaroğlu, eski CHP’den farklı olarak, Ergenekon’un mu yoksa demokrasinin mi avukatlığını yapacak? Peki ya sanayi, tarım, hayvancılık,
trafik, sağlık, bankacılık,
balıkçılık, çevre, kadın, taşımacılık,
haberleşme,
spor,
denizler, enerji, madenler,
savunma, içişleri, teknoloji ve çocuk politikaları?
Liste uzun, yeni Türkiye’de her başlığın binlerce, onbinlerce alt başlığı var...
Sayın Kılıçdaroğlu’nun eskiden olduğu gibi “kim ne veriyorsa biz 5 kat fazlasını veririz” basitliğinde siyaset yapması da artık mümkün değil. Kılıçdaroğlu “biz iktidara gelince yapacaklarımızı görürsünüz” diyerek de inandırıcı olamaz. Devir,
Demirel devri değil, karşımızda dünya ile entegre olmuş 16. büyük ekonomi var. Deniz
Baykal geçtiğimiz 4 seçimde de Demirel tarzını denedi zaten: “Mazotu 1 lira yapacağım” dedi, fındığa 7 lira verdi, “işsize
maaş bağlayacağım” dedi, vs. vs. Kısacası
halk 5 yaşındaki çocukların bile uydurabileceği tarzdan kuru vaatlere artık kanmıyor... Fakat ne yazık ki Sayın Kılıçdaroğlu da sıkıştıkça aynı tarza yöneliyor. Örneğin
pazar günü Antalya’da iktidar olmaları durumunda ev kadınlarına asgari
ücret bağlayacaklarının sözünü vermiş. Kılıçdaroğlu, “
Kadının banka hesabına her ay asgari ücret yatıracağız. Kadın gidip bankadan parasını çekecek” demiş. Demiş ama, bu parayı nasıl bulacak, onu söylememiş. Kılıçdaroğlu’nun Güneydoğu’nun
ekonomik sorunlarına çözümü de yeni Et ve Balık Kurumu
işletmeleri açmaktı. Para bol nasıl olsa, her yere işletme aç, ev kadınlarına, işsizlere bol keseden paralar dağıt olsun bitsin... Bu değirmenin suyu nereden gelir diye düşünmeyince hayali paralar dağıtmak da kolay olur. Oysa ki devletin nasıl fabrika işlettiğini
Kayseri Şeker’de gördük. Kazanılmayan paraları dağıtmanın ülkeyi ne hale getirdiğini ise 1994 ve 2001 krizleri tüm Türkiye’ye acı bir şekilde öğretti. Bugünün Türkiye’sinde çocuklar dahi biliyor ki para gökten yağmıyor... Her yere KİT açıp, herkesi maaşa bağlamaktan ibaret ekonomik anlayışlar çökeli ise bir hayli oluyor. Aynı şekilde
dış politika da Wikileaks’ten ibaret değil. CHP Orta Asya’ya nasıl bakar, İsrail’e, Ortadoğu’ya bakışı nedir tüm bunları da duymak isteriz. Fakat orada da sadece akla
hakaret tadında kuru eleştirileri ve ayağı yere basmayan yorumları değil de, emek ve
akıl ürünü gerçek politikaları duymayı bekleriz.
***
Sayın Kılıçdaroğlu, lütfen elinizi çabuk tutunuz. Memleketin iktidarı doğru yolda tutacak ve onu geliştirecek bir muhalefete çok ama çok ihtiyacı var. Neredeyse 8 yıldır muhalefetsiz bir iktidar var karşımızda. 8 yılın icraatını eleştirmek ve daha iyilerini geliştirmek için Wikileaks’e hiç ama hiç ihtiyacınız yok, sadece Türkiye’ye bakın yeter...