Telaşı güzel ve trafik kazalarını saymazsak, tadı tuzu biraz olsun yerinde bir bayram yaşıyoruz. Bu bayram yakın gelecek için merak ettiklerimi alt alta not ettim. Sizlerle de paylaşmak istiyorum. *** Bunca direnişten ve yok saymadan sonra bir CHP liderinin Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile görüşmesi ne anlama geliyor? Kuşkusuz Cengiz Çandar’ın da işaret ettiği gibi bu görüşme, Talabani’nin Ankara’ya tepkisinin ifadesi olabilir. Ancak galiba daha önemlisi, peş peşe gelen ayrışma ve çatışmaların ardından Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı sıfatıyla böyle bir görüşmeye cesaret bulabilmesi. Kendi topraklarında Kürt meselesine henüz kayda değer bir ilgi göstermemiş olan Kılıçdaroğlu’nun bu adımı atması, yakın gelecekte neler getirebilir? Herşeyden önce Türkiye’nin Kuzey Irak, Irak ve bölge politikalarına yeni bir açılım getirebilir mi? Bu alanlarda yaşanan sorunlara aktif ilgi gösteren Türk dış politikasına farklı boyutlar katabilir mi? Merakla bekliyorum. *** Kuruluşundan önce HAS Parti, daha doğrusu Numan Kurtulmuş hakkında pekçok yazı yazdım. Saadet Partisi’nde yaşananları, kongre sürecini, muhtemel gelecek senaryolarını aktarmaya çalıştım. Partileşme sürecini ise olabildiğince dikkatle izlemeyi tercih ettim ve henüz bunları yazıya dökmedim. En çok da bir siyasi kadro olarak kimlerle yola çıktığını ve bu isimlerin yakın geleceğin siyasi mimarisinde bir yeri olup olamayacağını anlamaya çalıştım. Numan Kurtulmuş’un listesini üç başlıkta incelemek mümkün. Kendisiyle birlikte Saadet Partisi’nden ayrılan ekip. Şu ana kadar bir siyasi partide yer almamış, ama siyasete entellektüel anlamda önemli katkıları olan isimler. Bir de yıllar yılı bu sahnede yer almış ve bu kez de HAS Parti’de şansını deneyen eski siyasetçiler. Bu sonuncu kategorinin Numan Kurtulmuş’la yollarının niçin kesiştiğini anlamış değilim doğrusu. İsim isim sayıp kimseyi incitmek istemem; ama bu siyaset eskilerinin HAS Parti’nin çizdiği çerçeveyle ilgisi olduğunu sanmıyorum. Saadet Partisi’nden ayrılıp gelenler, kuşkusuz bu siyasi hareketin en tecrübeli kesimini oluşturuyor. Özellikle teşkilatlanma sürecinde bu ekibin rolü önemli olacak. Gelelim asıl merakıma. Partiye katılan ve bugüne kadar siyasette aktif olarak yer almayan isimlerin, en başta sevgili Erol Göka olmak üzere, yakın geleceğe dair söyleyeceklerini, bunun HAS Parti’de nasıl bir karşılık bulacağını, AK Parti’nin merkezde daha kalıcı hale gelmesiyle birlikte ortaya çıkacak boşluğun, özellikle bu isimler tarafından nasıl okunduğunu merak ediyorum. *** Yıllarca yaşanan gerginliğin ve partiden ihraç etme ve yok saymaların ardından, başta Ümit Özdağ olmak üzere, ülkücü hareketin önemli isimleriyle yeniden yollarını birleştirmeye gayret eden MHP’nin bu süreci nasıl yöneteceğini, kimlerin bu tekliflere evet, kimlerin hayır diyeceğini, tüm bu yapılanların en başta referandum sürecinde ortaya çıkan sonuçlar olmak üzere bir ‘özeleştiri’ anlamına gelip gelmediğini ve genel seçimlerde partiyi nereye taşıyacağını da merak ediyorum. *** Elbette bunların hepsinden daha çok füze kalkanı tartışmalarının nasıl sonuçlanacağını, bunların öncelikle Türkiye-İran ilişkileri olmak üzere bizi nasıl etkileyeceğini, muhtemel sonuçların genel seçimlere nasıl yansıyacağını, Türkiye’nin en başta kendi bölgesinde elde ettiği güç ve itibarı devam ettirip ettiremeyeceğini de merak ediyorum.