Eskiden gazetelerde, okul veya kimsesizler yurdunun önünde
genç kızları tuzağa düşürüp
fuhuş yaptıran çetelerin haberleri yer alırdı. Şimdi bunlar iyice seyrekleşti. Onlardan çok daha fazla
elektronik tuzaklarla kuşatıldık.
Geçen hafta Zaman'da televizyonlar üzerinden evimize kadar giren sapıklar haberleştirilmişti.
Uydu üzerinden ve
yurt dışından yayın yapan ve
müzik kanalı gibi görünen yayınlara dikkat çekilmişti. Yoğun siyasi gündemler içinde gözden kaçıyor ama CHP'deki
koltuk kavgasından yüz kat daha önemli bir konu.
Haberde birkaç somut örnek verilmişti. Günlük gazetelerde neredeyse her gün aynı minvalde haber bulabilirsiniz. Müzik kanalı görünümündeki paravan televizyonlara alt bant mesajı gönderen kişiler, bilhassa ergen çocuklar ve sorunlu evlilik hayatı yaşayanların aklını çeliyor. Fondaki melankolik müziğin de yardımıyla aradığı sevgiyi bulduğunu zanneden
kurban telefona sarılıyor. Evden kaçıyor ve gerisi malum. Şansı varsa ve
emniyet güçlerine sığınırsa 40-50 gün sonra kurtuluyor. Yayınlanan telefon numaralarını arayan muhabir Yusuf Bülbül, şimdiye kadar 25 kişiyi 'kafalamış' örneklerle karşılaşıyor. Mesajları çok cinsel içerikli yazandan, acayip
dindar havaları verene kadar pek çok örnek var.
Çocukların
ekran başında olduğu saatlerde
tecavüz sahneleri yayınlayan güya denetimli kanalların bulunduğu ülkemizde, böylesi istismarların başını alıp gitmesi şaşırtıcı değil.
Tehdit sadece televizyonla sınırlı sanmayın. Çocuğunuzu odasında baş başa bıraktığınız internet bağlantılı bilgisayar, onu sizden koparabilir.
Şiddet oyunları,
kumar sitelerine ulaşmak, cinsel içerikli sitelerin bombardımanına maruz kalmak ilk akla gelenler. Sosyal paylaşım siteleri ve sohbet platformları ise bilgisayar üzerinden ava çıkanlar için bulunmaz fırsatlar sunuyor. Hele bilgisayarda
kamera varsa... Yalnızca çocukların tehdit altında olduğunu düşünüyorsanız, büyük yanılgı içindesiniz. Çevremizde yuvası yıkılan, büyük sorunlar yaşayan insan sayısı gittikçe artıyor. Geçen hafta medyaya yansıyan askeriyedeki fuhuş çetesi haberlerini okuduysanız bana hak vereceksiniz. Şerefli üniformasını ve konumunu kullanarak eğitimli, iş sahibi kadınları kapana düşüren çete deşifre oldu. Sosyal paylaşım forumları ve sohbet ortamlarını takip ederek kandırdığı kadınları yem yapan
muvazzaf subaylar ortaya çıkarıldı. Hem askerî sırları elde etmek hem de yükselmesi muhtemel subaylara
şantaj yaparak
kontrol altında tutmak isteyen çete, olayın güvenlik boyutu. Ancak asıl önemli ve can acıtan yönü internet üzerinden
mağdur edilen kadınlar.
İnternet ve televizyonla birlikte daha yaygın bir risk cep telefonları. Artık
küçük bilgisayarlara dönüşen taşınabilir telefonlar, çocukları ebeveynlerinin kontrolü dışına çıkarıyor. Ailecek seyredilen televizyonlar veya oturma odasında tutulan bilgisayarlar, anne-babaların denetimini kolaylaştırıyor. Odasında
ders çalıştığını zannettiğimiz çocuk, telefonuyla kesintisiz internette dolaşabiliyor. Teknolojik gelişiminden çok haberdar olmadığımız, sadece konuşturduğunu düşündüğümüz küçük canavarlar, çocukların ensesinden ayrılmıyor. Tehlikeyi sadece kötü niyetli kişilerin ağına düşmekle sınırlı düşünmek de yanıltıcı olur. Asosyalleşen,
iletişim sorunları yaşayan, derslerinden ve hatta bütün dünyadan kopan çocuklar bizi bekliyor. Şayet yakın ve açık tehlikenin farkına varıp
tedbir almazsak...