Kemalist yargının intikamı mı?


Doğan Akhanlı, bir yazar, işlemediği bir suçla itham ediliyor. Dahli olmayan bir cinayetle... Geçtiğimiz ağustos ayında, ölüm döşeğindeki babasını ziyaret etmek için yıllardır yaşadığı Almanya'dan Türkiye'ye giriş yaptı. Ve o günden sonra sesini, ne polise ne de yargıya duyurabildi. Ancak bir Kafka romanında rastlanacak saçmalıklar serisi böylece başladı. Yaklaşık üç aydır avukatlarının başvurmadığı makam, dava dosyasına eklemediği delil kalmadı. Ama masumiyeti kanıtlayan tanık ve belgeler, tuhaf bir biçimde dikkate alınmıyor. Göz ucuyla bakılsa bile, serbest bırakılmayı sağlayacak dava dosyası, bürokrasinin karanlık bir rafında bekletiliyor. Şu ana kadar Doğan'ın serbest bırakılması için yapılan kampanyalar da ne yazık ki yeterli yankıyı uyandıramadı. Türkiye kamuoyunun çok yakından tanıdığı Günter Grass'tan Günter Wallraff'a, Yaşar Kemal'den Orhan Pamuk'a dünyaca tanınmış pek çok yazar kampanyaya katıldı. Bu kampanyanın en önemli destekçilerinden biri de Akhanlı'nın suçlandığı olayda hayatını kaybeden kişinin oğlu. İnternet ortamından toplantılara, Doğan'ın masumiyetine şahitlik eden binlerce imza elden ele dolaşsa da Türk makamlarına ulaşılamıyor. Bu görmezden gelmenin sebebini kimse bilmiyor ve de: Akla gelen en önemli sebep Doğan'ın insan hakları alanında mücadele veren başarılı bir aktivist olması. 1991 yılında mülteci olarak sığındığı Almanya'da soykırım teması üzerine yoğunlaşmış. Romanlarını, senaryolarını daha çok bu temalardan oluşturmuş. Türkçeye kazandırdığı 'Talat Paşa duruşması' çevirisi akıllarda kalan kitaplarından. Ayrıca 'Madonna'nın Son Hayali' yılın en iyi 10 romanından biri seçilmişti. Özetle Doğan Akhanlı, bir yazı adamı. Bir insan hakları savunucusu. Fikirleri dışında suç olabilecek hiçbir fiili yok! Öyle ki yazdığı hiçbir kitap Türkiye'de kovuşturmaya uğramadı. Doğan, tipik bir Şavşatlı, güler yüzlü, sevecen. Dostlarına bağlı, idealist bir aydın. Onu 94 senesinde Almanya'da tanımıştım. Ehrenfelt'te orman kıyısında kiraladığı evde tanıdıklarına candan ilgi gösteren, şahane bir ev sahibiydi. Eşi ve çocuklarıyla olan bağı, insan sevgisi aklımda o kadar yer etmişti ki; daha sonra da bağımız kopmadı. Tutukluluğunun ilk gününden itibaren avukatları ve diğer tanıdıklarla irtibata geçip, 'Ne yapabiliriz?' diye düşündük. Açıkçası başlarda hiçbirimiz durumu ciddiye almadık. Nasılsa birkaç gün içinde bırakılır diye umuyorduk. Ama o birkaç gün ayları buldu ve geçtiğimiz hafta Doğan, babasını kaybetti. Ona sürgün yıllarının acısını biraz olsun unutturacak bir teselliden mahrum kaldı. Suç, masumiyet, delil, tanık bütün bu kavramların yeniden düşünülmesi gereken eşik de tam burası; insani gerçeklere dayanan suç karinesi mantığı işletilebilirdi pekâlâ. Çünkü hukukta 'Hayatın doğal akışı' diye bir kavram var. Sadece bu kavramla düşünülse bile cinayet işleyen bir insanın, sebep ne olursa olsun gelip teslim olmayacağı bilinebilir! Doğan, biraz da kendisinden önce gelen arkadaşlarının deneyimine aldanıp gelmişti. Nasılsa gözaltı sonrası bırakılırım diye düşünmüş. Şu an Türk Ceza Kanunu'nun 146/1 maddesiyle yargılanıyor. Adnan Menderes'in, Deniz Gezmiş'in yargılandığı maddeden. Yani devlet düzenini zorla değiştirmekten! Garip olan, devlet düzenini beraber değiştirdiği bütün dava arkadaşları beraat etmiş durumda. Hepsi Türkiye'de normal hayatlarına devam ediyorlar. Yani ortada hukukun da akladığı bir suç isnadı var. Akla gelen 'Pekâlâ neden bunca yıl gelip teslim olmamış?' sorusunun cevabı ise oldukça masum: Çok istediği halde, hakkındaki kovuşturmanın içeriğini tam olarak öğrenemiyor. Bu konuda yalnız da değil üstelik. Aynı kaderi yaşayan, Türkiye'den gitmiş ciddi sayıda politik mülteci de var. Türk Emniyeti hakkı olmadığı halde, gerekli bilgiyi ilgili şahıslardan gizleyebiliyor. Bütün bunlar, son yıllardaki demokratikleşme çabasıyla, ülkesinin biraz olsun değiştiğine kanaat getiren bir insanın iyimserliği olarak da okunabilir. Ama demek ki hâlâ tam değil. Bunu en iyi özetleyen de Ragıp Zarakoğlu oldu: 'Kemalist yargı bazı davalarda hükümete zarar vermek için inadına davranıyor.'
<< Önceki Haber Kemalist yargının intikamı mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER