Wikileaks internet
sitesi malum olduğu gibi hem bizim hem dünyanın gündemine oturmuş durumda. Aslında bir
internet sitesinin bu kadar dünya gündemini değiştirecek kadar güçlü olduğunu iddia etmek safça bir düşünce.
Şöyle ki! Wikileaks.org,
İlkokul çocuklarına matematiği anlatmak ve biraz da zekasını sorgulamak için; ‘sepette on
elma var altı çıktı kaç kaldı?’ sorusu gibi ortaya atılmış tam bir ‘sazan yemi’ aslında.
Bir internet sitesi yerin kaç bin metre altında olursa olsun öncelikle yayımlayacağı bilgi ve
belgeler ya kamyonla ya da bugünün teknolojisiyle taşınan
küçük hafıza kayıt (flash bellek) aygıtlarıyla site yöneticisine ulaşması gerekiyor.
İkincisi ise, yine yerin altında saklanarak yayınını devam ettirmek için dışarıya bir şekilde bağlanması gerekiyor. Ya
kablo ile ya da uydu aracılığı ile. Her ne kadar
gönüllü destekçileri bile olsa bu kadar devlet belgesine birilerinin ulaşması için ya en üst seviyede bürokrat ya da kıdemli asker olması gerekiyor. Çünkü söz konusu bilgi ve belgeler tamamen şifreli ve sadece yetkili kişilerin ulaşma yetkisi var. Hepsi
hain(!) olamayacağına göre ve aynı zamanda
gönüllüler bulundukları yerden siteye bilgi ve belge göndermeleri için mutlaka siteye bağlanması gerekiyor ki neyi tartışıyoruz ki?
ABD’nin teknolojik üstünlüğünü düşündüğümüzde yerin bir kaç bin metre altında olan bir havuzun dünya ile bağlantısını -ki yayım yapmak için dışarıya bağlantınız olması gerekiyor- kesmek, bir çukurun üzerine bir
kürek toprak atmak kadar kolay bir durum.
Bu arada şunu da kaydetmekte fayda var. Zaten Wikileaks’ın yayımlamayı duyurduğu belgelerin kaçta kaçı online-bilgisayar ortamında ki? Dünya tarihini ve diplomatik yazışmaları elde ettiklerini duyurduklarına göre.
Tabii Wikileaks internet sitesinin elindeki bilgi ve belgeleri yayımlamak üzere bazı medya gruplarıyla anlaştığını unutmamak gerekiyor. Ama şu soruyla bu konuyu noktalayalım istiyorum.
Hangi medya patronu; muhabirinin, öditörünün veya yayın yönetmeninin elindeki haber değeri olan bilgi ve belglerin kendi ülkesiyle birlikte müttefiklerini ne derecede etkileyeceğini göz önüne alarak , yayımlama/yayımlamama kararında etkili değildir ki?
Wikileaks internet sitesinin başlatmış olduğu bu yayımlar tamamen birilerinin, dünya haritasını ( İngiltere’nin birinci dünya savaşından sonra
masa başında çizdiği) hem ideolojik hem de coğrafya olarak yeniden dizayn etme operasyonu gibi duruyor.
O zaman şu soruyu cevaplamak gerekiyor.
Peki! Wikileaks’ın sponsoru-destekçisi kim?
Cevabı size wikileaks’ın kendi internet sitesindeki WallPaper-
duvar resimleri çok net veriyor.
Evet. Wikileaks.org’un
Afganistan ve
Irak ile ilgili yayımlarından sonra özellikle
Türkiye’nin merkezinde olduğu son yayımları sistemli ve stratejik-
psikolojik bir anlam ifade ediyor.
Bunu bir önceki ‘ABD’nin yeni NGO’su Wikileaks’ yazımızda açıklamıştım.
Şimdi asıl konuya dönelim.
Yani wikileaks’ın matruşkalarına.
Hemen bu satırların altındaki resime bir bakarsanız ne demek istediğimi ayan beyan göreceksiniz.
Anlaşıldığı üzere Wikileaks’ın önümüzdeki dönemde Türkiye eksenli
Ortadoğu coğrafyası ve
Avrupa var.
Yani tarihin arka odasına girmeye birileri kafaya koymuş görünüyor. Hem d
e devletlerin kendi kayıt alanlarından bilgi ve belgelerle.
Duvar kağıdı olarak Wikileaks.org’da yayımlanan Arşiv raflarına göz attığımızda neler yok ki!
Soykırım iddiaları (
Yahudi ve
Ermeni vs olabilir), akılcılıkla ortaya çıkan Pozitivizmin arka bahçesinde nelerin olduğu, ABD’nin ünlü Guantanamo hapishanesi belgeleri, Dünyaca ünlü Bilderberg buluşmaları ( iş, basın-yayın,
siyaset alanlarını etkileyen daha önce davet edilmiş yaklaşık 130 kişinin katıldığı yıllık, resmi olmayan toplantılardır. Bilderberg toplantıları, ilk olarak 1954 yılında Hollanda'da başlamıştır. İsmini ilk toplantının yapıldığı Bilderberg otelinden alır.), Afganistan savaşı, Bankaların ticari sırları, uluslar arası ihaleler ve ABD Başkanı JFK'nın
cinayet dosyası çoktan yerini almış gibi.
Ayrıca Türkiye’nin kurucusu Atatürk’ün Wikileaks’ın
arşivlerine çoktan girmiş olması Türkiye için çok anlamlar içeriyor.
Bu da şunu gösteriyor. Wikileaks.org’un tam bir asimetrik psikolojik bir savaş makinesi olarak hem dünyanın hem Türkiye’nin daha çok gündeminde olacağı.
Anlaşılan bu konuda birkaç yazı daha yazmak zorunda kalacağız. Hayırlısı…
[email protected]