Başbakanın
öfkesini malum çevreler dillerine dolamaya başladılar.
Neymiş efendim, Başbakan öfkesini
kontrol etmeliymiş.
Batılı liderler gibi soğukkanlı davranmalıymış.
Onlara kalırsa Başbakan sırf bu nedenle iyi bir lider değilmiş.
Hani söylediklerinin kendi hayatlarında bir karşılığı olsa ciddiye alıp tartışalım dersiniz. Bu da karalamanın Türk şekli işte!
Amerikalılar’ın yaptıklarının Türk versiyonu bir de bu şekilde çıkıyor karşımıza.
***
Öfkeye rahmet okutturacak bir üslupla, Başbakan için, “Harami,
kalpazan, vatan haini, bölücü!” tarzında
hakaretler yağdırırken öfkeden kendinizden geçenler sahi siz değil misiniz?
Başbakana öfkesini kontrol etmesi tavsiyesinde bulunan o köşe yazarlarına ne demeli peki? Kendilerine ucundan kıyısından en basit bir
eleştiri dokunduğunda nasıl öfkeyle kalkıp oturduklarını bilmiyoruz sanki.
Çektikleri
manşetler, köşelerinde yazdıkları ortada.
“Vay şerefsiz vay!” manşetinin mürekkebi henüz kurumadı.
Köşelerinde en densizinden en ednasına varıncaya kadar galiz
küfür varsa boca edenlerin Başbakana öfke bahsinde
akıl vermelerine şaşırıyorum.
Hem keller, hem fodullar.
Başbakanın öfkesi,
iftira kabilindeki alçakça saldırılara karşı her onurlu insanın vereceği tepkiden öteye mi geçmiş?
Anlaşılan onlar “
terbiyeli öfke” nedir bilmiyorlar.
***
Öfke, insani bir duygudur.
Allah tarafından insanoğluna doğru zamanda ve yerde kullanması için verilen bir duygudur.
Hiç öfkelenmeyen bir insandan korkulur.
Öfkesini dışa vurmaktan kaçınanlardan da.
Yanlış olan öfkenin kendisi değildir, öfkenin nerede ve ne şekilde kullanıldığıdır.
Küfür ve hakaret, öfke anında söylense bile yanlıştır. Ama alçaklık edenlere, her Allah’ın günü haysiyet cellatlığı rolüne soyunanlara, iftira ve dedikodukuların arkasına sığınarak şerefli insanların şerefleriyle oynayanlara, “İddialarınızı ispatlamazsanız şerefsizsiniz, müfterisiniz, alçaksınız!” demek küfür ve hakaret değildir.
Onurlu insanlara iftira atmanın adı alçaklık ve şerefsizlik değilse nedir söyler misiniz?
Başbakan her sahici insan gibi, onuruna ve kişilik haklarına
tecavüz söz konusu olduğunda pek tabii öfkeleniyor.
Ama Başbakanın öfkesi öyle iddia edildiği gibi kontrolsüz değil.
Kullandığı kelimeler özü itibariyle edepten yoksun değil. Başbakan öfkesinin kendisini adaletsizliğe ve haksızlığa düşürmesine izin vermemeye azami gayret gösteriyor.
Çünkü Başbakan öfkenin terbiye edilmesi gerektiğini varsayan bir inanca ve kültüre mensup.
Bence öfkenin kendisini değil, öfke anında kullanılan kelimeler üzerinden konuşmak lazım.
Başbakanın öfkesinde bir yanlışlık yok. Kullandığı kelimeler de mahiyeti itibariyle edepli.
Kediye kedi diyor.
***
Kendileri tam bir Tiran gibi olanlar Başbakanı da kendileri gibi gösteriyorlar.
Kuruldukları medya katlarında kendilerini yarı Tanrı gibi görenler, bırakınız iftirayı eleştirinin en
küçük ucu dahi kendileri.ne dokunduğunda öfkeden herkesi silip süpürebiliyorlar. Ama söz Başbakana gelince
demokrasi ve tahammül akıllarına geliyor nedense.
İşte bu iki yüzlülüğe
isyan ediyorum ben.
Bilmeyen de sanır ki Başbakan öfkelendiğinde onları kuruldukları yerden atıyormuş,
iktidarın sopasını her önüne gelenin kafasına indiriyormuş!
Yok öyle bir şey!
Kendi küçücük iktidar adacıklarında başkalarına neredeyse
yaşam hakkı tanımayan o yarı-Tanrıların Başbakanın öfkesi üzerinden söz söylemelerini doğrusu bir başka hesabın ifadesi olarak görüyorum.
***
Başbakan, kim ne derse desin, her yönüyle sahici bir adam.
Adam gibi adam işte!
Başbakanın öfkesini bu yüzden çok seviyorum. Riyasız ve maskesiz olduğu için.
Dahası, o “edepli öfke”nin kendisine çok yakıştığını düşünüyorum.
Başbakanın kendine özgü liderliğinin karakteristik özelliklerinden biri de bence bu.
***
Başbakanın liderlik kumaşı farklı.
Ve bence Batılı liderlerin kendilerine örnek alabilecekleri yeni bir liderlik türüdür bu.
Eminim ki Başbakanın liderliği Batı’da da Doğu’da da ilgiyle ve beğeniyle izleniyordur.