Diplomat her Allah’ın günü merkeze telgraf çekmez,
rapor yazmazsa görevini yapmadığını varsayar. Genellikle de
büyükelçiler, kulağı delik olduğunu varsaydıkları gazetecileri, işadamlarını, bürokratları, akademisyenleri sık sık
akşam yemeklerine davet eder, ağızlarından laf kapmaya çalışır. Türkiye’de hiçbir şeyin bulunmadığı, k...mızı bile neredeyse zımpara kağıdıyla sildiğimiz dönemlerde, bu davetlere gidebilmek için herkes birbiriyle yarışır, Ankara’nın kulislerinde kulaklarına çalınanları, bire bin katarak anlatırdı. Öyle de bir ballandırırlardı ki, geri çağrılsın,
Amerikan cıgaraları tüttürsün, kırk yıllık konyaklar yudumlasın, etin en yumuşağını mideye indirsin diye. Diplomatlar da bu duyduklarını, incelemeye, araştırmaya gerek duymaksızın merkeze rapor ederlerdi.
WikiLeaks’de yayınlanan belgelerin çoğu dedikodu niteliğinde. Ve de varsayımlara dayanıyor. Özellikle
yabancı yayın organlarından okuduğunuz zaman, yani yalan yanlış çevirilerle bizim basında yayınlananları bi yana bıraktığınızda, bu belgelerde dedikodunun önde olduğunu görüyorsunuz. Sanki siyasi magazin haberleri okuduklarınız...
Sadece AK Parti’yle ilgili değil bu belgeler... Örneğin
CHP için, bunların birinde “a bunch of elitist ankle biters” deniyor. Bunun çevirisi üç aşağı beş yukarı, “birbirini alaşağı etmek için,
kavga edip duran kentsoylu (elitist), ayak altında dolaşan kalabalık” olabilir. Paçadan düşmeyen, acemi sürüsü falan gibi aşağılayıcı yaklaşımlarda da bulunabilirsiniz.
Deniz
Baykal’ın,
Başbakan Erdoğan’la ilgili eleştirilerini de “olağan yakınmalar” olarak nitelendiriyor belgelerden biri. “CHP Genel Başkanı Baykal, eski Büyükelçi Gündüz
Aktan ve
siyaset bilimci Hasan
Ünal gibi üst düzey muhalifler, Erdoğan’ı sert bir biçimde eleştirmeyi sürdürüyor. Ne var ki, bunlar, alışılagelmiş, olağan sızlanmalardan, ah ahlardan, vah vahlardan öteye geçmiyor. Yani eleştirilerinde somut bir şey yok!”
Sızma Haber Sitesi WikiLeaks’de yayınlanan başka bir raporda CHP, “bir avuç gürültücü elitist... Somut hiçbir şey söylemeyen, iktidara gelse de ne yapacağını, nedense, bir türlü açıklayamayan, kentsoylular güruhu” olarak nitelendiriliyor. “Kendine çeki düzen vermezse, AK Parti’ye alternatif olabilme ihtimali, yakın bir gelecekte görünmüyor...” gibisinden kişisel değerlendirmeler de var.