Başbakan Erdoğan, Lizbon’daki NATO zirvesinde karara bağlanacak Füze Kalkanı
sistemiyle ilgili olarak
Türkiye’nin tutumunu, ”Komuta
kontrol mekanizmasında biz de rol almak için düğmeye basan taraf olmak istiyoruz” diye açıkladı.
19-20
Kasım tarihli zirveye Cumhurbaşkanı Gül,
Dışişleri ve Savunma Bakanları ile katılacak.
NATO’nun yeni Stratejik Savunma Konsepti’ne göre Türkiye’de
deniz ve karada
füze sistemleri konuşlandırılacak.
Ankara’nın tereddütleri son günlerde medyaya yansıyor; şimdilerde bu tür tartışmalar neyse ki kamuoyu önünde gerçekleşiyor, 1962 “
Küba krizi”nde dünyayı nükleer savaşın eşiğinden döndüren “füze krizi”nde dönen gizli pazarlıklar ancak yıllar sonra açıklanan
Amerikan belgelerinde ortaya çıkmıştı.
13 gün süren Amerikan ablukasına karşı Sovyet liderliği, Türkiye’deki Jübiter füzelerinin sökülmesini şart koşmuş, Kennedy ile Kruşçev arasındaki pazarlıklardan hükümetin de halkın da haberi olmamıştı.
ABD, 1962
Ekim’inde U2
casus uçaklarıyla belgelediği Küba’ya yerleştirilen Sovyet füze rampalarının sökülmemesi halinde bu ülkeyi vuracağını ve istila edeceğini ilan ederken
Sovyetler Birliği de Türkiye’deki jübiterleri
hedef alıyordu.
Dehşet dengesinin anahtarı Türkiye’ydi; Başkan Kennedy NATO
savunması çerçevesinde yerleştirilen Jübiterlerin
İnönü hükümetine rağmen sökülmesi halinde Kruşçev’in tehditlerinin bertaraf edileceğini düşünüyordu. Oysa Türkiye’yi Sovyet tehdidine karşı koruma amaçlı Jübiterler,
Menderes hükümeti döneminde 25 Ekim 1959’da Paris’te bir anlaşmayla
doğu sınırına yerleştirilmişlerdi.
Sistem NATO şemsiyesi altında kurulmuş, ancak “ateşleme” mekanizması ABD’nin elindeydi!
Rahmetli gazeteci Turan
Yavuz, “Küba Krizi”ni anlattığı “Satılık Müttefik” kitabında Kruşçev’in, Küba’daki füzeler karşılığında, “Türkiye’deki jübiterlerin sökülmesi şart“ diye yaptığı meydan okumadan sonra Kennedy’nin de “geri adım” atmadan önce “ateşleme mekanizması”nın üslerdeki Türklerin eline geçmesinden kaygı duyduğuna ilişkin belgeleri açıklar.
1960’ların başında Türkiye’de konuşlandırılan orta menzilli füzeler 1500 mil uzaklığa erişebilmekte ve nükleer başlık taşıyabilmekteydi.
Küba krizi patlayınca Kruşçev, Berlin’in istilasıyla birlikte Türkiye’deki jübiterlerin sökülmesi kozunu da masaya koymuştur.
ABD Küba’yı vurursa, Sovyetler de Türkiye’yi hedef alacaktır.
13 gün süren kriz boyunca bu tehditler havada uçuşmuş ancak Türkiye halkının bundan haberi olmamıştır!
Oysa pazarlık ABD Başkanı’nın kardeşi
Adalet Bakanı Robert Kennedy’nin Washington’daki Sovyet Büyükelçisi’ne “söz verdiği” gibi Türkiye’deki jübiterlerin de üç ay sonra sökülmesiyle son bulmuştur.
Yarım asır önceki “Küba dersleri” günümüze ışık tutuyor.
ABD Türkiye’ye Füze Kalkanı yerleştirmek istiyorsa bu her şeyden önce kendi güvenliği içindir.