Reha Muhtar geçen gün çok güzel bir yazı kaleme aldı:
-
Ufuk olsa Beyaz Türk geçinenlerin suratlarının ortasına tükürürdü!..
Ufuk dediği, 2001-2006 arasında 5 yıl patronluğumu yapan Ufuk Güldemir.
Muhtar, Güldemir'in "Beyaz Türk" ile kimi kastettiğini de çok güzel tanımlamış:
-En az iki kuşak eğitimli... Batılı... Avrupa'yla sıkı fıkı... Dil,
ülke, yol yordam ve adab-ı muaşeret bilen... İngilizce'de "establishment" olarak adlandırılan kesim...
İki hafta önce, Londra'da Hasan Cemal'e sordum, "Beyaz Türk tartışması çıktı, sizin fikriniz ne" diye... "Bugüne kadar bu konuda hiç yazmadım" diye girdi söze... Sonra aynı yemek masasında oturanları kastederek, "Nedir yani, nasıl bir kavramdır bu? Nasıl
tarif edeceğiz? Yapılan
tarife göre şimdi burada oturan herkes Beyaz Türk" dedi. Masada kimler mi vardı?
Fehmi Koru,
İsmet Berkan, İsmail Küçükkaya,
Mahmut Övür,
Amberin Zaman, İsmail Yuvacan,
Kerim Balcı ve
Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı
Ahmet Sever...
Hatta, "esmer" Ahmet Sever'e "Anadolu'nun bağrından kopup gelmiş esmer Beyaz Türk" diye takıldı. Ahmet Sever, bu konuda çok önemli bir figür...
Brüksel Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu... 1983-1998 arasında 15 yıl boyunca Brüksel'de gazetecilik yaptı.
Ufuk Güldemir, "Beyaz Türk" kavramıyla insanları belli bir siyasi sınıfa sokmayı amaçlamamıştı. Beyaz Türklük bir "
yaşam biçimi" dayatması da değil.
Son dönemde,
Ertuğrul Özkök yapıştı bu kavrama... Referandumda yüzde 42 oyla "hayır" diyen kesimi, "Beyaz Türk" kalıbına sokmaya çalışıyor.
Beyaz Türk, özgürlükçüdür... Serbest piyasacıdır... "Yaşasın düşünce özgürlüğü, hür basın" der... Milletine tepeden bakmaz, onu aşağılamaz... İnsanını dar kalıplara sokmaya çalışmaz... Bunu yapmadığı gibi, kendisinin de dar kalıplara sokulmasına karşı çıkar...
Bunun aksi, asla "Zenci Türk" değildir. Zaten Zenci Türkler, Beyaz Türkler'in rakibi de değildir. Korkulacak olan, her ikisini de bir kalıba sokmaya ve onları cepheleştirmeye çalışan "Çirkin Türkler"dir.
Hasarlı
ödül
Aslında soru şu:
-
Nobel ödülü, ülkelerinde şimşekleri üzerine çekenlere özellikle mi veriliyor yoksa bazı ülkeler Nobelli sanatçılara alerji mi duyuyor?
Orhan Pamuk'un Nobel aldığı günkü
Türkiye koşullarını herkes hatırlıyor. Pamuk'un neden ülkesinde istenmeyen adam olduğunu da... Neden, epeyce bir süre New York'ta yaşamayı
tercih ettiğini de...
Türkiye'de
Nobel ödülü "darbelidir..."
Oysa bu ülke, uzun yıllar boyunca, sırf "Nobel
Edebiyat Ödülü Adayı" olduğu için
Yaşar Kemal'le büyük gurur duymuştur.
Yıllar ve yıllar sonra bırakın adaylığı, Orhan Pamuk ödülü alıp getirmiştir. Fakat Yaşar Kemal'in "adaylığının" yarısı kadar bile itibar görmemiştir.
Onun için... Türkiye'de Nobel ödülü, kimseye ilave bir asalet yüklemiyor... Sağda solda konuşurken, "Nobel ödüllü yazarı ülkemize sokmadık" gibi bir argümanı kullananlar iki kere düşünmeli...