Demokratik Kürt hareketinin saygın isimlerinden Orhan Miroğlu, PKK’nın silahlı kanadı HPG’nin internet sitesinde yayımlanan bir yazıda “Böyle giderse kırmızı kalemle çekilen bir çizgi devreye girer! Miroğlu da, mortoğlu olur bu toprakların tarihinde” diye ölümle tehdit edildi. Bugüne dek Kürt sorununun demokratik çözümü yönünde tutum alan, “demokratik açılım” sürecinde PKK’nın silah bırakarak siyasallaşması dahil barışçı çabalara destek olan aydınlar Miroğlu’na yönelik tehdidi kınadılar. Bildiriye Ahmet İnsel, Baskın Oran, Gençay Gürsoy, Oya Baydar, Osman Kavala, Sezgin Tanrıkulu, Tarık Ziya Ekinci, Mustafa Erdoğan, Ümit Fırat, Mithat Sancar, Ömer Laçiner, Altan Tan, Aydın Engin, Ayşe Gül Altınay, Ergin Cinmen, Mebuse Tekay, Muhsin Kızılkaya, Çiğdem Mater, Ömer Madra ve Semih Kaplanoğlu gibi pek çok isim imza atmışlar. Eleştirel düşünceyi zorla, silahla susturmaya çalışan zihniyetlere karşı aydınların bu çıkışı Meclis’te temsil edilen Barış ve Demokrasi Partisi yöneticileri ve Ahmet Türk, Aysel Tuğluk eşbaşkanlığındaki Demokratik Toplum Kongresi için de mesaj niteliğinde. İmralı, Kandil ve KCK üçgenindeki silahlı hareket, 12 Eylül referandumundan bu yana bocalıyor. “Silahlı mücadelenin miadı doldu” diyen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir “aforoz” edildi. PKK, eylemle eylemsizlik arasında gidip geliyor. Bu kararsızlık Öcalan’a dahi “hatalı” değerlendirmeler yaptırabiliyor. İmralı’dan avukatlar aracılığıyla yapılan son açıklamada, “devlet kurumları ve ordunun hükümetten daha fazla çözüm istediği” öne sürülüyordu. Ateşkes takvimiyle sürekli oynanması da kafaların ne denli karışık olduğunun bir başka göstergesiydi. Orhan Miroğlu gibi Musa Anter suikastında JİTEM’in hedefi olmuş bir insanı Kürt sorununda PKK’dan farklı düşünüyor diye tehdit etmek ve “devlet koruması”na mahkûm etmek de Kürtler adına büyük bir çelişki olsa gerek. O devlet ki, 12 Eylül darbesinden sonra Miroğlu’nu ve binlerce insanı salt kimlikleri ve siyasal düşüncelerinden ötürü cezaevlerinde yaşamlarından bezdirmişti. 1990’larda “faili meçhul”lere kurban gidenler de aynı insanlardı. Şimdi o badireleri atlatmış Miroğlu’nun PKK’nın silahlı kanadınca ölümle tehdit ediliyor olması kabul edilemez bir durumdur. PKK, Miroğlu’nu niye hedef aldı? Batman’da Raman aşiretinden 3 kişiyle birlikte eski baro başkanı Sedat Özevin’in PKK’nın mayınlarıyla ölmesi üzerine Orhan Miroğlu, taziyeye gittiği köyde acılı eş Hülya Özevin’le görüştükten sonra Taraf’ta şöyle yazmıştı: “Kürtler hak elde etmek için ölmek zorunda değil artık. Sancılı da olsa, AB sürecinin yaşandığı bir ülkede, militarizm tasfiye olurken, demokratik özerklik, federasyon ve bağımsızlık dahil Kürtlere statü talep etmenin yolu dağlara mayın döşemekten ve savaşı sürdürme gayret ve azminden geçmiyor.” Orhan Miroğlu böyle düşünürken yalnız değil. Onu tehdit edenleri kınıyoruz.